Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yeni yıl öncesinde partisinin, muhalefetin ve iktidarın durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu, 2021'deki yol haritalarını anlattı. Yeni yılın, HDP'nin 'direniş+inşa' formülü için çok önemli olduğunu belirten Sancar, "Kürt halkı direniyor, direnmekten asla vazgeçmiyor ve direnerek kazanmanın artık eşiğindeyiz" yorumunda bulundu.
Mezopotamya Ajansı'ndan Berivan Altan ve Selman Güzelyüz'ün sorularını cevaplayan Sancar 2021 öngörülerini anlattı. Yeni yılın "daha yüksek bir mücadele yılı olacağını belirten" Sancar, "Önümüz açık ve geleceğimiz aydınlıktır" dedi.
"HDP'siz Çözüm Mümkün Değil"
Eş Başkan Sancar, yeni bir sağcı Kürt partisi kurulacağı iddialarını da yorumladı. "Kürt sorununda çözüm için iktidarın kendine yeni bir muhatap yaratmaya çalıştığını" belirten Sancar, "beyhude mühendislik çabaları" değerlendirmesini yaptı. Bu amaçlarla daha önce başka partiler de kurulduğunu kaydeden Sancar: "HDP ve öncüllerinin büyük oy oranlarıyla Kürt halkının gerçek iradesini temsil ettiğini" söyledi. Demokratik çözüm ve barış konularında HDP'nin dışlanmasıyla çözümün mümkün olmadığını ifade eden Sancar, bu meselelerin kritik olduğuna dikkat çekti: "Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış çok kritik bir meseledir ve aynı zamanda hayatidir. Bu kadar hayati bir meselede umutlarla oynamak, beklentiler yayarak, çeşitli duyguları yaralayacak manevralara girişmek tehlikelidir. İnsanların barış beklentileri ve özlemleriyle kimse oynamasın. Barış öyle oyuna gelecek bir değer ve hedef değildir. Bu konuda yapılacak oyunların hiçbirinin sonuç alma ihtimali yoktur. Zaman kaybetmenin de gereği yoktur. Bu ülke ve yaşayan halklar başta da Kürt halkı bedel ödüyor. O nedenle bu oyunlarla bedeli artıracak bütün politikaların aynı zamanda ahlaksızca olduğunu söylemek gerekiyor."
"Muhalefet Cesur Olmalı"
İktidarın daha hızlı güç kaybetmemesinin sebeplerinden birini 'muhalefetin ürkek, ikircikli tavrına' bağlayan Sancar, "Muhalefet daha cesur ve kararlı davransaydı belki de erken seçim mecburen yapılmış olacaktı" dedi. "Diğer muhalefet partilerinin HDP'nin yanında durmamasının iktidara yaradığını" söyleyen Sancar, bunun kırılamamasının Türkiye’de yaşanan sıkışıklığın bir nedeni olduğunu belirtti.
"İttifak Derdimiz Yok"
Sancar, "HDP'nin hiç kimseyle ittifak yapma derdi olmadığını ama demokrasiden, adalet, özgürlük ve eşitlikten yana güçlerin bir araya gelmesi için çağrı yaptıklarını" da söyledi. "Kimseye gelin HDP’nin arkasına dizilin, bizi de yanınıza alın dediğimiz yok" diye konuşan Sancar, HDP'nin yalnız olmadığını vurguladı ve muhalefette olması gereken 'cesaretli duruş' ifadesini açıkladı. "İktidarın en güçlü kozunun savaş politikası olduğunu ve iktidarı savaşın ayakta tuttuğunu" ifade eden Sancar, muhalefeti "savaş politikalarına karşı çıkmaya" davet etti ve cesaretli duruşun bu olduğunu dile getirdi.
"Hükümetle Hiçbir Diyalogumuz Yok"
Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerindeki talepleri tüm toplum kesimlerinin sahiplenmesi gerektiğini aktaran Sancar, bu taleplerin daha fazla kesime ulaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Sancar taleplerin; tecridin kalkması ve cezaevi şartlarının iyileştirilmesi olduğunu da ekledi. HDP'nin bu konuda hükümetle siyasi hiçbir diyaloğunun olmadığının altını çizen Sancar, "Ortada müzakere yok, mücadele var. Müzarekeye giden yol mücadeleden geçiyor" dedi.
Er'in "AKP, hadi konuşalım oturup çözelim derse?" sorusunu yanıtlayan Sancar, AK Parti ile baş başa görüşmelerin bir sonuç vermeyeceğini, çözümün tüm muhalefet ve toplumsal kesimlerin katılımıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Edirne'de tutulan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve insan hakları savunucusu Osman Kavala hakkındaki AİHM kararlarına rağmen serbest bırakılmamalarını yorumlayan Sancar, "Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer tüm arkadaşlarımız bu siyaset tarafından rehin alınmıştır" dedi. "Demirtaş'ın rehin alınmasının HDP'yi çökertmek için" yapıldığını vurgulayan Sancar, Kavala'nın da rehin alındığını ve Türkiye'de sivil toplum faaliyetlerine gözdağı vermek için tutulduğunu ifade etti. "Demirtaş ve Kavala denince birer kişi değil, cezaevlerinde tutulan binlerce kişinin düşünülmesi gerektiğine ve bu iki ismin bir sembol olduğuna dikkat çeken" Mithat Sancar, AİHM kararının tanınmamasını acizlik olarak nitelendirdi. Sancar, iktidarın "karar bizi bağlamaz, tanımıyoruz" açıklamalarını zaman kazanmak adına yaptığını söyledi ve amaçlarının "kaybetmemek" olduğuna dikkat çekti. "Bu iktidara yine kaybettireceğiz" diyen Sancar, DTK faaliyetleri, Kobane olayları gibi konuların suç sayılmasının da hak ihlali olduğuna dair kararın mevcut olduğunu belirtti.
