Koronavirüste olası dört senaryo

Koronavirüs salgını, küresel bir krize doğru adım adım ilerliyor. Piyasalarda şok üstüne şok yaşanırken dünya ekonomisini durma noktasına taşıyacak bir risk belirdi.

10.03.2020, Sal - 12:44

Koronavirüste olası dört senaryo
Haberi Paylaş

Para Analiz'de yer alan değerlendirmede, "New York Borsası’nın açılışta yüzde 7 düşmesi sonrasında işlemlerin durması ve “circuit brokerların” devreye girmesi olmasaydı, S&P’deki düşüş çok rahat 1987 benzeri serbest düşüş şekline bürünebilir ve çift haneli rakamlara ulaşabilirdi" deniyor.

Koronavirüsün dünya ekonomisine verebileceği zararın boyutu hakkında senaryolara dayanan bir analize yer veren Para Analiz, küresel şirketlerin raporlarından alıntılar yapıyor.

Buna göre, Çin’in Hubei eyaletinin derinliklerinde başlayan bir salgının hızla yayılması haftalar içinde ABD, euro bölgesi, Japonya, Çin’i kapsayan ekonomik serpinti toplam 2,7 trilyon dolarlık üretim kaybına neden olacak. Bu rakamın İngiltere ekonomisinin bir senelik üretimin tamamına denk geldiği düşünülürse, durumun ciddiyeti iyice netleşir.

Otomobil satışlarının yüzde 80 düştüğü, yolcu trafiğinin normal seviyelerden yüzde 85 azaldığı ve iş anketlerinin rekor düşük seviyelere ulaştığı Çin’de ekonominin pratikte durma noktasına geldiği belirtiliyor.

Bloomberg Economics, Çin’de büyümenin 2020 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,2’ye gerilediğini tahmin ediyor. Bu seviye şimdiye kadar görülen en düşük büyüme performansı Çin adına.

Değerler, 2020 GSYİH’sinde eğer virüs salgını olmasaydı beklenen büyüme ile virüs salgının gerçekleştiği durumda beklenen büyüme arasındaki farka işaret ediyor.

"Dünyanın geri kalanı için Çin, bir talep kaynağı, bir arz kaynağı ve finansal piyasalar için endişe odağı olarak önemli" denen analizde, "İlk senaryoda Çin salgını hızla kontrol altına alabiliyorsa ve dünyanın fabrikası konumundaki ülke ikinci çeyrekte hayata geri dönerse, küresel ekonominin geri kalanı üzerindeki etkisi kontrol altına alınabilir. Bu şimdilik en temel senaryo olarak görünüyor" görüşünü yer veriliyor.

Peki ya sorun kötüleşirse ne olur?

İkinci senaryoda, “V” yerine “U” şeklinde bir toparlanma ile Çin’in normale dönmesinin daha uzun sürdüğü varsayımı yapılıyor.

Made-in-China.com yöneticisi Bay Li, “Fabrikalar işe geri dönmesi bile, tüm sorunların çözüldüğü anlamına gelmeyecek. Birçok fabrikada yeterli envanter yok… tedarik zinciri engelleri üretim kapasitesini sınırlıyor” diyor.

İkinci senaryoya göre daha yaygın bir bulaşma ile ekonomilerde daha ağır hasar üçüncü senaryonun temelinde.

Üçüncü senaryoda, Güney Kore, İtalya, Japonya, Fransa ve Almanya için daha şiddetli bir şok. mart başından bu yana herhangi bir vaka bildiren diğer ülkelere daha küçük bir şok varsayılmakta. Buna ABD, Hindistan, İngiltere, Kanada ve Brezilya da dâhil. Başka bir ifadeyle dünyanın en büyük 10 ekonomisinin tamamı virüsün yerel yayılımını kontrol altına almak için savaşırken ekonomilerinde de yavaşlama yaşanacak öngörüsü hâkim.

Analizde aktarılana göre bu senaryoda, 2020 için küresel büyüme yüzde 1,2’ye geriliyor. Euro bölgesi ve Japonya durgunluğa giriyor ve ABD’deki büyüme yüzde 0,5’e düşüyor ve tabi tam da ABD başkanlık seçim yılında işsizlik yükselmeye başlıyor.

Dördüncü senaryo olarak ise, en kötüsünün gerçekleşeceği ve virüsün tüm dünyaya yayılması üzerinden bir hesaplama yapılıyor:

"Böylesi küresel bir salgının ekonomik etkisini yakalamak için, tüm ülkelerin Çin’in ilk çeyrekte büyümedeki düşüşe eşdeğer ciddi bir şokla karşı karşıya olduğunu varsayıyoruz.

Bu olursa, yıl için küresel büyüme sıfıra iner. ABD, Euro Bölgesi ve Japonya’ya katılarak büyümeden daralmaya döner. Tabi bu durum ABD’de başkanlık seçimlerinin dinamiğini de değiştirir. Çin’in ekonomisi Deng Xiaoping’in reformlarının henüz başladığı 1980’lere kadarki en yavaş performansa denk gelebilecek şekilde sadece yüzde 3,5 büyür. Dünya genelinde, kayıp üretim 2.7 trilyon dolara ulaşır.

Koronavirüs salgın haline gelmeden önce yapılan tahminler arasında en kötümserlerin bile daha da kötümserleşeceği görünüyor. Dünya Bankası tarafından 2006 yılında yayınlanan bir bildiride, ciddi bir grip salgınının potansiyel maliyeti küresel GSYİH’nın yüzde 4,8’ine yakın olacağını; yani 2009 mali krizinden sonra görülene benzer bir hal alabileceğini anlatıyor.

Virüs temelde fabrikaları kapanmaya ve işçileri evde kalmaya zorlayan bir arz şoku. Bu, politika yapıcıların çok fazla hafifletebileceği bir durum değil. Faiz indirimleri ve daha yüksek kamu harcamaları kriz bittiğinde kırılgan finansal piyasaların dibini yumuşatmaya ve talebi canlandırmaya yardımcı olacak. Salgının sıcağında yapılacak uyaranların, büyümeyi hızlandırmadan enflasyonu artırma riski bulunuyor ki bu da sorunu daha da kötüleştirir.

Dünyanın tarihsel olarak düşük faiz oranları döneminde olduğumuzu ve yüksek borç nedeniyle manevra alanının sınırlı oluşunu da eklersek, dünyadaki herkes gibi ekonomik politika yapıcıların da salgının neden hızla kontrol altına alınabileceğini umduğu ortada. Merkez bankalarının ellerinde bulunan seçenekler şu anda yaşanan durumu tersine çevirmeye uygun araçlar değil."

Nerina Azad
Bu haber toplam: 8835 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:12:26
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x