İnsan hayatında daima var olan rüya insanın gün içerisinde karşılaştığı olayların bilinçaltında büründüğü hal olarak karşısına çıkar. Güzel düşler iyi olma halinin bir yansıması olurken, görülen kabuslar ise gün içinde insanın çok da farkında olmadığı ama yaşadığı stresi ve endişelerin bir işareti olarak yorumlanıyor.
Bazı uzmanlara göre karantina uygulamaları ile alışık olduğu ortamından kopan insanda 'esinlenme eksikliği' yaşanıyor. Bu da bilinçaltını geçmişte yaşanan izlere geri dönmeye zorluyor.
Beş araştırma ekibi tarafından farklı ülkelerde 600 kişiden alınan örnekler, rüyaların pandeminin etkisiyle stres, izolasyon, anksiyete ve tipik uyku alışkanlıklarından farklı duygulara büründüğünü gösteriyor.
Boston Üniversitesi'nden nörolog Patrick McNamara, National Geographic'e yaptığı açıklamada, "Normalde yoğun duygu halini, özellikle de negatif duyguları incelerken hızlı göz hareketini (REM) kullanıyoruz. Gerçekten de pandemi yoğun bir stres ve anksiyete oluşturuyor." diyor.
Lyon Nöroloji Bilimi Araştırmaları Merkezi'nin yeni bir araştırmasına göre koronavirüs salgını nedeniyle rüyalarında geçmişe gitme oranında yüzde 35 artış oldu, katılımcıların yüzde 15'i eskiye oranla daha fazla kötü rüya gördüklerini söyledi.
İtalya'da ise Uyku Bilimi Merkezi'nin (Associazione Italiana di Medicina del Sonno) bir araştırmasında karantina bulunan İtalyanlarda parasomnia olarak bilinen, uyku sırasında sinirsel ve kasların aktivitesi sonucu oluşan istemsiz fiziksel aktivitenin arttığına dikkat çekiliyor.
Roma Üniversitesi'nden Luigi de Gennaro, salgın ve deprem gibi olayların bilinçaltı üzerindeki etkisine şu sözlerle dikkat çekiyor:
2009 yılındaki L'Aquilla depremi sonrası hayatta kalan depremzedeler üzerinde yaptığımız araştırmada, uyku düzensizliği ve karabasan halinin depremin merkez üssüne olan mesafeye göre değişkenlik gösterdiği sonucuna vardık."
