“Dünyadaki tüm mültecilere bir umut mesajı vermek istiyoruz” söylemiyle oluşturulan bu takım “Mülteci Olimpiyat Atletleri” takımı olarak adlandırılıyor. Takım, Dünya’da yerinden edilen 65 milyon insanı temsil ediyor. Takımdaki sporcuların bütün masrafları Olimpiyat Komitesi tarafından karşılanıyor.
43 kişilik sporcu havuzundan seçilen 10 kişilik bu takımda Suriye’deki savaştan kaçan 18 yaşındaki yüzücü Yusra Mardini de var. Yusra, savaş başlamadan önce Şam’da yaşıyordu. Babası yüzme antrenörü olan Yusra, küçükken başladığı yüzmenin ileride hayatını kurtaracağını bilmiyordu.
Savaştan kaçan Yusra, birçok zorlukla karşılaşmış. Bir bot ile Yunanistan’a geçerken denizde hayatta kalma mücadelesi verdi. Bu mücadeleden iyi bir yüzücü olduğu için kurtulmayı başardı. 20 kişilik botla Yunanistan’a geçmeye çalışırken denizde mahsur kaldılar. Yusra ve kendisi gibi yüzücü olan ablası, suya atlayarak 3 saat boyunca botu güvenli bir yere yüzerek itmişler.
Yunanistan’a ulaştıktan bir ay sonra Almanya’ya geçen Yusra, burada Mısırlı bir tercüman yardımıyla kısa sürede“Wasserfreunde Spandau 04” takımına katılmış. Olimpiyatlara katılmayı hedefleyen Yusra, antrenörü ile birlikte aylarca seçmelere hazırlandı. Olimpiyat Komitesi Yusra’yı “Mülteci Olimpiyat atletleri Takımı”na seçince, Rio’daki Olimpiyat oyunlarına katılma hayali gerçekleşmiş oldu.
\"Tüm mültecileri temsil etmek istiyorum. Çünkü herkese acıdan, fırtınadan sonra sakin, güzel günlerin gelebileceğini göstermek istiyorum\" diyor Yusra ve ekliyor:
\"Eğer botumuzdan biri boğulsaydı çok utanç duyardım. Kimsenin hayallerinden vazgeçmemesini, kalbinden geleni dinlemesini istiyorum. Neler olacağını asla bilemezsiniz. Sadece durmayın, mücadele etmekten vazgeçmeyin. Benim yaptığım gibi bir şansa sahip olabilirsiniz ya da o şansı kendiniz yaratabilirsiniz.Suriye’yi özledim. Eğer bir gün Suriye’de savaş biterse tüm bu deneyimlerim ve her şeyle birlikte geri dönüp, herkese bunları aktaracağım\"
