Türkdoğan, \"Adalet Bakanlığı kendi cezaevlerinde kimlerin hasta olduğunu, hastalıklarının neler olduğunu biliyor fakat bu insanları serbest bırakmadığı için sorun çözülmüyor\" dedi.
649 hasta tutsağın yaşam hakkı yok sayılıyor
İHD Cezaevi Komisyonu\'nun hazırladığı rapora göre, Türkiye cezaevlerinde 247\'si ağır, 649 hasta tutuklu bulunuyor. 198 hasta tutuklunun ise listeye yeni eklenmiş olması, cezaevlerindeki sağlık koşullarının nasıl bir kritik düzeye ulaştığını gösteriyor. Ayrıca, İHD çalışanlarına ulaşan bilgilerin çoğunluğu siyasi mahkumlara ilişkin iken, binlerce adli hasta tutuklunun sağlık durumu göz önüne alındığında, cezaevlerindeki yaşam hakkına yönelik saldırıların boyutu kat be kat artıyor.
Hastane-ATK-Savcılık üçgeninde yaşam hakkı hiçe sayılıyor
İHD Cezaevi Komisyonu tarafından hazırlanan listede, son bir yıl içinde Sağlık Bakanlığı\'na bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri\'ne serbest bırakılmaları için başvuran 274 ağır hasta mahkumdan 82 ağır hasta tutuklu olumsuz cevap aldı ve Adli Tıp Kurumu\'na hiç gidemedi. Bunun yanı sıra hastanelerden \"cezaevinde kalamaz\" raporu alan 89 ağır hasta tutuklu ise, Sağlık Bakanlığı\'na bağlı hastanelerde yapılan tedavi ve tetkikleri Adli Tıp Kurumu\'nun (ATK) politik bir tutumla yok sayması sonucu \"cezaevinde kalabilir\" denildi ve serbest bırakılmadı. 2 ağır hasta tutuklunun da ATK tarafından \"cezaevinde kalamaz\" raporu almasına rağmen savcılıktaki işlemlerinin devam etmesi ve hala serbest bırakılmaması ise hastane, ATK ve cezaevi savcılığı üçgeninde oluşan hasta mahkumların yaşamlarını nasıl hiçe saydıklarını gösteriyor.
Öte yandan, Adalet Bakanlığı\'nın İHD heyetine verdiği bilgilere göre, şu anda 45 ağır hasta tutuklunun hastanedeki tedavileri, 12 ağır hasta mahkumun ise ATK\'lardaki işlemleri devam ediyor.
Bakanlık sorunu çözmüyor
Geçtiğimiz gün hasta tutuklular için Adalet Bakanlığıyla görüşün İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, hasta tutuklular sorununun geldiğini nokta ve Bakanlığın konuya yönelik çalışmaları ve yaklaşımına ilişkin DİHA\'ya değerlendirmelerde bulundu. Son birkaç yıldır Adalet Bakanlığı nezdinde hasta tutuklular için bir farkındalık yarattıklarını söyleyen Türkdoğan, Bakanlığın İHD tarafından hazırlanan listeler üzerinde çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bakanlığın kendine ait bir liste ve izleme çizelgesi hazırladığı bilgisi veren Türkdoğan, \"Adalet Bakanlığı kendi cezaevlerinde kimlerin hasta olduğunu hastalıklarının neler olduğunu biliyor fakat bu insanları serbest bırakmadığı için sorun çözülmüyor\" diye konuştu.
En büyük engel ATK
Türkdoğan, hasta tutukluların serbest bırakılmasındaki en büyük engel olarak ATK\'leri işaret etti. Bakanlığa çözüm olarak ATK\'nin tekel niteliğindeki kararlarına derhal son verilmesi gerektiğini aktardıklarını belirten Türkdoğan, ATK\'nin tek başına verdiği kararlar olmasaydı 89 ağır hasta tutuklunun Sağlık Bakanlığı\'na bağlı hastanelerin verdiği raporlarla tahliye olabileceğini söyledi. Türkdoğan, ATK\'nin ağır hasta tutsaklara \"cezaevinde kalabilir\" raporu vermesinin ise politik bir tutum olduğunu belirterek, \"Adalet Bakanlığı bu konuda Sağlık Bakanlığı ile ve üniversiteleri yetkili kılabilir. Böyle olduğu takdirde kısa bir süre içinde ağır hasta mahpuslarla ilgili sorunların önemli bir kısmının aşılabileceğini düşünüyorum\" değerlendirmesinde bulundu.
\'İnfaz süreleri kısaltılmazsa hasta tutuklu sorunu çözülmez\'
Türkdoğan, cezaevlerinde tutukluların ağır hastalıklara yakalanmasının sebeplerinden birinin de, infaz sürelerinin uzunluğu olduğuna dikkat çekti. 2005 yılından bu yana infaz sürelerinin arttırıldığını belirten Türkdoğan, \"İnfaz sürelerinin bu kadar uzun olmasının hastalıkları tetiklediğini vurguluyoruz. Bu nedenle yapılacak bir infaz kanunu değişikliği ile infaz sürelerinin kısaltılması, adli ve siyasi mahpus ayrımına son verilmesini istiyoruz. Bu kadar uzun infaz cezaları olduğu sürece hasta tutsak sorununun kalıcı olarak çözülmesi mümkün olamaz\" dedi. Türkdoğan, infaz süreleri için hükümetin bir karar alması ve uygulamasını gerektiğinin altını çizdi.
\'Pazarlık konusu yapmayacağız\'
Hasta mahkumlar sorununun çok açık bir şekilde yaşam hakkını ilgilendirdiğini söyleyen Türdoğan, sorunu kesinlikle pazarlık konusu haline gelmesine izin vermeyeceklerini, insan hakları açısından siyasi iktidarın sorunu çözmek zorunda olduğunu vurguladı. Hükümetin cezaevlerinde mahkumları çürütmeye yönelik bir infaz rejimi uyguladığına işaret eden Türkdoğan, \"Böyle bir infaz rejimi uygularsınız tabiî ki sorunu bir pazarlık konusu olarak görürsünüz. Bu anlayışın bir an önce değişmesi gerekiyor\" dedi.
\'Israrcı olacağız!\'
Son olarak, tüm demokratik kesimlere daha fazla duyarlılık çağrısı yapan Türkdoğan, şunları ifade etti; \"Biz hak savunucularına düşen görev demokratik eylem ve etkinlikler yaparak farkındalık çalışmalarını hızlandırmaktır. Israrcı olacağız! Bu şekilde sonuç alabiliriz. Yaptığımız çalışmaların sonucunda şunu görüyoruz, artık Adalet Bakanlığı\'nca bazı çalışmaların yapılmasını sağlamışız. Bunlar daha ilk aşamalardır ve sonuç alıcı tarzda daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor.\"