PAK: 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde 'Kuzey Kürdistan'daki Savaşa Hayır' Diyoruz

PAK (Partîya Azadîya Kurdistanê- Kürdistan Özgürlük Partisi) yayınladığı bir açıklama ile 8 Mart dünya kadınlar gününü kutladı.

08.03.2016, Sal - 10:39

PAK: 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde 'Kuzey Kürdistan'daki Savaşa Hayır' Diyoruz
Haberi Paylaş

PAK Kadın komisyonu tarafından Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan açıklama da şu ifadelere yer verildi;

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Dünyadaki tüm kadınlar bugünü mutlu ve bir bayram havasında ne yazık ki kutlayamıyorlar. Dünyanın bir çok bölgesinde olduğu gibi, bugün Kürdistan\'ın dört parçasında da Kadınlar saldırılara, şiddete, katliamlara maruz kalmaktadırlar.

100 bin nüfuslu ülkelerin bile devlet sahibi oldukları bir dünyada, 50 milyonluk nüfusuyla Kürtler henüz dünya bağımsız devletleri arasındaki yerini alamamıştır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da kendi ana dili ile sosyal, ekonomik, politik yaşama katılma ve eğitim hakkından bile yoksun bırakılan, hatta varlığı yok sayılan Kürt milletinin yarısını oluşturan kadınlar olarak, bu yılki 8 Mart\'ı Kürdistan\'daki bütün Savaş mağduru kadınlara ithaf ediyoruz.

Bu dayanışma 8 Mart\'a özgü bir anlam kazansa da PAK\'lı kadınlar bugünden önce de bugünden sonra da Kürdistan\'da şiddetin her boyutuna maruz kalan kadınlarımızla dayanışmaya omuz omuza mücadele etmeye devam edecektir.

Hem ezilen cins olarak, hem de Kürt ve Kürdistan toplumunun bir parçası olarak maruz kaldığımız her türlü sömürü, şiddet, taciz, tecavüz, yıkım, haksızlık ve baskılara rağmen bugün onurumuzla özgürlük, eşitlik ve adaleti haykırıyoruz.

Kadının yaşadığı toplumun bir parçası, ama, eşitlikten yoksun bir parçası olduğunun bilincini, kendi özgün örgütlenme ve mücadelemizle bütünleştirerek,her türlü cinsiyetçi ayrıma ve haksızlığa karşı sesimizi yükseltmek için mücadelemize devam ediyoruz.

Kadının özgürlüğünün, insanlık tarihi boyunca, tüm özgürlüklerin önünü açan bir anahtar olduğunun bilincini tüm kadınlara ve toplumun tümüne yaygınlaştırma mücadelesinin bir parçası olduğunun bilincindeyiz.

Kadınların ana dilleriyle konuşma, yazma, eğitim hakkı mücadelesinin temel mihenk taşları olduklarını, toplumun şekillenmesinde ilk beşiğin kadınların emek ve sabırlarının olduğunu bir kez daha bilince çıkarıyoruz.

Kürt milletinin tüm ulusal değer, gelenek ve göreneklerinin, kültürünün, yeni dünyanın yeni değerleriyle bütünleştirilmesinde ilk halka olduğumuzun sorumluluğu ve bilincindeyiz.

Kendi özgürlüğümüzün, aynı zamanda cinsi, etnik kökeni, dini, mezhebi, sosyal konumu, itibariyle ezilen, haksızlığa uğrayan tüm toplum kesimlerinin, özgürlük mücadelesinin en önemli bir parçası ve katalizörü olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz.

Örgütlü kadının, eşit ve özgür toplumun, örgütlü bir milletin teminatı olduğunun bilincindeyiz.

Biz Kürt ve Kürdistanlı kadınlar olarak hem egemen devletlerin şiddeti ile karşı karşıyayız; hem de evlerimizdeki, işyerimizdeki, sokaktaki, cezaevindeki erkeklerin baskı ve şiddeti ile karşı karşıyayız.

Çoklu ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan Kürdistan’lı kadınlar olarak sürekli bir şiddet, baskı ve katliama maruz kaldık ve en son İŞİD gibi cani bir örgüt de Kürt kadınlarını hedefine alarak katletti, pazarlarda sattı, tecavüz etti. Bu vahşete Kürt kadınları hem Kürt oldukları hem de kadın oldukları için maruz kaldılar.

Bugün Kuzey Kürdistan\'da hala devam eden savaşta Türk devleti Kürdistanlı kadınlara, gençlere, çocuklara ve bir bütün olarak Kürdistan halkına şiddet uygulamaktadır. Bu savaştan en çok Kürt kadınları zarar görmektedir. Kürt kadınları çocuklarını, annelerini, kardeşlerini, evlerini, şehirlerini, mahallerini, sokaklarını ve hayatlarını kaybetmektedir. Sur\'da, Cizre\'de, Silopi\'de, Varto\'da, Derik\'te, İdil\'de, Silopi\'de sokak ortasında cenazeleri günlerce kalmış, çocuklarının cenazelerini buzdolaplarında saklamak zorunda bırakılmış, çıplak bedenleri vahşice teşhir edilmiştir. Cinsel ve ulusal kimliklerine yönelik bu saldırılar her geçen gün şiddetini arttırarak devam etmektedir.

Türk Devleti’ni bir an evvel bu şiddetten vazgeçmeye, 90 yıldır sürdürülen şiddete dayalı siyasetin bir sonuç getiremeyeceğini görmeye davet ediyoruz. Halkımızın en temel ulusal demokratik hak ve özgürlükleri acilen sağlanmalıdır.

PKK’nin yürütmüş olduğu yanlış ve bize zarar veren çatışma ve ‘’şehir savaşları’’ siyasetine de bir an evvel son verilmesi ve Kürdistan sorunun siyasal ve sivil yollarla çözümünün esas alınması da Kürdistanlı kadınların en temel taleplerinden biridir.

Kürt kadınları her zaman egemen devletlerin ilk hedefleri oldu. Ancak Kürt kadınları asla boyun eğmedi. Kürtlerin tüm isyanlarında, tüm savaşlarında en ön saflarda savaştı, direndi ve asla vazgeçmedi. Cezaevlerinde de işkenceye, kötü muameleye maruz kaldı ancak asla geri adım atmadı.

Hafsa, Besê ,Gülnaz, Zarife Hanım’ların, Rewşen Bedirxan’ların, Leyla Qasım’ların, Zekiye Alkan’ların ve Kürdistan\'ın ulusal mücadelesinde bu güne kadar verilen mücadelede hayatlarını yitiren kadın peşmergelerin ve gerillaların emek ve onurlu mücadeleleri bizim mücadelemizdir.

Kürdistan’ın dört parçasındaki özgürlük mücadelesi bizim mücadelemizdir. Halkımızın Güney Kürdistan’daki bağımsızlık yürüyüşünün, Güneybatı(Rojava) ve Doğu Kürdistan’daki özgürlük ve statü elde etme mücadelesinin yanındayız.

Yaşasın Kürdistanlı kadınların örgütlü eşitlik, özgürlük, adalet ve Kürdistan\'a statü mücadelesi.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 2808 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:17:18
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x