“Etuna dilê min, Axinate nalina min, Bîst û yekê adarê, Te nadin min” albümleri ile Kürdistan halkının sevdiği sanatçı Beytocan 12 Eylül Askeri darbesinden sonra bir süre cezaevinde kalır. Beytocan, cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul’da tanınmış Türk sanatçılarla birlikte sanat hayatına devam eder. Orhan Gencebay ve Selami Şahin gibi isimlerle çalışan gerçek ismiyle Beytullah bir süre sanatını Türkiye’de icra etmeye çalışır ancak Kürtçe şarkılar söylediği için yaşadığı sıkıntılardan dolayı 1990 yılında İsveç’e göç etmek zorunda kalır. 23 yıl aradan sonra Diyarbakır’a dönerek doğduğu Silvan ilçesine yerleşir.
Beytocan’ın gündeminde de 25 Eylül’de Kürdistan Bölgesi’de yapılacak bağımsızlık referandumu var. Kürdistan Bölgesi’nin referandumuna ilişkin BasNews haber ajansının sorularını yanıtlayan Beytocan, söze Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani ile olan bir anısı ile başlıyor. Beytocan, “Ben Sayın Mesut Barzani ile görüştüğümde kendisinden bir pasaport istemiştim: Kürdistan pasaportu. Sayın Barzani bana;’bu sözünü hiç unutmayacağım’ demişti. Böyle bir pasaport şimdiye kadar maalesef yok. Ama şimdi olacak. Eğer pasaportsuz ve kimliksizseniz, dünyada hiçbir şeysiniz demektir” diyor. Yasaklar nedeni ile yaptığı bestelerde “Kürdistan” yerine Gülistan sözcüğünü kullanmak zorunda kaldıklarını hatırlatan Beytocan, röportajımızın bir bölümünde gözyaşlarını tutamıyor.
Kürdistan Bölgesi’nin 4 parçasında çok sevilen sanatçılardan birisiniz. Kürdistan Bölgesi 25 Eylül’de yapılacak referanduma hazırlanıyor. Kürdistan Bölgesi’nin almış olduğu bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu bir mecburiyettir, ihtiyaçtır. Bütün dünya bu referandumun olmasını istiyor. Bu referandum bir başlangıç olacaktır. Ben kendi adıma Güney Kürdistan hükümetini bu kararlarından dolayı tebrik ediyorum. Ben Sayın Mesut Barzani ile görüştüğümde kendisinden bir pasaport istemiştim: Kürdistan pasaportu. Sayın Barzani bana;’bu sözünü hiç unutmayacağım’ demişti. Böyle bir pasaport şimdiye kadar maalesef yok. Ama şimdi olacak. Eğer pasaportsuz ve kimliksizseniz, dünyada hiçbir şeysiniz demektir. Ben bu referandumun bunlara bir katkısı olacağını düşünüyorum. Katkısı ne olur? Kişilik sahibi olursun, toplumda sözlerinin karşılığı olur. Dünyanın ticaret ilişkilerinde fonksiyon sahibi olursun. Kürtlerin önleri açılmış olur. Buda güneyde yaşayan Kürt kardeşlerimizin doğal hakkıdır.
Bağımsız bir Kürdistan devletinin sanata nasıl bir katkısı olur?
Sevgiden tutun bütün kültür faaliyetleri için kişilik sahibi olunur. Ayağı yere basan bir duruma gelmiş oluruz. Artık onun bunun adına değil, başka ülkeler adına değil, kendi adımıza, kimliğimize ve ülkemiz adına dünya festivallerinde yer alırız. Yaşım itibariyle ben o günleri görmeyebilirim. Ancak buna yaklaşmış olmak dahi beni çok mutlu ediyor. Çocuklarımız en azından özgürce kendi ülke ve devletlerinde yaşayacaktır. Bu gençler için çok önemli. Allah yollarını açık etsin, bunu söylerken dahi gözlerim doluyor.
Yıllarca Kürt sanatçılar tüm baskılara rağmen Kürdistan ismiyle şarkılar söyledi, şimdi bir Kürdistan devleti adımları atılıyor bu sizde nasıl bir duygu yarattı?
O dönemlerde mecbur kalıp Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan sanatçı dostlarımız ‘’Kürdistan’’ ismiyle şarkılar söyleyebiliyordu. Ama ben ve benim gibi başka ülkelerin sömürgesi altında yaşamak zorunda olan sanatçılar ‘’Kürdistan’’ yerine ‘’ Gülistan’’ diyerek şarkılarımızı seslendiriyorduk. Ama bu referandum sonrası eminim her sanatçı daha çok inanarak söyleyecek, o günleri anarak söyleyecekler. Bununla ilgili bir anımı paylaşmak isterim; ‘’Ben İsveç’te yaşarken, Kürdistan ismiyle bir genç kız vardı. Bir gün tesadüfen aynı uçakla seyahat edecektik. Ancak genç kız isminden dolayı uçağa alınmadı. Çünkü adı “Kürdistan”dı.’’ Ama şimdi bağımsız Kürdistan devleti kurulunca alacaklar, mecburen alacaklar artık. Dünyanın bugün bir Kürdistan devletine ihtiyacı var. Tarihi değiştirebilecek hiçbir gücü de ben tanımıyorum. Kürtlerin bir toprağı bir ülkesi var. Bugün de devletleri yeniden olacak. Bu referandum tarihi bir karardır. Bunu düşünen ve bu düşünceye emek veren herkese saygılarımı sunuyorum. Gençler artık özgür olsun, özgürce yaşasın. Biz Kürtçe sevgiyi, aşkı unuttuk.
25 Eylül 2017 günü Kürdistan Bölge’sinde olmak istiyor musunuz?
Belki de o günden önce orda olurum. Elbette o tarihi günü yaşamak istiyorum. O gün orada olmak çok güzel olur. Eminim her Kürt’ün kalbi vatanı için çarpan herkes o tarihi günün heyecanını yaşamak ister.
