Yargı paketinin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla tahliyeler başladı. Yargıtay’a gidemeyen 5 yılın altındaki cezalarda temyiz yolunun açılmasıyla birlikte infaz durdurma kararları geliyor. HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 4 yıl 8 aylık hapis cezası da bu kapsama giriyor, ancak hakkında yeniden tutuklama verildiği için Demirtaş yine tahliye edilmeyecek.
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kerem Altıparmak, Demirtaş’ın yargı sürecinde yaşanan “tesadüflere” dikkat çekiyor.
Artı Gerçek’e açıklama yapan Altıparmak, AİHM Büyük Daire’de 18 Eylül’de görülen duruşma öncesinde, Demirtaş hakkında tahliye kararı verildiğini hatırlattı. Altıparmak, ancak Demirtaş’ın hakkında 4 yıl 8 aylık mahkûmiyet kararı olduğu için tahliye edilmediğini, mahsupluk ve denetimli serbestlik başvurusu sonrası tahliyesi beklenirken de başka bir soruşturma açıldığını söyledi.
Her şeyin çözümünü buluyorlar
“Ama o başka dosya dediğim dosyada aslında şüpheli değil. Çünkü 6-8 Ekim olayları zaten ana dosyanın içinde suçlandığı bir olaydı. O dosyadan tahliye edilmişti” diyen Altıparmak, şöyle devam etti: “Eğer bu son tutuklama söz konusu olmasaydı yargı reformu çıkınca temyiz yolu açıldığı için tahliye edilmesi gerekiyordu. 18 Eylül’deki duruşmadan iki gün sonra verilen tutuklama kararı olmasaydı Demirtaş’ın bugün tahliye olması gerekirdi. O son dakikada çıkardıkları tutuklama kararıyla budan faydalanması mümkün olmadı. Zaten 4 yıl 8 aylık hapis cezası Yargıtay’a gitmemesi için verilmişti. Şimdi o dosya Yargıtay’a gidecek ama tahliye sonucunu doğurmayacak. Her şeyin bir çözümünü buluyorlar.”
AYM neye göre karar veremedi
Aynı dosyada Sırrı Süreyya Önder Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı sonrası tahliye edilirken, Demirtaş’ın başvurusunun hala değerlendirilmediğini de hatırlatan Altıparmak, “Aynı davada yargılandılar, AYM’nin neye göre çalıştığını bilmiyoruz” dedi.
Bu kadar tesadüf filmlerde bile olmaz
Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın başvurularının da aynı dava olmasına rağmen 1,5 yıl arayla karara bağlandığını anımsatan Altıparmak, şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi, Sırrı Süreyya Önder’le ilgili 9 ay içinde karar verdi. Madem bu kadar hızlı karar verebiliyordu neden Selahattin Demirtaş hakkında karar vermedi. Tahminler ötesi bir durum. Bu kadar tesadüf filmlerde bile olmaz, denir ya. Korkunç olan durum şu; bütün yargı mercilerinin ayrı ayrı içinde olduğu bir sorunla karşı karşıyayız. Çok yapısal bir sorunu gösteriyor. Normal hukuki yollardan tahliye etmeme konusunda çok net bir mesaj var. AİHM Büyük Daire nihai kararını verdiğinde ne yapacaklar, onu da göreceğiz.
“Belirsiz olan bir mesele de şimdi AYM’nin önünde Demirtaş gibi yüzlerce, binlerce başvuru var. Bunların hepsine Yargıtay yolu açıldı. Şimdi AYM bunları reddedecek mi bilmiyoruz. Çünkü bunlarla ilgili düzenleme de yok. Mesela Cumhurbaşkanına hakaret davaları... AYM reddetmesi halinde AİHM’e gideceği için bu dosyaları yıllardır bekletiyordu. Çünkü AİHM hepsinde ihlal bulacak. Şimdi mükemmel bir çözüm bulundu, en az beş sene kazandılar. Bunların düşünülmemiş olması mümkün değil.”