Sputnik’ten Elif Sudagezer’in haberine göre 24 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi’nden İstanbul 3’üncü bölge 1’inci sıra adayı olan Tan, kendi bölgesinde HDP adaylarının ‘Marksist, sosyalist ve Alevi kökenden gelen ve dindar Kürt kitlesinin dışındaki adaylar’ olduğunu belirterek, “1.5 milyon Kürdün yaşadığı bölgede liste başına bunları koyamazsın” dedi.
‘AKP Kürtleri komple temizleyip atmış’
AKP’de de durumun farklı olmadığını kaydeden SP adayı, AKP’nin geçen seçimde 16 vekil çıkardığı İstanbul 3’üncü bölgesinde 17’nci sıraya kadar Kürt aday bulunmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “AKP Kürtleri komple temizleyip atmış. HDP de dindar muhafazakar Kürtleri temsil etmiyor. AKP’nin MHP ile ittifak kurması ve (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan’ın insanı gaflet içinde bırakacak şekilde bozkurt işareti yapması… Dolayısıyla bir tarafta Kürt siyaseti tamamen askeri, polisiye tedbir üzerine, vaatler bile barındırmayan taraf haline geldi. Kürtlerin bugün AKP’de, dindar muhafazakar Kürtlerin ise HDP’de siyaset yapma şansı kalmadı.”
‘Saadet Partisi şiddete karşı seküler Kürtlerin de temsilcisi’
CHP ve İYİ Parti’yle birlikte ‘millet ittifakı’nı kuran Saadet Partisi’nin ‘devlet ve PKK, HDP ve AK Parti arasında sıkışan Kürtlerin durumunu düşündüğünü’ ifade eden Tan şöyle devam etti: “Bu tarafların politikaları birbirini besliyor. Tam da bu noktada Saadet Partisi üçüncü bir yol sunuyor. Şiddete, savaşa karşı, demokrat hak savuncusu yolu çiziyor. Sadece dindar olanlarından değil orta sınıf Kürtlerden de Saadet Partisi’ne oy geleceğini düşünüyorum. Saadet Partisi’nin şiddete karşı seküler Kürtlerin de temsilcisi olduğumu düşünüyorum.”
‘Kürtlerin ezici çoğunluğu muhafazakar’
Tan HDP’den ayrılıp SP’ye geçişini ise şöyle savundu: “Biz Kürtler, Türkiye’de demokratikleşme süreciyle Kürt sorununun çözümü için orada (HDP) siyaset yaptık. 2011’de Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adı altında bir blok kurduk, PKK’lı, sosyalist, Marksist olmayan birçok insan bu ittifakın içine girdi. Ama bir müddet sonra, PKK’nın egemen siyaseti bu partilerin üzerine çöküp partileri kendi bildiği yöne doğru götürmeye başladı. Dün İslamcıların yaptığını bugün Marksist, sol gruplar yapıyor. Devrimcilik oynuyorlar. Şu an Kürtlerin ezici çoğunluğunu dindar, muhafazakar ve geleneksel olanlar oluşturuyor. Bunun Marksizmle veya sosyalizmle ilgisi yok. Bunları Kürtlerin sırtına bindirmiş durumda.”