AZADÎ İnisiyatifi'nden KAMUOYUNA!

Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ İnisiyatifi, Kürdistan ve dünya gündemindeki güncel konulara ilişkin görüş ve değerlendirmelerini yayınladığı bir basın bildirisi ile kamuoyuyla paylaştı.\n\nHak Adalet ve Hürriyet için.

15.07.2014, Sal - 15:15

AZADÎ İnisiyatifi'nden KAMUOYUNA!
Haberi Paylaş
Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ İnisiyatifi, Kürdistan ve dünya gündemindeki güncel konulara ilişkin görüş ve değerlendirmelerini yayınladığı bir basın bildirisi ile kamuoyuyla paylaştı.

Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ İnisiyatifi’nin basın bildirisi şöyle:

Bismillahirrahmanirrahim

Kürdistan ve Türkiye Kamuoyuna

Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi/ İnisiyatifi AZADÎ olarak; Suriye ve Irak’taki son gelişmeler neticesinde Kürdistan’ın Güneyi ve Batısı’nda meydana gelen gelişmeler, İran’da siyasi tutsaklara yönelik idamlar, Kürdistan’ın tüm parçalarını ilgilendiren ’Kürd Ulusal Kongresi’ ve Kürdistan’da Milli İttifak arayışı, Kürdistan’ın Kuzeyindeki siyasi oluşumlar arasındaki ittifak zemini arayışları, Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Filistin-Gazze’deki gelişmeler hakkında Kürdistan ve Türkiye Kamuoyuyla bazı hususları paylaşmak istiyoruz.

Güney Kürdistan’daki gelişmeler; IŞİD’in Musul ve diğer sünni bölgeleri ele geçirmesiyle beraber gündeme gelen ve Kürdistan Bölgesel Başkanı Sayın Mesud Barzani’nin Bağımsızlık için Referandum çağrısıyla şekillenen süreç tüm Kürdistan, komşu devletler ve halklar için yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmektedir.

Irak Federe Kürdistan Bölge Hükümeti ile Merkezi Irak Hükümeti arasındaki anlaşma ve Irak anayasasının 140. maddesine göre; Irak’ta Kürdistan Bölge sınırları dışında kalan ihtilaflı bölgelere ilişkin yapılması gereken referandum bugüne kadar Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin bütün ısrarlarına rağmen Merkezi Irak Hükümeti’nin engellemeleri neticesinde yapılamamıştır.

IŞİD’in Musul ve diğer sünni bölgeleri ele geçirmesiyle beraber, Kürdistan Bölgesel Hükümetine bağlı Pêşmerge birliklerinin Kerkük ve diğer ihtilaflı bölgelerdeki fiili hakimiyeti sağlanmış ve böylece 140. Madde ile ilgili sorun tabii olarak çözüme kavuşturulmuştur. Bu gelişmelerden sonra Kerkük dahil tüm Kürdistan topraklarındaki halkın görüşüne başvurmak ve Kürdistan’ın bağımsızlığını referanduma götürme iradesi ve kararı yerindedir. Referandum sonrası Kürdistan’ın yeni bir hukuk ile Irak’ın bütünlüğü içerisinde veya tamamen bağımsız bir devlet olarak yoluna devam etmesi Kürdistan Bölgesel Hükümeti ve halkının uhdesindedir.

Bu konuda İran devleti, meşruiyeti tartışmalı Irak Merkezi Hükümeti ve onlara paralel olarak hareket eden çevrelerin düşmanca ve tehdit içeren beyanları uluslararası hukukun ve Kürdistan halkının meşru haklarının ihlali anlamına gelmektedir. Kürdistani bazı siyasi parti, örgüt ve şahsiyetlerin de benzer beyanlarını dış baskılar ve tesirle açıklamak gerekir. Hiçbir Kürdistani hareket Kürdistan’ın herhangi bir parçasındaki kazanımdan veya kendi kendini idare iradesinden rahatsız olmamalıdır.

Aynı şekilde Batı Kürdistan’daki (Rojava) son gelişmeler ve Kobanê’deki IŞİD baskınları ve Kürd Silahlı Güçleri / YPG’nin destek ve yardım çağrısı da bu bağlamda ele alınmalıdır. Rojava’daki kazanımlar elbette önemlidir ve bu kazanımlar desteklenmeli ve korunmalıdır. Batı Kürdistan halkının insani yardım çağrısı ve ilgili sınır kapılarının açılması talebi Türkiye devleti tarafından derhal yerine getirilmelidir. Keza Batı Kürdistan ile Türkiye arasındaki sınır kapıları ticarete de açılmalıdır.

İran’daki siyasi idamlar da İran rejiminin İslami olma iddiasına aykırı olduğu gibi, aynı zamanda temel insani değerlere de aykırıdır. İran Devleti Kürdistani şahsiyetleri idam ederek hak, adalet, ve özgürlük arayışına yönelik Kürd Milletinin iradesini kırma emelinden vazgeçmelidir. Kürdistan davası bir bütündür ve bir kesime yönelik tehdit hepimize yönelik olarak kabul görmektedir.

Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve tartışmaları da halkımızın gündemindedir. Özellikle Kürt Siyasi Hareketi ile ittifak içerindeki HDP’nin Sayın Selahaddin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesiyle Kürdistan halkının bu olaya ilgisi daha da artmıştır.

Tüm bu gelişmelere ve ititfaklara ve PKK ile onun müttefiği olan cephenin siyasi çabaları ve çözüm iradesine rağmen; Türkiye devletinin Kürdistan’ın Kuzeyindeki siyasi egemenliği meşru olmadığı gibi, TSK’nın Kürdistan’daki varlığı da uluslararası hukuka aykırıdır. Keza Türk Bayrağı başkası için kutsal olsa da Kürdistan halkını temsil edemez ve Kürt Siyasi Hareketine mensup bir şahsiyetin Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı olmasıyla da bu durum değişmez. Ancak bu hakikatın yanısıra Kürd halkı’nın milli-siyasi maslahatları ve Kürdistan meselesinin gerçek bir çözüme kavuşturulmasında kolaylaştırıcı adımların atılmasını ve bu temelde yapılacak ittifakları da tümden reddetmiyoruz.

Ancak, hiçbir siyasi ittifak ve girişim Kürdistan halkı’nın ileriye dönük kendi geleceğini belirleme hakkının önüne geçemez. Kürdistan’ın Kuzeyi’ni Türk ili (Türkiyelileştirme) yapma girşimleri (beyhude çabalar) bugüne kadar gerçekleştirilememiş ve bugünden sonra da gerçekleştirilemeyecek. Koçgiri, Piran, Dêrsim, Zilan, Ağrı ve 1980 sonrası PKK’nin öncülüğünde gerçekleşen itirazlar; Kürdistan’ın Türk İli yani Türkiye yapılmasına itirazdı. Bu itirazlar İslami ve insani hukuk açısından meşru, haklı ve yerinde itirazlardır. Ancak medeni bir şekilde, hak ve adalet zemininde, özgürce ve eşit haklara sahip olmak koşuluyla birlikte yaşama seçeneği de bizce müzakere ve tartışılabilinir.

Bizim, Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ olarak; Mevcud sürece paralel Kürdler arasındaki birlik ve ittifağın gerçekleştirilmesine dönük yaklaşımımız, çağrılarımız ve özelde Kuzey Kürdistan’daki ulusal güçlerin ortak bir iradeyle Milli bir temsil organının ortaya çıkarılmasına yönelik görüş ve çabalarımız bilinmektedir. Bugün de Kuzey Kürdistan Kongresi’nin ve Meclisinin daimi olarak oluşturulması önünde bir engel görmüyoruz. Yeter ki tüm taraflar iyiniyetli ve samimi olsun.

Kürdistan’da mevcut gelişmeler yaşanırken, bir diğer yandan da İslam-Arap alemini yakından ilgilendiren İsrail’in Filistin ve özellikle Gazze’ye yönelik saldırıları kabul edilemez boyuta ulaşmıştır. İsrail’in sivil kayıplara sebep olan bu saldırılarını kınıyoruz. Bu vesileyle tüm İslam ve Arap alemi ile Kürdistan halkı Filistin halkına yardım elini uzatmalıdır.

Rahmet ve bereket ayı olan Ramazan ayının Kürdistan ve İslam alemi, dünya ve insanlık için barış ve kardeşliğe ve mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını Cenabı Allah’tan diliyoruz. (c.i)

Saygılarımızla

Hak Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ İnisiyatifi

Nerina Azad
Bu haber toplam: 12862 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:32:14
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x