Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, HaberTürk TV'de katıldığı programda Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
Babacan, yurt gezilerine devam ettiğini belirterek “AK Parti seçmenlerinde bir soğuma ve kopma var. Başlarını kaldırıp yeni arayışlara girmiş durumdalar" ifadelerini kullanarak şöyle konuştu:
"Erdoğan'ın ülkeyi yönetme kapasitesinin azaldığını herkes görüyor"
"Daha önce AK Parti'ye oy vermiş vatandaşlarımızın kendisini rahat hissetmesi gerekiyor. Erdoğan'ın ülkeyi yönetme kapasitesinin azaldığını herkes görüyor. İnsanlar alternatif var mı diye bakıyor. Kendi hayat tarzını başkalarına dayatmaya çalışan herkese karşıyız. Bizim savunduğumuz demokrasi özgürlükçü demokrasidir. Kimsenin ideolojisini başkasına dayatması söz konusu olamaz. Korkmayın daha iyi bir alternatif geliyor."
DEVA lideri Babacan’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Daha önceki seçimlerde Sayın Erdoğan'ı destekleyenlerin bir kısmı duruyor ama bir kısmı da zayıflamış. 2013'ten bu yana Sayın Erdoğan hep daha kötüsü olacak diyor. Onun için her hafta bir düşman gösteriyor. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Daha önce AK Parti'ye oy veren vatandaşlarımızın kendini güvende hissetmesini sağlamalıyız. Bizim vatandaşlarımız ülkesini çok seviyor. Gençlerimiz ülke dışına gitmek istiyor. Ancak düzelirse geri dönerim diyor. İnsanın kendi vatanından daha değerli bir şey yok. Ben orta direğe bakıyorum. Siyasetin kutuplaştırma gayretine rağmen toplum bir arada olmak istiyor.
“Erdoğan artık kolay kolay çarşı pazar gezemiyor”
Şu an hükümet kolayını buldu, yok öyle bir şey diyor. Sayın Erdoğan artık kolay kolay çarşı pazar gezemiyor. Gençler gelin hadi çay içelim diye bir şeyi kalmadı. Yaptıkları ise çoğu zaman kontrollü ortamda yapılıyor. Eskiden daha iç içeydi toplumla. Şuan öyle bir imkanı kalmadı. Artık sabrı da kalmadı. 20 yıl sonra zor geliyor olabilir. Eleştiriye tahammül ayrı bir şey.
Biden seçilince telefon kuyruğuna girdi. Telefon ediyor, telefona çıkmıyor Biden. Biden aradı 'Biz soykırımı tanıyacağız' dedi telefonu kapattı. NATO'da görüştüler, seçilmiş 6 ay sonra görüştüler. 48 dakika. Zaten 24 dakika çeviri ile geçti. 12'şer dakika konuşabildiler. Bu sürede derdini anlattı. Güçlü ülke iseniz bir sürü gündeminiz var. Yüz yüze görüşülmesi gereken konular bir şekilde görüşülmeli. Bir dönem nötr konuşuyordu. Şimdi görüşme olmayınca olumsuz konuşmaya başladı. Rusya ile Amerika'yı birbirine kırdırma tavrı bu çok eskidir.
Dış politikada ne önemli biliyor musunuz? Güven. Muhataplarınız size güvenecek. Düşman bile olsa size güvenmesi gerekiyor. Muhatap size güvenmeyince kaybediyoruz. Tüm yetkiyi elinde topladı bir tane kazanımımız var mı yok. Biden ile Erdoğan'ın görüşmesinde devlet yetkilisi bir kişi yoktu. Kaydı kim yazdıracak? Kim anlatacak? Görüşmenin içeriği de o taraflardan alındı. Bu tür görüşmelerde mühim olan devlet kayıtlarına girmesidir. En azından bir büyükelçi bir kişi oturur. Fotoğrafta biz göremedik. Başkası not almışsa bilemem. Bizim tarafta not tutan kimse yoktu.
“HDP’nin Meclis’te olması kıymetli”
Kürt sorununu kabul ederek işe başlamak gerekiyor. Erdoğan bir var diyor, bir yok diyor. Biz çok açık bir şekilde sorunun varlığını kabul ediyoruz. Biz çözüm siyasettedir diyoruz. HDP'nin temsil ettiği siyasi çizginin varlığı, Meclis'te olması, hukuk çerçevesinde bir mücadele vermesi bizim için kıymetlidir. Öte yandan örgütün de bu siyaset üzerinde bir gölgesi var.
“Örgütün varlık sebeplerini ortadan kaldırmak gerekiyor”
Terör örgütüyle mücadeleyi çok önemsiyoruz. Bu mücadelenin sadece silahla sonuç vermeyeceğini biliyoruz. Tek tek teröristleri bulup etkisiz hâle getirmekle terör örgütünü yok etmek mümkün olmayacak. Terör örgütünün varlık sebeplerini ortadan kaldırmak gerekiyor.
Köklü bir çözüm arıyorsanız diplomasiyi kurmanız gerekiyor. Kürt sorununun çözümünü kendi içimizde görüyoruz. Tüm vatandaşlarımızın birinci sınıf vatandaş olarak kabul edilmesi gerekiyor. Kürt sorunu var mıdır yok mudur diyoruz ama bunun en iyisi Kürt vatandaşlara sormak gerekiyor."