HDP’nin Millet İttifakı içerisinde olması gerektiğini belirten İslam, bu düşüncesini şöyle savundu:
“Israrla HDP'nin de Millet İttifakı'nın içinde olmasını başından beri savundum, hala daha savunuyorum. Tabi birtakım problemler tek taraflı değil, siyasetin içinden baktığınız zaman daha farklı. Sivil toplum bize şunu öğretti; farklı kimliklerle, benzer siyasetler güdülebilir. Yani bugün siyasete baktığınızda bazı siyasetçiler -bugün bizi yönetenler de öyle düşünüyor- zannediyor ki ben tek bir kimlik yaratırsam, tek bir kimlik oluşturursam, ülke düze çıkar. Hayır böyle değil. Önemli olan şudur: Farklılıklarımıza rağmen sizinle biz aynı mekânı bir hukuk sistemi, bir adil sistem içerisinde paylaşabiliyor muyuz? Birbirimizin arkasını kollayabiliyor muyuz? Birlikte iş yapabilme becerimiz var mı? Yöneticimizi bu ülkeyi yöneteceğimizi, mevzuatımızı birlikte tayin edebiliyor muyuz?
“Ben bu halkın bunu becereceğini zaten umuyordum, biliyordum, hissediyordum. Ama şimdi artık gün geçtikçe yayılıyor. Şu anda ne oluyor, şu anda başkasını kendisi gibi düşünmeye ve olmaya zorlayanlar aslında son derece gayrı medeni ve hatta yabani duruyorlar ve toplumun önemli bir kesimi tarafından da bir anlamda yadırganıyorlar. Özellikle CHP'nin İyi Parti'nin Saadet Partisi'nin, Demokrat Parti'nin, ısrarla HDP'nin de bu işin içinde olmasını başından beri savundum, hala daha savunuyorum. Gelecek Partisi ve Deva Partisi de bu ittifakın içinde yer almalı. Büyümeye elverişli taraf, bu çoğulcu taraftır. Ve her geçen gün de büyüyor. Zaten şu anda bütün anketler gösteriyor ki, muhalefet büyüyor. Türkiye'de bugün AK Parti MHP, BBP, Vatan Partisi gibi düşünmeyenler çoğunlukta.
“Öncelikle sorularımı parti adına değil, kendi adıma yanıtladığımı belirteyim. Bütün partiler içerisinde İyi Parti'de de CHP'de de HDP ile mesafeli olanları ve HDP ile daha yakın ilişkide olmak isteyen gruplar var. Bu belli. Saadet Partisi'nin içinde de böyle olduğunu söyleyebilirim. Ama ben Türkiye'de çoğulcu bir demokrasinin yerleşmesi için bütün partiler kendi kimliklerini koruyarak, ortak prensipler ölçüsünde birbirine yaklaşmalı. Yani şu anda muhalefetin iki görevi var. Birincisi devleti yeniden yerine oturtmak, ikincisi kendi programını uygulamak. İşte bu devleti ve ilişkilerimizi yeniden sağlıklı bir şekilde yerine oturtacaktır. İttifakımızın kapısı herkese açıktır. Yani MHP'ye de AK Parti'ye de açıktır, onlar da katılabilir. Ama onlar tek başına ve şeffaf olmayan, otoriter bir biçimde yönetmek istiyorlar.”