David L. Phillips: Türkiye ile Kürtler Arasında Deprem Diplomasisi

Türkiye'nin uluslararası masada hem bir demokrasi hem de ekonomik bir güç merkezi olarak yeri, Kürtlerle olan çatışması ve Kürtlere yönelik baskısı ile sınırlanmıştır. ABD, bu hafta yaşanan doğal afetin ardından barışın inşası için diplomatik ve ekonomik gücünü kullanarak Türkiye'nin ilerlemesine katkıda bulunabilir. Maraş’ta meydana gelen deprem korkunç acılara neden oldu. Aynı zamanda Türkiye'nin rotasını değiştirmesi için tarihi bir fırsat sunuyor.

08.02.2023, Çar - 12:25

David L. Phillips: Türkiye ile Kürtler Arasında Deprem Diplomasisi
Haberi Paylaş

Türkiye ve Suriye'deki deprem korkunç bir yıkıma yol açtı, en az 8.000 insanı öldürdü, altyapıyı yok etti ve halihazırda çatışma, yerinden edilme ve yoksulluk nedeniyle harap olmuş insanların hayatlarını alt üst etti. Depremin olduğu bölgelerde çoğunluğu oluşturan Kürtler arasında büyük acılar yaşanmasına neden olan sarsıntı, Türkiye ile onlarca yıldır savaşan Kürt gruplar arasında barışı sağlamak için de bir fırsat sunabilir. ABD arabuluculuğu, Türk-Kürt ilişkilerinde silahlı çatışmadan barış inşasına doğru yeni bir aşama başlatmada kritik bir rol oynayabilir.

Tarih öğreticidir. 1996'nın başlarında, Türkiye ile Yunanistan arasında, bir Türk yük gemisinin Türkçe'de Kardak olarak bilinen İmia adasında karaya oturmasının ardından, Doğu Ege'deki adacıklar konusunda toprak anlaşmazlığı çıktı. Adacıklar Yunanistan'ın bir parçası ama Türkiye'nin kıyı şeridinden sadece birkaç mil uzakta. Her iki ülke de deniz kuvvetleri ve özel harekat kuvvetleri konuşlandırdı. ABD diplomasisi krizin dağılmasına yardımcı olsa da, çatışma gerilimin yükseldiği bir dönemi başlattı.

Birkaç yıl sonra, 17 Ağustos 1999'da Richter ölçeğine göre 7,6 büyüklüğünde bir deprem Türkiye'nin batısını sallayarak 17.000 kişiyi öldürdü. Yunanistan ve diğer ülkeler Türkiye'ye erzak ve yardım koşturdu. Sadece dört hafta sonra Atina kendi depremiyle sarsıldı ve Türkiye yardım eli ile karşılık verdi.

Sarsıntı, o dönemde Yunanistan dışişleri bakanı olarak görev yapan Yorgo Papandreu ve Türk mevkidaşı İsmail Cem'in önderlik ettiği bir “deprem diplomasisi” dönemini başlattı. Depremlerin ardından, Türkiye ve Yunanistan denizcilik, çevre koruma ve terörle mücadele konularında bir dizi ikili anlaşma müzakere etti. Deprem diplomasisi gerilimleri yatıştırdı ve ülkeler arasındaki ikili ilişkilerde yeni bir aşamaya işaret etti. Papandreu ve Cem vizyoner yaklaşımlarıyla takdiri hak ederken, ABD de güven artırıcı önlemler belirleyerek ve tarafları ilerlemeye teşvik ederek ülkeleri ileriye taşımada kritik bir rol oynadı.

Bu hafta Antep yakınlarında (Maraş) meydana gelen deprem de diplomasi için benzer bir fırsat sunuyor. Çoğunluğu Kürt topluluklarını etkileyen deprem, Türkiye ile Kürt gruplar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin önemi konusunda bir uyarı niteliğindedir. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan cömertlik yerine Hatay ili ve başka yerlerdeki Kürtlerden (yerel kaynaklara göre) yardım ve afet yardımını kesiyor. Olumsuz gördüğü Kıbrıs'tan da yardım almayı reddetmiştir. Erdoğan için. Deprem, hükümetine karşı çıkanlara nutuk atmak için bir fırsat sunuyor.

PKK ve Türkiye devleti arasında yaşanan çatışmalar sonucunda 40.000'den fazla insan öldü. Uluslararası arabuluculuğa rağmen, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kürt sorununa askeri bir çözüm bulma konusunda kararlı. Türkiye'nin güneydoğusundaki Kürtlere yönelik acımasız muameleye ek olarak, Suriye'deki Kürt isyancıları takip etmek için sınırdan Türk birlikleri gönderdi.

Erdoğan'ın Kürtleri hedef alması Türk toplumunu militarize etti ve Türkleri Türkiye'nin Kürt kökenli vatandaşlarından kutuplaştırdı. Aynı zamanda ABD-Türkiye ilişkilerinin altını oydu çünkü Suriye'deki Kürtler, IŞİD'i yenmek için kurulan çok uluslu bir koalisyonda Amerika'nın birincil müttefiki.

Erdoğan, ABD'nin Kürt savaşçıları da içeren Demokratik Suriye Güçleri'ne (DSG) verdiği desteği küçümseyerek Batı'yı “teröre yataklık etmekle” suçluyor. Erdoğan'a göre Washington, DSG'ye güvenlik yardımı yaparak terörü yenemez.

Papandreu ve Cem'in 1999 depremlerini Türkiye-Yunan ilişkilerini yeniden yapılandırmak için kullanması gibi, son deprem de Erdoğan'a Türkiye'nin Türkiye ve Suriye'deki Kürtlerle ilişkilerini yeniden tasarlama fırsatı sunuyor. Yeni bir barış girişimi, Mayıs 2023'te Türkiye'de yapılacak genel seçimler öncesinde Erdoğan'ın itibarını parlatabilir.

Bununla birlikte, Biden yönetimi Türkiye'nin Kürtlere karşı savaşına son vermesi için arabuluculuk yapmadığı sürece, Erdoğan'ın aniden rotasını tersine çevirmesi ve uzlaşma göstermesi pek olası değil.

ABD, Türkiye'nin Yeniden İnşası ve Bölgesel Barışın İnşası için bir Özel Temsilci tayin etmelidir. Türkiye'deki deprem yıkımından kaynaklanan yeniden inşanın maddi maliyetlerini desteklemek için bir bağış konferansı düzenlemek üzere Avrupa Birliği ve uluslararası finans kuruluşlarıyla birlikte çalışmalıdır.

Girişim aynı zamanda, fonların Türkiye hükümeti ile birçoğu düzmece terör suçlamalarıyla hapiste çürüyen Türkiye'deki Kürtlerin seçilmiş temsilcileri arasındaki gerçek tartışmalara bağlı olduğunu da açıkça belirtmelidir. Tartışmaya “terörist” dediği Suriye'deki Kürtler de dahil edilmelidir.

Doğal afetler, savaşçıların psikolojisi üzerinde etkilidir. Doğal afet karşısında, düşmanlar güçlerinin sınırlarının farkına varırlar ve anlaşmazlıkları diplomatik yollarla çözmeyi seçebilirler.

Çok sayıda emsal var. 1999'da Türkiye ile Yunanistan arasındaki deprem diplomasisine ek olarak, Aralık 2003'te Endonezya'da Kuzey Sumatra'yı harap eden tsunami, Endonezya Hükümeti ile Özgür Aceh Hareketi (GAM) arasında uzun süredir devam eden bir isyanı başarıyla çözen müzakerelere yol açtı. Finlandiya'nın eski Cumhurbaşkanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Marrti Ahtisaari vazgeçilmez bir rol oynadı.

Türkiye'nin uluslararası masada hem bir demokrasi hem de ekonomik bir güç merkezi olarak yeri, Kürtlerle olan çatışması ve Kürtlere yönelik baskısı ile sınırlanmıştır. ABD, bu hafta yaşanan doğal afetin ardından barışın inşası için diplomatik ve ekonomik gücünü kullanarak Türkiye'nin ilerlemesine katkıda bulunabilir. Maraş’ta meydana gelen deprem korkunç acılara neden oldu. Aynı zamanda Türkiye'nin rotasını değiştirmesi için tarihi bir fırsat sunuyor.

Bay Phillips, Columbia Üniversitesi'nde Barış İnşası ve İnsan Hakları Programı Direktörüdür. Clinton, Bush ve Obama yönetimlerinde Dışişleri Bakanlığı'nda Kıdemli Danışman ve Dış İlişkiler Uzmanı olarak görev yaptı.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 16875 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:34:35
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x