Türkiye, 14 Mayıs 2023’te sandık başına giderek 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için oy kullandı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Yeniden Refah Partisi (YRP)’nin yer aldığı Cumhur İttifakı sandıktan büyük bir zaferle çıkarken, 26 milyon 86 bin 97 oy ile oyların yüzde 49,52’sini alan 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 milyon 873 bin 505 oy alan en yakın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu'na 2 milyon 600 binin üzerinde fark attı. Hiçbir aday yüzde 50+1 oy koşulunu sağlayamayınca Cumhurbaşkanlığı Seçimleri 28 Mayıs'taki ikinci tura kaldı.
İkinci turda yarışan iki adaydan 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 milyon 834 bin 692 oy ile oyların yüzde 52.18’ini alarak Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ise bu turda 25 milyon 504 bin 552 oy alarak, yüzdesi 47.82’de kaldı.
Hem 28. Dönem Milletvekili Genel Seçim sonuçlarının Cumhur İttifakı lehine gerçekleşerek TBMM’de üstün güç elde etmesi hem de 13. Cumhurbaşkanlığı görevini Recep Tayyip Erdoğan’ın alması Millet İttifakı cephesinde büyük tartışma getirdi.
CHP'nin, ittifak ortakları Deva Partisi’nin 14, Saadet Partisi’nin 10, Gelecek Partisi’nin 10, Demokrat Parti’nin 3, İYİ Parti’nin 1 ve Türkiye Değişim Partisi’nin 1'er milletvekilliği kazanması yani CHP listesinden 6 partinin 39 milletvekilini Meclis'e sokması Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik en sert eleştiri konusu oldu. Aynı konuda Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Saadet Partisi; tokatçılıkla, gaspçılıkla suçlandı.
Erdoğan: Siyasi tarihin en büyük tokatçılığı
13. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 8 Temmuz’da yaptığı açıklamada konuyla ilgili şunları ifade etmişti:
“CHP Genel Başkanı son seçimlerdeki pazarlıklarıyla, siyasi parti kurmayı, kimi uyanıkların gözünde adeta bir ‘yatırım aracı’ haline getirdi.
28 Mayıs öncesinde iyi-kötü bir partisi olan herkes CHP Genel Başkanı'ndan ya Cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bir bakanlık sözü aldı.
Toplam oyları %1’i dahi bulmayan tabela partilerinin sevincini anlıyoruz.
Onlar siyasi tarihimizin en büyük tokatçılığına imza atarak CHP’den 39 milletvekili kopardılar.
Meselenin daha trajikomik yanı; birkaç hafta önce 39 milletvekilini diğer partilere altın tepsiyle sunan bu zatın, yaşadıklarından hiç ders çıkarmadan bugün 16’lı masa kurmaktan bahsetmesidir.
‘Tıpış tıpış’ diyerek CHP seçmenine zorla oy verdirdiği tabela partilerine anlaşılan 10 yeni tabela partisi daha ekleyecek…
Ne diyelim…
Gazi’nin hürmetine halen CHP’ye oy veren vatandaşlarımıza Allah sabır versin.”
Ahmet Davutoğlu: En son tercihim CHP listelerinden girmekti
Eleştirilerin en çok da hedefinde Gelecek Partisi’nin olması, Ahmet Davutoğlu’nun bu konuda çok fazla açıklama yapma ihtiyacı hissetmesine neden oldu.
Daha önceki açıklamalarında “ortak liste ile girdikleri seçimde, CHP'ye oy katkısı yapamadığı” eleştirilerine Ahmet Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına katkımız oldu” yanıtını vermişti.
Konu Ahmet Davutoğlu’nun önüne bugün de gelince CHP’lileri daha da kızdıracak bir cevap alındı. Ahmet Davutoğlu, en son tercihinin CHP listelerinden girmek olduğunu belirterek, diğer partilere davette bulunurken “Bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez” dediğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu şöyle konuştu:
“En son tercihim Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden girmekti. Açık söyleyeyim. En son tercihim… Ondan önce her şeyi denedim. ‘3 parti olarak gelin birlikte girelim’ dedim. İYİ Parti’ye teklif götürdüm. ‘Bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez. Beraber olalım’ dedim, İYİ Parti’ye de, Sayın Meral Akşener’e de söyledim. Partiler arası görüşmelerimiz oldu. Üçlü -Deva Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi- olmayınca İYİ Parti ile de konuştum. Sonra Saadet Partisi ile tekrar konuştuk, Deva Partisi’ni ikna edebilmek için. Bütün yolları denedim. Dolayısıyla hiçkimse dönüp de bizim opürtinist bir tavır sergilediğimizi iddia edemez.”