Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu toplantılarına katıldığı New York\'tan dönerken, uçakta gazetecilere Suriye ve Irak\'ta IŞİD\'e karşı verilen mücadele ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Erdoğan şunları söyledi:
\"Siz şöyle bir terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Bir defa mütemmim gücü karadır. Eğer karayla bağlantısı dışında bir de deniz varsa, deniz de buna dahil olur. Bütün olarak ele almak durumundasınız. Kara esastır; ben tabii asker değilim; ama hava lojistiktir. Karanın gitmediği yer hiçbir zaman kalıcı olmaz.\"
Irak’ta hava bombardımanlarının olduğu sırada her türlü insani yardımı “Kürdistan Bölgesin\'de tüm gruplara” yaptıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkmenlere, Araplara, Ezidilere, hepsine. Peşmergelere aynı şekilde yaptık. Ve o püskürtülmüş oldu. Bugün Kürdistan\'da çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirdi. Tabii henüz bitti mi, bitmedi. Bu süreç devam ediyor. Bunun Suriye’ye doğru yeniden yansıması oldu. Suriye’deki yansımayla ilgili de şu anda adımlar atılıyor. Ama önümüzdeki süreç hassas bir süreçtir. Mesela Cidde’deki toplantıya 40 ülke katılmıştı. Ama şimdi destek sayısını; koalisyon demiyorum, desteğin 104’e çıkmış olması önemlidir.”
Erdoğan, bu açıklamaları üzerine, “Şu anki duruma göre sanki Türkiye aktif olarak operasyonun içinde yer alacak” yorumu yapılınca şu cevabı verdi:
\"Yapılan görüşme, ilgili ülkeler ve Türkiye arasında, görev dağılımında her ülkeye bir görev düşecektir. Türkiye’ye düşen görev neyse, Türkiye de bu görevini yerine getirecektir. Yani, Türkiye burada askeri olarak herhangi bir pozisyon almaz mantığı peşinen yanlıştır. Hiç kimse kalkıp senin hudutlarını korumakla mükellef değil. Gelip başkaları mı koruyacak? Bizim hudutlarımızı biz koruyacağız.”
New York\'tayken Türkiye\'nin vereceği desteği \'askeri, siyasi her türlü...\' diye tanımlayan Erdoğan, Suriye ve Irak konusundaki tezkelerin çıkmasıyla adımların atılacağını söyledi:
\"Ayın 2\'sinde tezkere Meclis\'e gelecek. Tezkere çıkar çıkmaz gerekli adımları atmamız gerekiyor. Zira şu anda Suriye\'den 140 bin Kürt kökenli vatandaş, 40 bine yakın Ezidi Türkiye\'ye girmiş vaziyette. Yani 1.5 milyonu toplamda bulduk. Bu tabii çok büyük bir potansiyel. Bu potansiyeli bölgede ne kadar absorbe edebiliriz, o ayrı bir sorun. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, bir uçuşa yasak bölge ilanı, güvenli bölge ilanı, eğit-donat konusu. Eğit-donat konusu üzerinde ısrarla dururuyoruz.\"
Erdoğan, Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’ndan rehin alınan 49 kişinin kurtarılmasıyla şartların değiştiğinin altını çizdi.
\"49 insanımızı bunların eline o şekilde bırakamazdık. 102 gün insanlarımız onların elinde rehineydi. Şu anda şartlar 102 gün öncesinin şartları değil. Dolayısıyla şimdi bu şartlar gereği değerlendirmek vaziyetindeyiz... Ve hükümetimiz, Genelkurmay, bütün istihbarat birimlerimiz çalışmalarını şu anda bu şekilde yürütüyorlar. Döner dönmez de oturacağız beraberce şu ana kadar varılan noktayı ele almak suretiyle yaptığımız son görüşmeleri de birlikte değerlendirerek ne yapacağımızı konuşacağız.\"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, \"Son açıklamalarda olay sadece IŞİD terör örgütüne karşı değil, aynı zamanda Suriye rejimine karşı da bir adım atılması konuşuluyor. Tabii bu terör örgütünü bünyesinde barındıran bir ülke, bunun bedelini de ödeyecektir. Çünkü bu terör örgütünü palazlandıran bu ülke” dedi.