Erdoğan'ın Başdanışmanı Uçum: Türkiye federatif seçeneklere kapalı

Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni Pazar yazısında Kürtlere ikinci kez çağrı yaptı. “Türkiye federatif seçeneklere kapalı” diyen Uçum, Türkler ve Kürtler diye bölmeye yönelen tehditlerin Türkiye halkını parçalamayı amaçladığını söyledi.

29.12.2024, Paz - 11:23

Erdoğan'ın Başdanışmanı Uçum: Türkiye federatif seçeneklere kapalı
Haberi Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması, Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “yeni çözüm süreci” olarak tarif edilen bu sürecin öne çıkan isimlerinden biri oldu.

Mehmet Uçum Pazar yazılarıyla sürece ilişkin mesajlarını ilk günden bu yana sosyal medyadan verdi.

Uçum 18 Ekim’de “DEM kendisine sunulan terör vesayetinden kurtulma imkanını değerlendirmezse terör vesayeti hukuk yoluyla tasfiye edilir” demişti. “Türkiye’de ne önceki uygulamaya benzer ne de yeni versiyonla bir çözüm süreci olmaz, olamaz” diyen Uçum’a DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan “Kötülüklerin Başdanışmanı Mehmet Uçum atandığı koltuğun nimetlerine yaslanarak yine konuşmuş! Bu ülke ivedilikle sizin gibilerin vesayetinden kurtulmalı” karşılığını vermişti.

Geçen ayki yazısında Mehmet Uçum ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı için muhalefetten Meclis desteği istediğini açıklamıştı. Uçum “Cumhurbaşkanı Seçiminde İstisnai Adaylık” başlıklı yazısında muhalefetin Erdoğan’ın adaylığı için meclis desteği vermesinin demokrasi gereği olduğunu öne sürmüştü.

Uçum üç hafta önce ise 2027’nin ikinci yarısı için Meclis’in erken seçim kararı alması durumunda Erdoğan’ın aday olabileceğini söylemesinin çarpıtıldığını, erken seçimin gündemde olmadığını iddia etmişti.

İki hafta önceki yazısında “Kürtçe'ye özgürlük mesajı” veren Mehmet Uçum “Kamuda Kürtçe tercüman hizmeti vardır. Kürtçe çağrı merkezleri açılmıştır. Kürtçe yayınlarla ilgili bütün sınırlamalar kaldırılmıştır. Yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan devlet kanalı bu dönemin eseridir. Kürtçe oyunlar sahnelenmesinin önündeki engeller kaldırılmıştır. Kürt edebiyatının önde gelen eserleri Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayınlanmaya başlanmıştır” diye yazmıştı.

‘Türkiye federatif seçeneklere kapalı’

Mehmet Uçum “Türkler ve Kürtler” başlıklı yeni Pazar yazısında, Türkiye’nin bölgesel yönetimli veya federatif seçeneklere kapalı olduğunu belirtti. Uçum “Hakikat şudur: Kürtler kurtuluş ve kuruluşla ortaya çıkan Milletin asli unsurudur. Yani Kürtler, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve daimi sahibidir” ifadelerini kullandı.

Mehmet Uçum’un yazısı şöyle:

“Türkiye Halkı kurucu ve kapsayıcıdır. Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dahil her kesim Türkiye halkının asli unsurudur. Türk Milleti Türkiye halkından oluşur. Bugün hiç kimse “Türk Milletinin etnik yapısı tamamen Türktür” demez. Dese de gerçeğe aykırı olur.

Kürtlerin, Türk Milletinin asli kurucu unsuru ve ayrılmaz parçası olması asla etnik kimliklerinin reddi ve inkârı olarak değerlendirilemez. Bunun önemli delillerinden birisi Kürtçenin; siyasette, sosyal ve kültürel hayatta, eğitimde ve öğretimde sahip olduğu özgürlüktür. TBMM’de ‘bilinmeyen dil’ ifadesini fiilen etkisizleştiren Kürtçe selamlama, İletişim Başkanının Kürtçe mesajı ve Başkanlığın Kürtçe kitap yayını gibi son gelişmeler Kürtçe konusunda Devlet İnisiyatifine bağlı atılan somut adımlardır.

Bir dönem etnik temelli sorunların yaşanmış olması çözüm için siyasi mühendislik ürünü olan iki ayrı ulus tezini savunmayı gerektirmez. İki ulus tezine meyletmek emperyalist stratejilere alan açar. Yapay etnik sorunlar üreten, yaşanmış sorunları da istismar eden emperyalist güçler Türkiye’nin bölünmesi için geliştirdikleri ‘dış Kürt sorunu’nu Türkler ve Kürtler iki ayrı ulustur, projesi üzerine bina etti. Bu proje bağlamında ileri sürülen “iki uluslu tek milli/üniter devlet olmalı” görüşü tuzaktır ve gerçeğe aykırıdır. Kendi içinde çelişkilidir. Böyle bir devletin kurulması ve sürdürülmesi mümkün değildir.

Türk Milletini Türkler ve Kürtler diye bölmeye yönelen tehdit Türkiye halkını parçalamayı ve ulusu yok etmeyi amaçlıyor. Yani Ulusumuza yönelik tehdit etnik manada sadece Türkleri hedeflemiyor. Bu tehdit Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dâhil tüm unsurlarıyla Milletin ve Türkiye’nin dağıtılmasına yöneliktir. Türkiye halkının hiç bir unsuru parçalanma tehdidine kaşı Türk Milletini ve Vatanını korumaktan geri durmaz.

Öte yandan Türkiye; coğrafi yapı, nüfus dağılımı, toplumsal içiçelik, inanç birliği, tarihsel ve kültürel ortaklıklar gibi ana özelliklerin bileşkesi olan nesnel gerçeklik sebebiyle bölgesel yönetimli veya federatif seçeneklere de kapalıdır.

Hakikat şudur: Kürtler kurtuluş ve kuruluşla ortaya çıkan Milletin asli unsurudur. Yani Kürtler, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve daimi sahibidir. Geleceği, sadece bu nesnel duruma uygun tek seçenek olan tek ulus tek üniter devlet realitesi, güvence altına alır.

Devlet İnisiyatifinin Başlıca Yaklaşımları

Türkiye Halkı çeşitliliğimizin, Türk Milleti birliğimizin güvencesidir.

Türk Milleti ‘etnik ulusçuluğa’ dayanmaz, hukuki bağ olarak tanımlanan Türk vatandaşlığına yani ‘yurttaş ulusçuluğuna’ dayanır.

Türk vatandaşlığı etnik değil Cumhuriyetle kazanılmış; içeriği Cumhuriyet vatandaşlığı olan ve Devletle kurulan hukuki bağdır.

Sonraki vatandaşlıklar da Milli Devletin ve ulusal bilincin temel unsurlarının kabul edilmesi esasına dayandığı için aynı kapsamdadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkiye halkının tüm unsurlarının olduğu gibi Kürtlerin de Milli Devletidir.

Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır.

Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahiplenmeleri hem hakları hem yükümlülükleridir. Beklenen Kürtlerin Devletleriyle daha fazla bütünleşmesidir.

Tek Devlet ve Tek Millet Türkiye’nin tek gerçeğidir. Bu gerçeğin kabulünden ve sahiplenilmesinden sonra ve ancak bu şartla Millet tüm ayrılmaz unsurlarıyla birlikte geleceğiyle ilgili karar verme gücüne kavuşur.

Bugünümüzün temel konusu Türkiye halkının tüm unsurlarıyla ve birlik olarak Türk Milletini ve Üniter Türkiye Cumhuriyetini sahiplenmesi, geliştirmesi ve güçlendirmesidir. Türkiye’nin sağlayacağı bu iç birlik ve güçlendireceği iç ve dış cephe Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi bölgede Türklerin, Arapların ve Kürtlerin bu yüzyıldaki bütünleşmesini başlatabilir ve Türkiye’yi her manada bölgenin belirleyici gücü haline getirebilir. Öngörülen ise bu tarihi imkanın realize olacağıdır.”

Bu haber toplam: 10701 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:59:54
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x