Güney Kürdistan'da Bağımsız Tartışmaları

Federal Kürdistan siyasi parti temsilcileri de “Bağımsızlık” hususunda siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda atılması gereken çok fazla olduğunu belirterek farklı görüşler dile getirdi.

28.01.2015, Çar - 15:06

Güney Kürdistan'da Bağımsız Tartışmaları
Haberi Paylaş
Federal Kürdistan Yönetimi Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin, bağımsızlık tartışmasına ilişkin Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edebileceğini ancak Bağdat ile ittifak yapılarak bunun yapılması gerektiğini bildirdi.

Federal Kürdistan siyasi parti temsilcileri de “Bağımsızlık” hususunda siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda atılması gereken çok fazla olduğunu belirterek farklı görüşler dile getirdi.

Federal Kürdistan, kendi içinde uzun bir zamandır Irak’tan koparak “Bağımsız” olmayı tartışıyor. Nuri el-Maliki’nin başbakanlığı döneminde Bağdat-Erbil ilişkilerinde yaşanan gerginlik, Kürtlerdeki “bağımsızlık” fikrinin daha yüksek sesle dillendirilmesini beraberinde getirmişti. Bunun üzerine Federal Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, ileri bir adım atarak süreci somutlaştırmak adına bağımsızlık için Kürdistan Parlamentosu’na referandum hazırlıklarını başlatması talimatı vermişti.

IŞİD’in, 2 Ağustos 2014 tarihinden bu yana topraklarına saldırdığı Kürtler, “bağımsızlık tartışmalarını” yoğunluklu olarak sürdürürken temkini de elde bırakmıyor.

Kürtlerin, zengin petrol kaynaklarına sahip oldukları belirtiliyor. Fakat petrolü üretme, ihraç etme ve dünya piyasalarına satmada henüz istediklerini elde edemediler.

Kürtler, IŞİD krizi sonrası bağımsızlıktan vazgeçmiş değil. Konuyu değerlendiren Kürt siyasetçiler, “devletleşme sürecinin” başarıya ulaşması için çok daha ciddi adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.

Hüseyin: “Bu, silahla hayata geçirilecek bir mesele değildir”

Federal Kürdistan Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin, “Kürtler, kendi kaderi üzerine karar verebilir. Bu, Kürtlerin hakkıdır. Artık nasıl karar verileceği, Kürtlerin özgür tercihine bağlıdır. Kendi kaderini tayin hakkından bahsettiğimde, Kürdistan’ın devlet olma hakkının da olduğunu ifade etmiş oluyorum. Ancak bunun ne zaman olacağına Kürdistan halkı karar verir” dedi.

Hüseyin, Kürtleri bağımsızlığa götürecek sürecin bir parçası olan “referanduma” ilişkin ise “Bağımsızlık hakkından bahsettiğiniz zaman halkın ne düşündüğünü bilmek zorundasınız. Bu da referandum yoluyla olur. Halk referandumda oyunu kullanır ve tercihini yapar. Referandum, halkların kendi kaderini tayin hakkının bir parçasıdır” diye konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, “Bir süreye kadar bağımsızlık ilan etmemesi noktasında Mesut Barzani’yi ikna ettik” şeklindeki sözlerini değerlendiren Hüseyin, “Kerry’nin böyle bir açıklamasını duymadım. Ama Kürdistan halkı ne zaman referandumda oy kullanır ve tercihini belirlerse gereği yapılır. Yani buna Kürdistan halkı karar verir. Bu karar, başka kimsenin elinde değildir” ifadelerini kullandı.

Bağımsızlığı elde etmek için bazı şartların olduğuna işaret eden Hüseyin, şunları söyledi:

“Bağımsızlık için aşılması gereken bir dizi merhale söz konusu. Böyle bir girişimin iktisadi, siyasi ve askeri durumla direkt bir bağlantısı var. Komşu ve dünya devletlerinin de bundan haberdar olması lazım. Bütün gelişmeler, diyalogla yürümelidir. Bağdat ile siyasi bir yol izlenmeli ve ittifaka varılmalıdır. Bu, silahla hayata geçirilecek bir mesele değildir. Şüphesiz ki her ne yapılırsa yapılsın konu Bağdat ile tartışılmalıdır. Çünkü biz Bağdat hükümetine katıldık ve halen de Irak’ın bir parçasıyız.”

“Kürtler neden Irak’ta kalsın?”

Selahaddin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Aziz Barzani, “Kürdistan’ın bağımsızlık ümidi her daim canlı kalacaktır. Ancak IŞİD’in, Federal Kürdistan’a yönelik saldırılarının ardından Mesud Barzani’nin referandum talebi bir nebze ikinci plana atılmış olabilir” ifadelerini kullandı.

“Bağımsızlık hayalinin, Bağdat ile ilişkilere, ayrıca bölgesel ve uluslararası şartlara bağlı” olduğuna dikkati çeken Barzani, “Tabii bu konu üzerine konuşmak çok kolay ama karar verme aşamasına gelince böyle siyasi bir tercih o kadar kolay değil. Yani Federal Kürdistan’ın bağımsızlığına yönelik siyasi bir karar, askeri ve ekonomik şartlar uygun olmadan gerçekleşmez. Halkın da buna hazır olması gerekiyor” görüşünü dile getirdi.

Musul’un IŞİD’in eline geçmesinden sonra artık “eski Irak’tan” bahsetmenin mümkün olmadığını savunan Barzani, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Neçirvan Barzani’nin dediği gibi artık Musul öncesi ve sonrası şeklinde iki Irak var. Bu süreçten sonra Sünni Arapların, Şii Araplarla yaşamak isteyeceğine pek ihtimal vermiyorum. Musul’un kurtarılması, bu anlamda çok kritiktir. Musul’daki teröristleri temizleyebilirsiniz. Peki Şii-Sünni kavgasını ne yapacaksınız? İki Arap unsurun birlikte yaşamak istemediği bir Irak’a Kürtler neden bağlı kalsın? Irak, eninde sonunda üç parçaya bölünecektir. Artık bu üç federasyon mu olur yoksa üç konfederasyon mu olur onu zaman gösterecek. O nedenle Kürtler, bağımsızlık konusunu gelecekte çok daha sıcak ve ciddi bir şekilde ele alacak.”

Goran: “Daha çok çalışmamız gerekiyor”

KDP’den sonra Parlamento’daki milletvekili sayısıyla ikinci büyük parti olan Goran Hareketi Politbüro Üyesi Dr. Muhammet Ali, Kürtlerin bağımsızlığının önünde iki engel olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Birincisi, Irak merkezi hükümeti buna izin vermeyebilir. İkinci ise uluslararası düzeyde iyi bir destek almamız gerekiyor. Teori olarak tüm halkların devlet olması en doğal hakkıdır ancak pratik bazı engeller var. Bu engellerin ortadan kaldırılması için ciddi adımlar atılmalıdır. Mesela ekonomik, savunma ve askeri yönden bizim çok güçlü olmamız lazım. Ayrıca bağımsızlık ilanının komşu ülkeler Türkiye ve İran’ın çıkarlarına ters düşmemesi gerekiyor. Tüm bu bahsettiğim meseleler göz önüne alınmalıdır. Elbette bunun imkansız olduğunu söylemiyorum ancak bu süreçte üzerinde daha çok yoğunlaşmamız ve çalışmamız lazım.”

YNK: “Uygun sürece ihtiyaç var”

Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Başkanlık Konseyi Üyesi Perwin Babekir, “Kürt devletinin” her zaman partilerinin programında yer aldığını belirterek, şunları dile getirdi:

“Sayın Celal Talabani de her zaman bağımsızlıktan bahsetti. Fakat bir Kürt devletinin ilan edilmesi sadece siyasi iradeyle olmaz. Kurulacak devletin sınırlarının nasıl korunacağı, ekonomisi ve coğrafyası da çok önemlidir. Kürt devletinin ilan edilmesi için uygun sürece ihtiyaç vardır. Eğer bir devlet ilan ettiniz ancak sınırlarını koruyamadıysanız, halkın en temel ihtiyaçlarını karşılayamadıysanız, maaş veremediyseniz hiçbir işe yaramaz. YNK olarak devletleşme süreci için müsait bir zaman oluşursa, tüm partilerden önce biz öncü olup bu işe el atacağız.”

Yekgirtu ve Komela

Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) Başkanlık Konseyi Üyesi Ebubekir Ali, “bağımsız Kürdistan” devletinin partilerinin stratejisi olduğunu kaydetti. “Bağımsızlığın” ciddi bir mesele olduğuna işaret eden Ali, “Eğer bölgedeki tüm siyasi partiler, bu işi ciddi bir şekilde ele alıp, ortak çalışırsa 3-4 yıl sonra bu hedefe ulaşılır. Irak yıkıldı ve yeni bir Irak’ın doğacağına ilişkin hiçbir ümidimiz yok. IŞİD de bir Kürt devletinin kurulmasına yol açıyor. Kendi petrolümüzü ihraç etmemiz, Irak Anayası’nın 140. maddesinde geçen tüm bölgelerin kontrolümüzde olması bağımsızlık yolunda atılan ciddi adımlardı” ifadelerini kullandı.

İslami Toplum Partisi (Komela) Sözcüsü ve Başkanlık Konseyi Üyesi Muhammet Hekim Cabbar da “Kürtlerin bir devlet olması ya da bağımsızlık ilan etmesi en doğal hakkıdır. Ancak bunun için ciddi girişimler gerekiyor. Dış ülkelerin tam desteğini almak için daha çok çalışmalıyız. Uluslararası destek şart” dedi.

Türkmenler şartlı yaklaşıyor

Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Aydın Maruf ise Kürtlerin 1991 yılından beri “bağımsız bir devlet” hayali içinde olduklarını hatırlatarak, “Bunun için iyi bir ekonomiye sahip olmanız ve komşu ülkelerin razı edilmesi gerekiyor. Fakat bu faktörler henüz yerine oturmuş değil” dedi.

Maruf, “bağımsız devletin” ilanı durumunda Türkmenlerin tavrının ne olacağının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

“Türkmenler Irak’ta önemli bir faktördür. Irak’ta birlikte yaşamayı tercih ediyoruz. Ama Irak, bölünmeye gidiyor. Türkmenlerin siyasi hakları garanti altına alınırsa o zaman bu siyasi oluşumu destekleriz. Fakat kurulacak oluşum, Türkmenlerin haklarını ihlal ederse, kabul etmezse veya bizimle istişare edilmeden bu devlet kurulursa destek vermemiz mümkün değildir.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 4173 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:01:28
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x