Cumhuriyet’ten Selin Ongun’a konuşan Dicle, Çınar’daki bombalı saldırı ile ilgili “Savaşın en tehlikeli yanı aynı bir yangında olduğu gibi nereye varacağını kestirememektir. İçimizden acıdan başkası geçmiyor. Başka ne olabilir ki? Gözünüzün önünde o insanlar. Kaç yıllık bir acı bu? Çok uzağa gitmeyin. Birkaç yıl önceki demeçleri hatırlayın: Analar ağlamasın, çocuklar ölmesin. Şimdi kimse inkar edemez herhalde” şeklinde konuştu.
Halihazırda dağlarda yaklaşık iki metre yüksekliğinde kar olduğunu ve bu yüzden gerillanın hareket halinde olmadığını savunan Dicle sözlerine şöyle devam etti: “Devletin istihbaratına göre dağlarda binlerce insandan bahsediliyor. Karlar erimeden, yani nisan sonuna kadar bu savaşa dur diyemezsek çok daha fazla alanı kapsayan, hatta metropolleri de içine alan bir şiddet dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bunu dediğimizde, Kürt siyasetçi olduğumuz için, tehdit gibi algılanabiliyor. Hayır, amacımız tehdit değil, feryat ediyoruz. Feryat ediyorum!”
Türk ve Kürt halkı bin yıl birlikte yaşadı ve birlikte yaşamaya devam etmeli
“Biz bu noktayı gördüğümüz için çığlık atıyoruz” diyen Dicle, “Kimi Kürt siyasetçileri arasında ‘Bizler müzakereye, diyaloğa açık son nesiliz’ gibi bir söz var. Boş bir söz değildir bu. Kast edilen ortak vatan duygusudur. Ben Amed\'i sevdiğim kadar İstanbul\'u da seviyorum. Akdeniz\'de, Ege\'deki o güzel doğayı görmeyi de özlüyorum.”
Hatip Dicle, “Bağımsızlığın Kürt halkının lehine olduğuna inansam bunun bedeli ne olursa olsun bu ortamda bile bunu savunurum. Fakat biz takiyye yapmıyoruz. Türk ve Kürt halkı bin yıl birlikte yaşadı ve birlikte yaşamaya devam etmeli” şeklinde konuştu.
Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemini savunuyoruz
Barış çağrısı yapan akademisyenlerin, altına imza attıkları bildiride PKK’yi eleştirmedikleri gerekçesiyle hedef gösterilmesi hakkında da konuşan Dicle, “Onlar bir vicdan azabı duyarak kaleme aldılar o bildiriyi. ‘Bizim muhatabımız devlettir dolayısıyla önce devletin hukuksuzluğunu öne çıkarıyoruz’ dediler. ‘Karşı tarafta hukuksuzluk yok’ demediler. Ve bir tavır ortaya koydular” dedi.
Kürtlerin özerkliği alıp başkanlığı vereceği yönündeki tartışmaların sorulması üzerine Dicle şu yanıtı verdi: “Kesinlikle doğru değil. Bizim özyönetim önerimiz ademi merkeziyetçi bir sistem. Oysa AKP’nin ya da Cumhurbaşkanı’nın kafasındaki, Türkiye’yi Türkmenistan modeline götürmek isteyen bir tek adam sistemi. ‘Bizim savunduğumuz Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemidir. Bunun ademi merkeziyetçi yanları olacak, yasama ve yürütme arasında denge olacak, bizim tasarımız budur’ deseler; Türkiye’de bunun çok destekçisi olacağına inanıyorum. Sayın Öcalan da daha önce söyledi. Hatta CHP’den bile buna destek gelebilir.”