Türkiye’de bu ay, 10/25 ağustos 2014 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi için sadece parlamentoda grubu bulunan partiler aday gösterebiliyor. Bu anti demokratik bir durumdur. Türkiye’de uzun yıllar kimin cumhurbaşkanı olacağına askerler karar verirdi. Ve bu durum her zaman siyasal krizlere yol açardı. Şimdi ise cumhurbaşkanı seçimi birkaç siyasi grubun tekeline bırakılmış durumda.
Bu durum genel seçimlerde uygulanan % 10 barajından farklı değil. Her iki durumda da halkın önüne barajlar konuluyor ve onun özgür iradesinin tecelli etmesine ket vuruluyor. Oysa demokrasi bütün toplumsal farklılıkların, etnik ve dini grupların, değişik siyasi görüşlerin eşit koşullarda karşı karşıya geldiği ve ülke yönetiminin belirlenmesine katılabildiği bir sistemdir. Demokrasinin çoğulcu ve katılımcı niteliği bunu gerektirir.
Pekala seçime katılma hakkı kazanmış bütün partiler cumhurbaşkanı aday gösterebilir ya da seçmene belli oranda imza ile aday gösterme imkanı sağlanarak bu süreç demokratikleştirilebilirdi. Ne var ki mecliste grubu bulunan siyasi partiler diğer konularda olduğu gibi bu konuda da işlerine geldiği zaman 12 Eylül darbe anayasasına göre iş tutmakta bir beis görmüyorlar.
Mevcut durumda cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışan üç aday var. Bu üç adaydan hiç birisi ülkenin temel sorunlarına ilişkin derli toplu ve bütünlüklü bir programa sahip değil. Geçen yasama döneminde mecliste bulunan siyasi partiler 12 Eylül darbe anayasasını değiştirmek için gerekli çabayı göstermediler. Aynı partilerin gösterdiği cumhurbaşkanı adaylarından bu konuda farklı bir beklenti içinde olmak saflık olur.
Bu gün Kürt ve Kürdistan sorunu hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun en temel sorunu.
Oysa mevcut cumhurbaşkanı adaylarından hiç birisinin Kürdistan sorunu konusunda açık, net ve ilkeli bir tutumu söz konusu değil.
Türkiye’de hala Alevi toplumu ayırımcı uygulamalara tabi tutuluyor, her gün birkaç kadın değişik cinayetlere kurban gidiyor, iş kazası adı altında insanlar yaşamını yitiriyor, milyonlarca insan açlık sınırları altında, onur kırıcı koşullarda yaşamını sürdürüyor. Türkiye, demokrasi alanında hala ikinci sınıf bir ülke konumunda.
Mevcut cumhurbaşkanı adaylarının ise bütün bu sorunlara ilişkin tutarlı ve bütünlüklü bir çözüm perspektifi bulunmuyor.
Bu durumda mevcut cumhurbaşkanı adaylarına oy vermek için hiçbir neden yok. Biz parti olarak mevcut cumhurbaşkanı seçimini anti demokratik buluyor ve protesto ediyoruz. Başta Kürdistan sorunu olmak üzere diğer temel sorunlara ilişkin çözüm önerisi olmayan mevcut cumhurbaşkanı adaylarına oy vermek için hiçbir neden görmüyor ve sandık başına gitmiyoruz.
02 Ağustos 2014
PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi
