PSK 22 Nisan tarahinde yaptığı Diyarbakır toplantısının sonuç metnini basınla paylaştı.
22 Nisan 2017 tarihinde Diyarbakır’da toplanan Kürdistan Sosyalist Partisi Parti Meclisi, 16 Nisan referandum sonuçları olmak üzere iç ve dış siyasal gelişmeleri değerlendirerek aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır denilen PSK açıklaması su şekilde;
AKP ve MHP ortaklığıyla hazırlanan 18 maddelik cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören anayasa değişikliği paketi, 16 Nisan’da yapılan referandumda az bir farkla kabul edildi. Toplumun %49’unun karşı oy verdiği paket %51 oy oranıyla onandı.
Ancak paketin referandumda kabul edilmesi Türkiye’yi düze çıkarmak yerine, ülkenin içinde bulunduğu durumu daha da belirsiz hale getirmiştir.
Partimiz, sürecin ta başından itibaren hazırlanan anayasa değişikliği paketinin Türkiye’nin hiçbir sorununa çözüm içermediğini her vesileyle dile getirmiş, toplumun ortak talebinin yeni ve demokratik bir anayasa olduğunun altını ısrarla çizmiştir.
Değişiklik paketinin toplumun tartışmasına ve katılımına sunulmadan, alelacele ve OHAL koşullarında referanduma götürülmesinin, çıkacak sonucun meşruiyetine gölge düşüreceğini her keresinde vurgulamıştır.
16 Nisan referandum süreci ve ortaya çıkan siyasi tablo, sonuç itibariyle toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmiş, ülkedeki istikrasızlığı artırmış, böylece bizim önceden yaptığımız tespitleri haklı çıkartmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum akşamından başlayarak konuşmalarında idam cezasına vurguda bulunması ise hem talihsiz hem de tehlikeli bir açıklama olmuştur. Bu durum onun MHP ile kurduğu milliyetçi ittifakı 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük olarak sürdüreceğinin bir işareti olarak algılanmıştır.
Öte yandan referandum sonuçlarının gösterdiği gerçek şudur.
Anayasa değişiklik paketi az bir farkla kabul edilmiş olsa bile, AKP ve MHP ortaklığının dayandığı milliyetçi ve şoven siyaset anlayışı toplum tarafından esas olarak kabul görmemiştir. Buna bağlı olarak milliyetçi, ötekileştirici, otoriter ve inkârcı zihniyet bakımından bir gelecek olmadığı ortaya çıkmıştır. MHP’nin çağdışı ve ırkçı anlayışına dayalı bir ittifakın ne AKP’ye ne de Türkiye’ye bir şey kazandırmayacağı bu referandum sonuçlarıyla bir kez daha açığa çıkmıştır.
Mevcut durumun sürdürülemeyeceği açıktır. Normalleşmeyi hedef alan bir sürecin başlatılması yakıcılık kazanmıştır.
Bu çerçevede tam bir kıyım rejimine dönüşen OHAL sistemi bir an önce kaldırılmalıdır. Hukuk devletini askıya alan KHK uygulaması derhal son bulmalıdır.
Geçen dönemin hukuksuzluk ve mağduriyetlerini giderecek kapsamlı yasal ve idari bir iyileştirmeye gidilmelidir.
En başta Seçim ve Siyasal Partiler Yasası demokratikleştirilmeli, toplumsal katılıma ve normalleşmeye hizmet edecek yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Avrupa Birliği ile ilişkiler düzeltilmeli, şiddet ve gerilim yüklü dış politikada tansiyon düşürülmelidir.
Dün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin temel sorununun yeni bir anayasa olduğu apaçık ortadadır.
Kürt meselesini adil ve eşitlikçi bir çözüme kavuşturacak, Türkiye’yi birinci sınıf demokrasi ligine taşıyacak, ülkenin temel ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarına çözüm getirecek demokratik ve federal bir anayasadır.
Parti Meclisimiz, bu amaca ulaşmak için bütün Kürdistan siyasi aktörlerine, sivil toplum örgütlerine, dini ve kültürel inanç grupları ve aydınlarına güçlerini birleştirmeleri çağrısında bulunur.
Bunun için, aynı zamanda demokrasi ve değişimden yana Türkiye’nin bütün siyasi ve toplumsal kesimleriyle yakın bir iş birliği ve dayanışmaya ihtiyaç var.
Parti Meclisimiz Güney Kürdistan’da, Suriye’de ve bölgede yaşanan gelişmeleri de değerlendirerek aşağıdaki noktaların altını çizmiştir.
Parti Meclisimiz Güney Kürdistan’da bağımsızlık için referandum konusunun yenide gündeme Girmesini yakından izlemekte, KDP ile YNK’nin bu amaçla başlattığı ortak girişim ve çabaları takdirle karşılamaktadır. YNK ve KDP’nin bağımsızlık referandumu için başlattıkları inisiyatifin Güney Kürdistan’ın bütün siyasal aktörlerini içerecek bir tarzda sürdürülmesi bütün Kürtlerin ortak beklentisidir.
Parti Meclisimiz, aynı zamanda bu tarihi anında Güney Kürdistan halkı ve siyasi aktörleriyle iş birliği içinde olmayı, bağımsızlık referandumu sürecini desteklemeyi bir ulusal görev olarak kabul etmektedir. Partimiz, bu yöndeki çabaların artırılması ve daha güçlü bir kamuoyunun oluşturulması için Kuzey Kürdistan’da ilgili aktörler nezdindeki girişimlerini sürdürmektedir.
Öte yandan beş yıldır devam eden Suriye savaşı artık sona doğru yaklaşmaktadır. Suriye’nin yeniden dizayn edilmesi ve esas olarak özerk bölgelerden oluşmuş bir tarzda inşa edilmesi kaçınılmazdır. Bu açıdan Suriye’de Kürt halkı önemli fırsatlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Söz konusu tarihi fırsatlardan yararlanmak için yapılacak şey Hewlêr ve Duhok mutabakatlarına uygun olarak Suriye Kürdistanı’nda geniş kapsamlı bir ulusal mutabakat oluşturmak, buna uygun idari ve siyasi bir düzenlemeye gitmektir.
Partimiz aynı zamanda Doğu Kürdistan halkımızın özgürlük ve demokrasi için yürüttüğü mücadeleyi selamlar, buradaki siyasi aktörlerle her türlü dayanışma içinde olduğunu belirtir.
Parti Meclisimiz, Kürt ve Kürdistan meselesinin bölgesel ve uluslararası bir sorun olduğu gerçeğinden hareketle, Türkiye’yi diğer parçalardaki Kürtlerle tanıma ve karşılıklı saygı temelinde bir ilişki kurmaya davet eder. Türkiye’nin Kürdistan’ın diğer diğer parçalarıyla kuracağı yapıcı ilişkiler, onun kendi Kürt meselesinin çözümünü kolaylaştıracak, bölgede ve Türkiye’de barış ve istikrarın inşasına katkıda bulunacaktır.
Parti Meclisimiz, Türkiye’de normalleşme, uzlaşı ve yeni bir toplumsal diyalog sürecine ihtiyaç duyulduğu bir süreçte PKK’yi silahlı eylemlerine ve izlediği şiddet politikasına son vermeye çağırır. Bugün yapılacak şey demokratik siyasal mücadeleyi yükseltmek, bu tarzda bir mücadeleyle hem Kürt meselesinin barışçıl ve eşitlikçi çözümüne hem de demokrasinin yerleşip kökleşmesine katkıda bulunmaktır.
102. yılında 1915 Ermeni Jenosidini bir kez daha protesto ediyor, Ermeni halkın acılarını paylaşıyoruz.
24 Nisan 2017
PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi