PSK: 'Terör' bahanesi ortadan kalktığına göre Kürt meselesi için hızlı adımlar atılmalıdır

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi imzası ile yayınlanan açıklamada, PKK’nin silah bırakma kararı aldığı hatırlatılarak, “Artık savaş ve “terör” bahanesi ortadan kalktığına göre devlet Kürt meselesinin çözümü için hızlı adımlar atmalıdır” denildi.

20.05.2025, Sal - 13:36

PSK: 'Terör' bahanesi ortadan kalktığına göre Kürt meselesi için hızlı adımlar atılmalıdır
Haberi Paylaş

PSK Parti Meclisi, “”Kürt meselesi için federal çözüm” şiarı ile 4. büyük kongremizi gerçekleştiriyoruz” başlıklı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, Kürdistan Sosyalist Partisi Genişletilmiş Partisi Meclisi’nin 18 Mayıs 2025’te toplanarak bölgede ve Türkiye’de yaşanan son siyasal gelişmeleri değerlendirdiği kaydedildi.

Toplantıda PSK 4. Büyük Olağan Kongresi’nin 15 Haziran’da yapılacağı ve hazırlıkları gözden geçirildiği belirtildi.

Toplantı sonucu bir açıklama ile kamuoyuna duyuruldu. PKK’nin kendini feshetmesi ile şiddet döneminin kapandığı belirtilerek şöyle denildi:

“Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler zinciri bölge ülkelerinde köklü değişimlere yol açıyor. İran’ın bölgede çökertilmesi ve Suriye’de Esat rejiminin yıkılmasıyla eş zamanlı olarak Türkiye de yoğun bir sürece sahne oluyor. Geçen yıl Ekim ayında Devlet Bahçeli’nin çıkışı ile başlayan ve Öcalan’ın çağrısıyla devam eden görüşme trafiği, 12 Mayıs’ta PKK’nin yaptığı kongresinde silahları bıraktığı ve kendi feshettiği açıklamasıyla sonuçlandı.

“Anlamsız bir savaşın sonuna gelindi”

Böylece 40 yıldır Kürt halkına büyük can ve mal kayıplarına yol açan anlamsız bir savaşın sonuna gelindi. PKK’nin silahları bırakma kararı aynı zamanda devletin dört parçada Kürtlerin kazanımlarına karşı kullandığı argümanları ortadan kaldırdı. Bu durum başta Rojava’da olmak üzere Kürt halkının hak ve özgürlük mücadelesine nefes aldıracak büyük bir imkan sunuyor.

Öte yandan Türkiye’yi yönetenler silahların susturulmasından yola çıkarak Kürt halkının ulusal özgürlük taleplerinin üstünü örtmeye çabalıyor. Devlet yetkilileri PKK’nin silah bırakmasıyla Kürt meselesinin çözüldüğü algısını yaratmaya çalışıyor.

Benzer şekilde Kürtleri temsil etme iddiasındaki bazı çevreler ulusal taleplerin çıtasını her geçen gün düşürüyor, Kürtler için statü talebinden vazgeçtiklerini ifade ediyorlar. Bu durum Kürt toplumunda haklı bir tepki ve kafa karışıklığına yol açıyor.

Halkımız bütün bu olumsuz açıklamalara bakarak umutsuzluğa düşmemeli, ulusal özgürlük uğrundaki mücadele kararlılığından vaz geçmemelidir.

Silahların susması ve savaşın son bulması ile Kürt meselesi çözülmediği gibi, birilerinin “statü istemiyoruz” demesiyle de halkımız ulusal özgürlük ve statü talebinden vazgeçmez.

Tam tersine Kürt halkının özgürlük mücadelesi yeni bir evreye giriyor. Şiddet ve çatışma kıskacından kurtulan halkımızın özgürlük mücadelesinin bundan böyle daha güçlü, kitlesel ve meşru bir zeminde zafere doğru gideceğine inancımız tamdır.

Artık savaş ve “terör” bahanesi ortadan kalktığına göre devlet Kürt meselesinin çözümü için hızlı adımlar atmalıdır.

“Terörle Mücadele Yasası tümüyle ortadan kaldırılmalıdır”

En başta silah bırakanların normal hayata dönüşü, siyasi nedenlerle içerde bulunanların serbest bırakılması sağlanmalıdır. “Teröre destek “ iddiasıyla görevden alınan belediye başkanları görevlerine dönmeli, Terörle Mücadele Yasası tümüyle ortadan kaldırılmalıdır. Kürt meselesinin bütün boyutlarıyla ve özgürce tartışılması için eksiksiz demokratik bir siyasi ortam oluşturulmalıdır.

Kürt meselenin çözümü sadece parlamentoya bırakılacak bir konu değildir. Böylesi bir tartışma sürecine Kürt toplumunun siyasal, etnik ve dini bütün katmanları; STK, aydın, bilim ve sanat insanları katılabilmelidir.

Kısa zamanda yapılacak yol temizliğinin ardından Kürt meselesinin esasına ilişkin derhal harekete geçilmelidir.

Bunun için;

Kürt kimliğinin tanınması,

Kürt dilinin eğitim ve resmi dil olarak kabul edilmesi,

Kürtlerin kendi kendilerini yönetme hakkı, en kısa zamanda yasal bir statüye bağlanmalıdır.

Bunlar Kürt meselesinin çözümü için olmazsa olmaz koşullarıdır.

Türkiye’nin imzaladığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın gereğini yerine getirmesi bu açıdan son derece önemlidir.

Partimiz kuruluşundan bu yana Kürt meselesinin çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesi arasındaki yakın bağın altını çizmektedir. Bu çerçevede evrensel standartlara uygun, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne dayalı, temel hak ve özgürlükleri güvece altına alan çağdaş, demokratik, çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç var. Yapılacak yeni anayasa Türkiye’nin çok uluslu, çok kültürlü ve çok dilli gerçeğine uygun federal bir anlayışla yapılmalıdır.

Bölgede barış ve istikrar aynı zamanda Türkiye’nin diğer parçalardaki Kürtlerin varlığını ve ulusal haklarını tanımasından geçer. Türkiye’nin Rojava’da Kürtlerin kazanımlarına saygı göstermesi içerdeki Kürt meselesinin çözümünü kolaylaştıracaktır.

Değerli halkımız,

Tarihsel deneyimler hiçbir hakkın verilmediğini, her bir kazanım için büyük mücadeleler gerektirdiğini bize gösteriyor.  Gücümüzü birleştireceğiz. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da ulusal meşru taleplerimiz için mücadeleye devam edeceğiz. Mücadeleyi daha güçlü ve meşru temelde ve kararlılıkla sürdüreceğiz.  Kendi ülkemizde özgür, onurlu, güven içinde yaşamak bizim de hakkımızdır. Bu haktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Halkımızı “Kürt Meselesi İçin Federal Çözüm” şiarı ile gerçekleştireceğimiz PSK 4. Büyük Olağan Kongresi’nde buluşmaya çağırıyoruz. PSK 4. Büyük Olağan Kongresi’nin özgürlük umudu, mücadele coşkusu ve zafere olan inancın yükseldiği bir platforma dönüşmesini umuyoruz.

Birlikte başarabiliriz, başaracağız da.”

 

Bu haber toplam: 1062 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:02:18
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x