Övür, Sabah Gazetesi’nde yer alan “Öcalan mı Demirtaş mı?” başlıklı yazısında geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen HDP Olağanüstü Kongresi bağlamında partinin önümüzdeki süreç politikasını değerlendiriyor.
HDP Kongresi’nin sadece eş genel başkanı değişikliğinden ibaret olmadığını belirten Övür, “Ancak HDP kongresi sadece bu seçimden ibaret değildi. Merak edilen çok soru vardı ve o soruların cevapları bir biçimde yeni dönemin de nasıl seyredeceğinin işaretiydi” diyor.
‘Hesaplaşmanın sinyalleri veriliyor’
2015 yılında Kürt illerinde gerçekleşen şehir savaşlarını hatırlatan Övür, bu sürecin İmralı-Kandil ve HDP hattında derin çatlağın ve sert bir hesaplaşmanın başlangıcı olduğunu iddia ediyor.
Övür şunları belirtiyor: “Bir süredir de bu hesaplaşmanın sinyalleri veriliyor. Birbiriyle ilişkili iki süreç yaşanıyor. Bir yanda HDP içinde 7 Haziran 2015’te 80 milletvekiline sahip olup elde tutamamanın hesaplaşması yaşanırken, öte yanda CHP’li Tuncay Özkan’ın cezaevinde Selahattin Demirtaş görüşmesiyle başlayan CHP’nin ‘Kürt ayağı’nı oluşturma çabası var.
CHP Milletvekili Tuncay Özkan’ın Selahattin Demirtaş ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklama ile Demirtaş’ın HDP Kongresi’ne yolladığı mesajı alıntılayan Övür, “Bu çıkış, hem HDP içine hem de CHP’ye ve çevresine verilen güçlü bir mesajdı. Bunun siyaset kulislerinde nasıl okunduğuna gelince... Bu çıkışın, özellikle HDP içinde derin sarsıntı yarattığı çok açık. İşin bamteli de asıl burasıydı” diyor.
Övür, Demirtaş’ın mesajının İmralı-Kandil ve HDP hattında yaşanacak kopuşla örtüştüğünü ifade ederek, CHP ve HDP içinde ağırlıkla Demirtaş’ın sadece Kandil’le değil, Öcalan’la da bağı koparmaya hazırlandığın konuşulduğunu öne sürüyor.