ngiliz The Economist dergisi, Suriye’de dokuz yıl süren iç savaşta halkın büyük acılar çektiğini ve yüz binlerce insanın öldüğünü ancak Suriye başladığı yere geri döndüğünü yazdı.
“Beşar Esad'ın Suriye krizine hiçbir çözümü yok” başlıklı yazıda ülkenin güneydoğusunda protestocuların, savaşı tetikleyen aynı rejim karşıtı sloganlar atmaya devam ettiğini yazdı.
The Economist’te yer alan yazı özetle şöyle:
Daha önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın resmini kaldıran göstericiler, bu defa Esad’ın resmini atıp yine “Allah, ulus ve özgürlük” diye bağırıyor. Devlet televizyonu göstericilerin arasında Esad'ı övecek birini bulmakta zorlanıyor. Suriyelilerin çoğu hala yoksulluk, yolsuzluk ve sosyal eşitsizlikten şikayet ediyor. Şam'da bir üniversitede öğretim üyesi olan bir hoca “Ayaklanmayı tetikleyen şikâyet ve rahatsızlıklar bugün daha da belirgin şekilde devam ediyor” diyor.
İran ve Rusya'nın yardımıyla ve kendi halkını bombalayarak Esad savaşı kazandı. İdlib, Suriye'de isyancıların elindeki son büyük kale olarak duruyor. Ancak rejim şimdi zorla ve şiddetle çözülemeyen yeni zorluklarla karşı karşıya.
Çökmekte olan bir para birimi giderek daha fazla Suriyeliyi yoksulluk içine çekiyor. Amerikan yaptırımları ile işler daha da kötüleştirecek. Muhalefet Esad'ın kendi saflarında bile arttı. Büyüyen krize hiçbir çözüm bulamıyor.
Esad cumhurbaşkanlığını 20 yıl önce babasından devraldığında, Suriye orta gelirli bir ülkeydi. Şimdi halkının % 80'inden fazlası fakir. Geçen yıl gayrı safi mili hasılanın savaştan öncekinin üçte biri kadar olduğu düşünülüyordu.
Suriye’de dolar savaştan önce yaklaşık 50 Suriye lirası iken bugün bir dolar karaborsada yaklaşık 3.000 lira değerinde.
Fiyatlar yükseldikçe hükümet maaşlarının değeri de düşüyor. Netice de birçok kişi artık yiyecek bulmakta zorlanıyor. Eczanelerde ilaç tükendi, üreticiler yurtdışından gelen malzemeleri tedarik edece yeterli paraya sahip değil. Yeniden açılan mağaza ve kafeler hızlı bir şekilde tekrar kapandı. Devlet, nakit para rezervlerini desteklemek için işleri daha da kötüleştirdi. Bankalara borç vermeyi durdurmalarını söylendi.
Esad, kendi zengin destekçilerine de yöneldi. Suriye'nin en zenginlerinden biri Rami Makhlouf’un (Esad'ın kuzeni) varlıklarına el koydu.
Esad’ın eski taraftarları da rejime sırtını dönüyor. Esad'I destekleyen Aleviler protestoya başladı, Dürziler Suweida sokaklarına taştı.
Suriyeli gazeteci İbrahim Hamidi, “Rejimin sorunu artık muhalefetle değil kendi destekçileri ile” diyor.
Esad 11 Haziran'da başbakan seçtiği Imad Hamis'i görevden aldı. 17 Haziran'da ABD, “Sezar Yasası” olarak bilinen yeni ve sert yaptırımlar uyguladı. Yaptırımlar rejimle iş yapan veya rejime destek sağlayan herhangi bir kişi, şirket veya kurumu (Suriyeli veya yabancı) hedefliyor. Mevzuat ağı o kadar geniş bir alana yayıldı ki, Suriye'nin yeniden inşasına katılmayı ümit eden yatırımcıları ve firmaları caydırması bekleniyor.
Esad şüphesiz çok zayıf. Yine de, muhtemelen hiçbir yere gitmeyecek. Halkı yıpranmış; milyonlarca insan gıda yardımı bekliyor. 40 yıllık yaptırımlar rejime baskı ile nasıl başa çıkılacağını ve suçu nasıl yönlendireceğini de öğretti.
Batı, isyancıları silahlandırarak Esad'ı alt edemedikten sonra Suriye'ye ekonomik bir savaş başlattı. Suriye'nin petrol sahaları ve gelir sepeti olan toprakları Kürtlere ve ABD’ye teslim edildi. Çoğunluk Lübnan üzerinden eski kaçakçılık rotalarına düşüyor ve yenilerini yaratıyor. En önemlisi de, Rusya ve İran rejimi desteklemeye devam ediyor ve hala yatırımların geri alınmasını bekliyorlar.