Zazaca ve Kurmancca anadilinde eğitim, yüzyıldır geciktirilmiş toplumsal bir hak, gereksinimdir. Zazaca ve Kurmancca anadilinde zorunlu eğitim başlatılmasına dair etkimizi artırmak ve sonuç almak istediğimiz kritik bir seçim dönemine giriyoruz.
Öncelikle toplumumuzun anadilimizde eğitim başlatılmasında net, kararlı olması; kendisine ya da bir başkasına zarar vermeyecek, sonuç alınması muhtemel girişimleri fark edebilmesi ve dahil olması gerekmektedir. Bu nedenle,
1.Zazaca ve Kurmancca anadilinde eğitimin başlatılmasını ortak ve öncelikte ilk hassasiyetimiz haline getirebilmeliyiz.
2. Anadilimizde eğitim isteyen bireylerimizin 2023 seçimlerine dek enerjilerini,sabırlarını sadece bölgemizde yaşayan topluma ayırması etkili olacaktır.
3. Toplumumuz anadilinde eğitimi ortak talep haline getirdiğinde ve bu ispat edildiğinde en önemli aşama geride kalmış demektir.
4. Toplumumuz, anadili/babadili ‘Zazaca ve Kurmancca olmayan bireyleri’ anadilimizde eğitimin mümkün olabileceğine, gecikmiş hakkımız olduğuna ve ertelenemeyeceğine dair ikna etmek zorunda değildir. Bu tür tartışmalardan uzak durulması gerekmektedir. Bunu yapmak TBMM’nin, siyasi partilerin, idari ve yerel yönetimlerin, STK’ların, meslek odaları ile anadili/babadili Zazaca/Kurmancca olmayan eğitimci ve aktivistlerin sorumluluğundadır, görevidir. Bu çevrelere öncelikli talebimizi tartışmasız dile getirmemiz yeterlidir.
5. İstenildiği herhangi bir an ‘terörizm’ ile ilişkilendirilme potansiyeli taşıyan legal yapıların ve bireylerin anadilimize dair çalışmalarından, girişimlerinden ve açıklamalarından uzak durulması gerekmektedir.
6. İradesini başka kişi ya da yapılara teslim ettiğini beyan etmiş yapılarla anadilinde eğitim çalışmalarında işbirliği yapılmamalı, destek verilmemelidir.
7. İradesini başka kişi ya da yapılara teslim ettiğini beyan etmiş yapılarla işbirliği yapan diğer yapılarla da anadilinde eğitim çalışmalarında işbirliği yapılmamalı, destek verilmemelidir.
8. Öcalan’ın adresini vererek muhatap olduğunu söyleyen yapıların ya da bireylerin aynı zamanda Kürdce anadilinde eğitim çalışmaları yapması demek; anadilimiz alanına Öcalan gölgesini, hesabını, iddiasını, etkisini, şüphesini, gerginliğini düşürmektir. Anadilimizde eğitim için muhatap Öcalan ya da O’nun etkisi altındaki yapı ve bireyler değil, bizleriz.
9. Kürdce alanı kimilerinin geçmişini aklamak, sivilmiş gibi görünmek, saygınlığını artırmak, sivil bir talebin arkasına sığınmak için kullanacak yapı ve bireylere elbette engel olamayız, itiraz da edemeyiz. Ancak bizler bu riske karşı dikkatli olabilmeli, uzak durabilmeli ve görmezden gelebilmeliyiz.
10. Anadilimizde eğitime geçiş dünyanın heryerindeki toplumumuzun ve yapıların ortak talebiyse; o halde bunun denenmesi için, terörle ilişkilendirilmesi mümkün olmayacak sivil, bağımsız yapı ve bireylerce sürecin yürütülmesine ve her adımına özen gösterilmelidir.
Zazaca ve Kurmancca saygıdeğer, yerleşik ve üretken bir toplumun anadilidir. Anadilimizde eğitim hakkımızı temel kamusal hizmet alanında durarak savunuyoruz; durduğumuz ve koruduğumuz bu alandan ayrılmamak için herhangi bir etkiye, değersizleştirmeye, kriminalize edilmeye izin vermeyeceğiz.
Her bir bireyin bilimsellik, ciddiyet ve ısrar katacağı bu dönemin toplumumuz lehine sonuçlanması, bereketli ve ön açıcı olması için eğitimde birikime, emeğe sahip bireylerimiz projelerimize ve girişimlerimize destek verebilir, önerilerde bulunabilir.
Süreç devam ederken belli başlı prensiplerle, kabullerle ilerlemek, önlemler almak ve bunları ciddiyetle uygulamak yolun genişlemesini, güvenli, açık ve öngörülebilir olmasını sağlayabilir.
Aziz Yağan
Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) Direktörü