Cesim İlhani: 'Kürdistan' Ecdadımızın Rüyasıdır!

25 Eylül, yüzyıl önce Kürdistan’ı işgal edenlere gereken bir cevap olacaktır. Kürdistan’ın içinde ve dışında her ne kadar Kürtlerin referanduma olan inancı ve güvenini yitirmesi ve itibarsızlaştırmak için referandum kararından vazgeçilmesi denilse de bu ısrar yerini tutmayacaktır.

27.08.2017, Paz - 15:00 [ Güncellenme: 27.08.2017, Paz - 15:05 ]

Cesim İlhani: 'Kürdistan' Ecdadımızın Rüyasıdır!
Haberi Paylaş

Ecdad rüyası ve vasiyeti gerçekleşiyor. Kürdistan Bölgesi, devletleşmek için 25 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumuna hazırlanırken, son zamanlarda en çok duyduğumuz ve kullandığımız kelimeler ise, devletsizlik, katliam, ölüm, devletleşme, milletleşme, medenileşme gibi kavramlardır. Güneyli Kürtler, emin adımlarla referanduma doğru giderken, elbette devletleşmeye giden yolun önüne taş döşeyenler de çıkıyor. Kürtler, bu kararlılıklarıyla referandumdan sonra bağımsızlık süreciyle yollarına döşenen taşların altına devletleşme barutunu yerleştirip taşları yüzlerine fırlatarak gereken cevabı verecektir. Burada patlayan barut referandum sonucu çıkacak olan bağımsızlık olacaktır.

Bağımsız Kürdistan ecdadımızın vasiyetidir

25 Eylül, yüzyıl önce Kürdistan’ı işgal edenlere gereken bir cevap olacaktır. Kürdistan’ın içinde ve dışında her ne kadar Kürtlerin referanduma olan inancı ve güvenini yitirmesi ve itibarsızlaştırmak için referandum kararından vazgeçilmesi denilse de bu ısrar yerini tutmayacaktır. Referandum oku çoktan yaydan çıkmıştır ve karşı çıkanlara bağımsızlık hançeriyle zehir gibi saplayacaktır. Zira yapılan zulümler, işlenen katliamlar, yaşatılan acılar Güneyli Kürtlere bağımsızlıktan başka seçenek bırakmadı. Bu karar yeni alınan bir mesele değildir. Tarihi acılarla dolu olan vefa ve merhamet yurdu Kürdistan bir hak davasıdır. Kürdistan ne ideolojik ne de bir partinin güdümüne alınacak bir dava değildir. Bugün Kürdistan’da tarih yazılamayan gün yoktur. Tarih, coğrafya, toprak, egemenlik, hakimiyet, kültür ve her şeyleri işgal edilmiş Kürtlerin. Onun için bu kutlu yürüyüşte geri adım atmak yok. Bağımsız Kürdistan ecdadımız; Şeyh Ubeydullah Nehri, Seyid Abdulkadir, Mahmut Berzenci, Şeyh Said, Said-i Kurdi, Seyid Rıza, Qazi Muhamed, Mele Mistefa ve daha birçok Kürt-Kürdistan liderlerinin vasiyet bıraktıkları mirastır.

Xanî ile Cizîre’nin müjdesi

Haklı davaların ufuklarında mutlu hayatlar filiz açar, Kürdistan dağlarında yeni çiçekler filizlenmeye hazırlanırken, Ahmedê Xanî ve Melayê Cizîre’nin verdiği müjde ile Kürtler için zafer yakındır. Kürtler bağımsızlık referandumu ile yeni bir tarih yazacaklardır, kadim medeniyetlere öncülük edecekler. Bağımsızlık için Kürtler haklıdır ve zafer inananlarındır. Hakikate inanıyoruz ve mutlaka zafer Kürtlerin olacaktır. 25 Eylül, Kürtlere dayatılan devletsizlik, egemensizlik, hakimiyetsizlik topraksızlık kendi kaderini belirme günü olacaktır. Hakikat Kürtlere bahşettiği bütün insani hakları ve toprağı Kürtlere kardeş diyenler Kürtlerin topraklarını işgal ettiler, talan ettiler, yok ettiler.

Ya kopuş ya devletleşmek

Kürdistan Bölgesi’ndeki referandum bütün Kürtleri ilgilendiriyor. 25 Eylül Kürtler için yeni bir başlangıç olacaktır. Yüzyıl sonra aynı film yeniden sahne alıyor. Karşı çıkan, destekleyen herkes öyle bakıyor. Gaflet, delalet ve ümitsizliğe düşmenin vakti değildir. 25 Eylül’de Sykes-Picot’un rövanşı olacaktır. Hakikatin vermiş olduğu tarihi fırsatı değerlendirip devletleşme mührünü gelecek nesillere ulaştırmak bütün Kürtlerin vicdani görevidir. Ya yüzyıl önceki ulusal kopuş ve kölelik sahnesi devam edecek ya da özgürlüğe giden devletleşmeye doğru yeni bir başlangıç olacaktır. Bağımsızlık referandumunun kaderine olumlu manada tesir edecek kıymetli, yerli ve milli hatıraların korunması için Kürtlerin nerede durmaları gerektiği yer bellidir. Küçük bir hatanın büyük bir fırsata ve nihayetinde tasfiyeye dönüştürülmesini de beraberinde getireceğini bilmemiz gerekiyor. İşte buna fırsat verilmemeli. Referanduma destek vermeyen, bağımsız Kürdistan’ın önüne engel olan Kürtler, bir gün mutlaka hesabını yine Kürtlere verecektir ve tarih onu af etmeyecek hep yargılayacaktır.

Kürtlerin devletleşmesi bu açıdan mecburidir

Devletleşmek milletleşmektir. Devlet sahibi olmak medenileşmektir. Egemenliğin başka milletlerin hakimiyeti altında ise senin yaşadığın acının rengi de değişir ve kimse senin kederini bile seninle paylaşmak istemez ve senin kaderini de onlar yazar. Kimse seni insan yerin de koyamaz, kimse seni millet olarak kabul da etmez. Devleti olmayan insanın ibadeti de kabul olmaz. Bugün Kürtlerin yaşadığı bundan ibaret… Bu sebeple dönün Kürtlerin tarihine bir bakın. Devletsiz olmanın nasıl savunmasız olduğunu anlarsın ve Kürtlerin katliamlardan geçirilmesinin sebebi de budur. Kürtlerin devletleşmesi bu açıdan mecburidir. Dünya’da ve kanlı coğrafya olan Orta doğu’da Kürtlerin kendi insanı haklarına kavuşması için mutlaka bir devletleri olmalıdır. Son yüzyılda Kürdistan’ın işgal edilmesi, parçalanması ve Kürtlerin devletsiz bırakılması Kürtlere büyük zararlar verdi.

25 Eylül’de Hewler’de referanduma ‘Evet’ diyerek ecdatlarımızın ruhunu şad edelim ve 2018 Newroz’unda da bağımsız Kürdistan’da buluşalım. Bu vesileyle Kürdistan'ın bütün şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün Kürdistan'da özgürlük mücadelesi veren ve Kürdistan’ı savunan bütün Kürdistan kahramanları ile onur duyuyor, her zaman olduğu gibi zaferlerinin yakın olmasını diliyor ve onları selamlıyorum.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 16013 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:06:59
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x