Ulusal Güvenlik Konseyi'nin silah kontrolü üst düzey yetkilisi Pranay Vaddi, Moskova ve Pekin'e ABD'nin cephanelik sınırlama görüşmelerine ilişkin çağrılarını geri çevirmeleri konusunda baskı yapmayı amaçlayan bir politika değişikliğinin ana hatlarını çizen silah kontrolüne "daha rekabetçi bir yaklaşım" konulu bir konuşmada konuştu.
Vaddi, Silah Kontrol Komisyonu'na verdiği demeçte, "Düşmanların cephaneliklerinde bir değişiklik olmazsa, önümüzdeki yıllarda mevcut konuşlandırılmış sayının artırılmasının gerekli olduğu bir noktaya ulaşabiliriz. Başkan bu kararı verirse uygulamaya tam olarak hazır olmamız gerekiyor. Eğer o gün gelirse, bu, düşmanlarımızı caydırmak ve Amerikan halkını, müttefiklerimizi ve ortaklarımızı korumak için daha fazla nükleer silaha ihtiyaç duyulduğu yönündeki kararlılıkla sonuçlanacaktır." ifadelerini kullandı.
Moskova'nın ABD'nin Ukrayna'ya verdiği destek nedeniyle geçen yıl katılımını "askıya almasına" rağmen, Washington halihazırda Rusya ile 2010 Yeni START anlaşmasında belirlenen 1.550 konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlığı sınırını gözlemliyor; Washington bu hamleyi "yasal olarak geçersiz" olarak nitelendirdi.
Vaddi, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın aynı gruba Rusya ve Çin'in cephaneliklerine karşı ABD'nin stratejik nükleer silah konuşlandırmasını artırmaya gerek olmadığını söylemesinden bir yıl sonra konuştu ve onlara "önkoşulsuz" görüşme teklifinde bulundu.
Vaddi, yönetimin nükleer silahların yayılmasını engellemek için tasarlanmış uluslararası silah kontrolü ve nükleer silahların yayılmasını önleme rejimlerine bağlılığını sürdürdüğünü söyledi.
Ancak kendisi, Rusya, Çin ve Kuzey Kore'nin "nükleer cephaneliklerini baş döndürücü bir hızla genişletip çeşitlendirdiklerini, silah kontrolüne çok az ilgi gösterdiğini veya hiç ilgi göstermediğini" söyledi.
Vaddi, Rusya, Çin ve Kuzey Kore'nin ve İran ile birlikte barış ve istikrara ters düşecek, ABD'yi, müttefiklerimizi ve ortaklarımızı tehdit edecek ve bölgedeki gerilimleri artıracak şekilde birbirleriyle giderek daha fazla işbirliği ve koordinasyon sağladıklarına dikkat çekti.
Vaddi, Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore'nin gelişmiş füze ve insansız hava aracı teknolojisini paylaştığını belirterek, Moskova'nın Ukrayna'da İran insansız hava araçları ile Kuzey Kore topçu ve füzelerini kullanmasına ve Çin'in Rusya'nın savunma sanayisine verdiği desteğe değindi.
Putin'in Uyarısı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın uzun menzilli Batı silahlarıyla Rusya'ya daha derinlemesine saldırmasına izin verilmesi halinde, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin saldırı mesafesine konvansiyonel füzeler konuşlandırabileceğini söyledi. Ancak bunun hemen ardından Cuma günü yaptığı bir diğer açıklamada ise Rusya'nın savaş yürüttüğü Ukrayna'da zaferi garantilemek için nükleer silah kullanmasına gerek olmadığını söyledi.
Vaddi, ABD nükleer doktrininin, düşmanların "bize, müttefiklerimize ve ortaklarımıza" yönelik saldırılarını caydırmak için nükleer silahları saklı tuttuğunu, aynı zamanda İngiltere ve Fransa ile nükleer politikalar ve kuvvetler konusunda "şeffaflığa" bağlı kaldığını söyledi.
Ancak ABD'nin düşmanları nükleer silahlara olan bağımlılığı artırırsa, "caydırıcılık ve istikrarı korumak için duruşumuzu ve yeteneklerimizi ayarlamaktan başka seçeneğimiz kalmayacak" dedi.
Yönetimin, ABD cephaneliğinin modernizasyonu da dahil olmak üzere bu amaca yönelik "ihtiyatlı adımlar" attığını söyledi.
Aynı zamanda yönetimin, küresel silah kontrol rejiminin temel taşı olan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın desteklenmesi de dahil olmak üzere nükleer silahların yayılmasını durdurmaya kararlı olduğunu söyledi.
Başkan Joe Biden'ın, Rusya tarafından uyulduğu sürece Yeni START anlaşmasında belirlenen konuşlanma sınırlarına uymaya devam etme sözü verdiğini kaydeden Vaddi, ancak Moskova'nın, dünyanın en büyük nükleer güçleri arasındaki son stratejik silah sınırlama anlaşması olan ve süresi 2026'da dolacak olan Yeni START'ın halefi olan bir anlaşmaya ilişkin görüşmeleri defalarca reddettiğini vurguladı.
Bu arada Çin'in, genişleyen nükleer cephaneliği konusunda ABD ile görüşmeyi reddettiğini de dile getirdi.