Bugünkü İran İslam Cumhuriyeti\'nin temellerini atan Devrim\'in lideri Ruhullah (Ayetullah) Humeyni\'nin, Şah devrilmeden önce ABD yönetimi ile gizli müzakerelere girdiği ortaya çıktı.
BBC\'den Kambiz Fattahi\'nin haberine göre, Humeyni, 27 Ocak 1979 tarihinde Carter yönetimine bir mesaj gönderdi ve anlaşma önerdi: \"İranlı askeri liderler sizi dinler, İran halkı ise beni.\"
İddiaya göre, Humeyni, Carter\'a ordu üzerindeki etkisini kullanarak kendisinin iktidarı ele geçirmesine yardım etmesini öneriyordu. Bunun karşılığında Humeyni, İran\'ı sakinleştirecek, istikrarı yeniden sağlayacak ve İran\'da Amerikan\'ın çıkarlarını ve vatandaşlarını koruyacaktı.
Devrim\'in bu dönemlerinde, öğrenci, bazaari ve ulema eylemlerine petrol/rafineri işçilerinin grevleri de eklenince petrol sirkülasyonu sekteye uğramış ve Batı çıkarları zedelenmeye başlamıştı.
Carter yönetimi, çeşitli tartışmaların ardından, Şah Rıza Muhammed Pehlevi\'yi ABD\'ye bir \"tatile çıkmaya\" ikna etti. Şah\'ın ardında bıraktığı Başbakan Şapur Bahtiyar zayıftı ve iktidar boşluğunu bir askeri darbe ile doldurma planları yapılıyordu.
Humeyni\'nin Paris\'teki sürgününden İran\'a dönmek için acele etmesi de bu dönemlere rastlıyor. Ayetullah, Beyaz Saray\'a ilk mesajını bu sıralarda yolluyor ve Amerikalılara yönelik hiçbir husumet yaşanmayacağını söylüyor.
Humeyni, İslam Cumhuriyeti\'nin \"insancıl\" olduğunu söylüyor ve tüm insanlık için \"barış ve huzur\" vaat ediyor.
BBC\'nin yayımladığı ABD belgeleri, hem ABD\'nin hem de Humeyni\'nin resmi anlatısı ile çelişkili. Zira ABD, Şah\'ın tamamen arkasında durduğunu söylerken, İran İslam Cumhuriyeti de \"Büyük Şeytan\"a karşı kazanılan zaferi kutluyordu.
Örneğin, Şah\'ın Tahran\'dan ayrılmasından 2 gün sonra, ABD, Humeyni\'nin bir temsilcisine, prensip olarak İran anayasasının değişmesine, yani monarşinin ilgasına açık olduklarını söylüyor.
Ayrıca devrimciler için kritik bir istihbarat da ABD tarafından veriliyor: İranlı askeri liderler, kendi siyasi gelecekleri konusunda yumuşaklar.
Ancak belgelere göre, Humeyni\'nin ABD\'ye ilk mesajı 1979\'da değildi. 1963\'te, Tahran ev hapsindeyken de Humeyni, Kennedy yönetimine destek mesajı iletmişti.
O dönem, SSCB lideri Nikita Hruşçov\'un İran\'ı ziyareti söz konusuydu ve ABD, Şah\'ın SSCB ile dostluk ilişkileri geliştirmesinden endişe ediyordu.
Bu ilk mesajında da Humeyni, İran\'daki ABD çıkarlarına karşı olmadığını vurguluyordu. Hatta Humeyni, Sovyet ve İngiliz etkisine karşı, ABD varlığını gerekli gördüğünü söylüyordu.
Aslında ABD yönetimi içerisinde, 1978 yılının sonundan itibaren Şah\'ın miadının dolduğuna ilişkin tartışmalar yapılıyordu. Bunların en ünlüsü, 9 Kasım 1978\'de, dönemin Tahran Büyükelçisi William Sullivan\'ın \"Düşünülemez olanı düşünmek\" başlıklı uzun diplomatik telgrafıydı.
Sullivan, ABD\'nin Şah\'ı ve üst düzey generalleri İran\'dan çıkartmasını ve Humeyni ile daha alt düzey komutanlar arasında bir anlaşma kotarması gerektiğini söylüyordu.
Başkan Carter, bu öneriyi ilk başta reddetti, ancak Ocak ayının başlarında, \"muhalefeti\" teskin etmek için Şah\'ın düşürülmesine ikna olmuştu.
5 Ocak günü, Fransa\'da kendini ziyaret eden bir Amerikalıya Humeyni şunları söylüyordu: \"Petrol konusunda endişe olmamalı. ABD\'ye petrol satmayacağımız doğru değil.\"
Humeyni, ziyaretçisine bu konuşmayı Washington\'a iletmesini de istemişti.
11 Ocak günü CIA tarafından yapılan bir analizde ise, Humeyni\'nin geri çekilerek yönetimi \"ikinci adam\" olarak bilinen Ayetullah Muhammed Beheşti\'ye bırakacağı tahmin ediliyordu.
ABD, Beheşti\'yi \"pragmatik, İngilizce konuşan ve üniversite eğitimine sahip bir din adamı, Batı\'da yaşama deneyimine sahip ve Humeyni ile yakın ilişkilere sahip\" birisi olarak görüyordu.
Humeyni\'nin \"genelkurmay başkanı\" denilen İbrahim Yazdi de, eski bir CIA ajanı olan Richard Cottam aracılığıyla Washington ile bir iletişim kanalı kurmuştu.
15 Ocak\'ta, Humeyni, Carter yönetimi ile iki hafta sürecek gizli müzakerelere başladı. 16 Ocak\'ta Şah ülkeden kaçtı. 1 Şubat\'ta ise Humeyni, Devrim\'in muzaffer lideri olarak sürgünden İran\'a dönüyordu.
17 Ocak\'ta Başkan Carter günlüklerine Humeyni\'yi İran dışında tutmak için çaba sarf ettiklerini yazmıştı. Ancak ertesi gün ABD yönetimi Humeyni\'ye \"düzenli\" dönüşünün kendileri için sorun teşkil etmediğini bildirdi.
Müzakereler sırasında, ABD petrol konusu ile Sovyet etkisi sorununu gündeme getirmişti. Humeyni, petrol konusunda, asil bir ücrete petrollerini herkese satacakları garantisini vermişti - Güney Afrika ve İsrail hariç.
Humeyni, İran\'ın kalkınmak için yabancılara, özel olarak da ABD\'ye ihtiyaç duyacağının altını çizmişti.
SSCB konusunda ise Humeyni\'nin tavrı netti: \"Rus hükümeti ateist ve din karşıtı. Ruslarla daha derin bir anlayış geliştirmeyi daha zor buluyoruz.\"
Yazdi\'nin aktardığına göre Humeyni Amerikalılara, \"Siz Hıristiyansınız ve Tanrı\'ya inanıyorsunuz, onlar inanmıyor. Sizinle yakınlaşmayı Ruslardan daha kolay buluyoruz\" diyor.
Humeyni ayrıca, Ortadoğu\'daki diğer ülkelere devrim ihraç etmeyeceklerinin de sözünü veriyor.
27 Ocak\'ta Humeyni Washington\'a doğrudan bir mesaj göndererek, orduya Başbakan Bahtiyar\'ın peşinden gitmemesini tavsiye etmelerini istiyor.