Başdanışmanlık görevine getirilmeden önce Trump\'ın kampanya menajerliğini yürüten Bannon, seçimdeki rakipleri Demokratları da sert ifadelerle eleştirdi. Kendisini \'ulusalcı\' olarak tanımlayan Barron, \"Ben ulusalcıyım. Ben bir ekonomik ulusalcıyım. Globalistler, Amerikan işçi sınıfını yok ettiler ve Asya\'da bir orta sınıf yarattılar. Konu Amerikanların artık sömürülmek istememesiyle alakalı. Eğer Trump bunu başarırsa, beyaz oyların yüzde 60\'ını, siyah ve hispanik oyların yüzde 40 alacağız. 50 yıl boyunca biz yöneteceğiz. Demokratlar bunu ıskalıyorlar. İnsanlara 9 milyar dolar sermayesi olmasına rağmen 9 kişi çalıştıran şirketlerle gidiyorlar. Gerçek bu değil. Dünyanın neyle alakalı olduğunu göremiyorlar.\" şeklinde konuşmuştu.
Tamamen yeni bir politik hareket inşaa edeceklerini belirten Barron, \"Her şey işlerle alakalı. Trilyon dolarlık bir altyapı planım var. Bu her şeyi yeniden inşaa etmek için harika bir fırsat. Tersaneler, demir çelik fabrikaları. Hepsini yükseltelim. 1930\'lardaki kadar heyecanlı. Reagan devriminden daha büyük. Muhafazakarlar ve popülistler, milliyetçi ekonomik bir hareketin içerisinde.\" ifadelerini kullandı.
Bannon, Trump’ın seçim kampanyası menajeri olmadan önce, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi yaptığı eleştirilerinin odağındaki Breitbart adlı yayın kuruluşunu yönetiyordu. Cumhuriyetçi Parti’nin çizgisi dışındaki açıklamalarıyla zaman zaman tepki toplayan Bannon’ın bu göreve getirilmesi ülkedeki birçok kesim tarafından “endişe verici” olarak yorumlandı.
Trump\'ın Bannon ataması Cumhuriyetçi Parti içinde dahi tartışmalara neden olmuştu. Bannon, aşırı sağcı ve ırkçı kabul edilen fikirleriyle partililerin mesafeli yaklaştıkları isimlerden biriyd
