Partisinin Meclis grubunda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, faili meçhul cinayetlerden, çözüm sürecine, Lice’de halkın kalekollara direnişinden, hafta sonu yapılan yerel seçimlerden, HDP’ye yönelik provokasyonlara, taşeron yasasından işçi ölümlerine kadar birçok konuyu gündeme getirdi.
Faili meçhul cinayetlere değinen Kürkçü, işadamı Savaş Buldan’ın Tansu Çiller’in hazırladığı “ortadan kaldırılacak işadamları listesi”nde olduğunu hatırlattı. “Ortada herhangi bir sır yoktu. Başbakanlık başmüfettişliği tarafından hazırlanan raporda çok açık bir şekilde ortadan kaldırılan yüzü aşkın insanın izlendiği ve haklarında hükümler kesildiği yer almıştı” diyen Kürkçü, Başbakan Erdoğan’a bu raporu okuyup okumadığını ve bir şey yapıp yapmayacağını sordu.
Başbakan’ın bu konuda bir şey yapmayacağını belirten Kürkçü, çünkü kendi partisinin de bu iktidarın içinde olduğunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan’ın ve AKP’lilerin girdikleri kozmik odada Buldan ve diğer faili meçhullerin infazcılarını bulduğunu belirten Kürkçü, “onu cebinizde saklamayın. Madem yüzleşeceğiz böyle yapalım. Ama ben bu iradenin hükümette olduğunu zannetmiyorum” dedi.
‘AKP AĞRI’DA BİR TOKAT YEDİ’
Tekrarlanan seçimlere değinen Kürkçü, AKP’nin büyük iddia ile girdiği seçimlerden yenilerek çıktığını söyledi. Kürkçü, “Ağrı yenilgisi onlar için çok ağır oldu. Ağrı’dan ağrı çıktı. Oyları çalmaya çalışanlara halk çok ağır bir tokat şaplattı. Ondan dolayı Başbakan kürsüde bağırıyor” diye konuştu.
Seçimden üç tarz siyasetin çıktığını belirten Kürkçü., “Birincisi AKP’nin tarzıdır. Her şeye baskı ile yaklaşma. Onun karşısındaki blok ise onların yerinde olsa kendilerine yapılanları onlara yapacaklar. Bunu vaad ediyorlar. Bunlara alternatif olarak ise HDP’nin tarzı var” dedi.
“Ağrı ile başladı Başbakan’ın her yeri ağrıdı daha bitmeyecek. Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Ağrıya ağrıya bu seçimlerden çıkacağız” diyen Kürkçü, seçimle birlikte barışın ve özgürlük arayışının da kazandığını söyledi.
HDP heyetinin İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye değinen Kürkçü, heyetin olumlu ve müjdeli mesajlarla döndüğünü söyledi. Kürkçü, en önemli mesajın da sürecin yeni bir aşamaya geldiği yönünde olduğunu belirterek, “Biz bu umuda ortak olmak istiyoruz” dedi. Kürkçü siyasi heyetler arasında kat edilen mesafenin sosyal hayatta yerini bulmayabileceğini, sürecin değişik bir diyalektiği olduğunu da sözlerine ekledi.
‘KALEKOL YOLU MEZARLIĞA GİDER’
Sürecin önünde dört engel olduğunu belirten Kürkçü, bu engellerin birincisinin kalekol inşaası olduğunu söyledi. Bunların normal karakol olmadığını., halkın kendi kimliğine yönelik tehdit olarak gördüğünü kaydeden Kürkçü. “Lice’de karakol inşaatlarına yönelik protestonun arkasındaki neden budur. Barış halkın gönlünde kazanılacaksa halkın gönlüne giden bir yol kalekoldan geçmez. O yol mezarlığa gider. O yoldan bir daha asla geçmek istemiyoruz. Kalekol inşaatlarına son verin” diye seslendi.
İkinci engelin Rojava siyaseti olduğunu belirten Kürkçü, Kürtlerin oradan çıkabilecek en mükemmel sonucu çıkartıp, kendi kendilerini yönettiklerini, Suriye’yi kana bulayan çetelere karşı kendilerini savunduklarını söyledi. Kürkçü, Rojava’da katleden silahların Türkiye tarafından TIR’larla gönderilmediğine dair hiçbir kanıtın olmadığının altını çizdi.
Üçüncü engelin, ‘Kaçırılan çocuklar meselesinin’ dayatılması olduğunu kaydeden Kürkçü, hükümetten, çocuk asker konusunda protokolleri imzalanmasını beklediklerini söyledi.
“O çocuklar eğer ailelerine geri dönecek olsalar onları bekleyen gelecek hakkında bize kim hangi garantiyi verebilir. 15 yaşında giden çocuğu asker almıştı. 45 yıl hüküm verildi. Bu çocukların geleceğinin bu olduğunu bile bile gelmelerini hem de bunu bizim yapmamızı bekliyorsunuz” diyen Kürkçü çok şey istendiğini söyledi. Kürkçü, ailelerin kendileri ve hükümetle siyasi çözüm için görüşmelerini önerdi.
Süreç açısından bir takvimden bahsedildiğine değinen Kürkçü, bu aşamada Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarının sürece denk düşmediğini ifade etti.
Başbakan’ın “Ağrı’da devlet terörü var” sözlerine atıf yaparak, “Bu ağızla nasıl barış geliştireceksiniz. Biz sizin çekmek istediğiniz yere gelmeyiz. Biz sizinle ağız dalaşı yapmayız sosyal hayatta mücadelemizi veririz” dedi.
“Gezi’de yarattığınız devlet terörünü ortaya sereriz sokağa çıkacak yüzünüz kalmaz” diyen Kürkçü, Başbakan Erdoğan’ın “B palanı”na da atıf yaptı: “Senin olsa olsa yumuşak ‘ğ’ planın olur ondan da bir şey çıkmaz”
Gaziosmanpaşa Meydanı’nda “Öcalan’a özgürlük” standına yapılan saldırıya değinen Kürkçü, saldırganların emniyet ile anlaşma içinde olduğunu, emniyetin milletvekillerini korumak için parmağını bile kaldırmadığını anlattı. Vali’yi aradıklarını, “Siz de açmayaydınız. Niye açtınız. Zaten biz doğru bulmuyorduk. Siz zaten çocukları dağa kaçırıyorsunuz bunu istemeye hakkınızda yok” yanıtı aldıklarını aktaran Kürkçü, “B planı budur. Türkiye’nin her yerinde HDP faaliyetlerini önlemek ve saldırı tertip etmektir. Ne diz üstü çökeriz ne size yalvarırız” dedi.
‘AKP TAŞERONLAŞMAYI KURAL HALİNE GETİRİYOR’
Kürkçü, AKP hükümetinin hazırladığı tasarı ile taşeronluğu tamamen kural haline getirdiğini ve çalışma kurallarının düzensizleştirildiğini söyledi. Soma örneğini veren Kürkçü, iş kazalarının en çok inşaat sektöründe olduğunun da altını çizdi. Hiçbir işkolunda güvenlik olmadığını belirten Kürkçü, HDP, işçilerin sağlık ve güvenliğinin takipçisi olacaklarını söyledi.
Kürkçü, yeni yargı paketinde de süreci destekleyen hiçbir şey olmadığını, bu tutumun barış sürecini provake ettiğini ifade etti.
