Dünyada insanlar kendi ülke adları ile tanınır ülkelerde insanları ile tanınır. Örneğin Fransız deyince ülkesi Fransa, Fransa deyince Fransızlar olarak bilinir. Sömürgeci devletlerin ile yandaşların tek anlaştıkları nokta Kürt devletinin kurulmamasıdır.Güney Kürdistan Ekonomik ,Siyasal ve Sosyal istikrarlı yol alınca diğer yandan Sömürgeci devletlerin sigorta görevleri yapan bazı Kürt Şahsiyetler ve örgütlerde biz Ulusal Devlet istemeyiz koro halinde dillendiriliyorlar.Hatırlandığı gibi ÖCALAN bir ara Güney Kürdistan liderlerine ilkel milliyetçilik ve ikinci İsrail kuruluyor deyince bir çok Türk basını ve siyasetçileri de Güney liderlerine hakaret etmeye başladılar.Kürt Ulusal Kongre arifesin de Kandil koro halinde biz devletleşmeye karşıyız ama Güney bağımsızlık ilan ederse karşı çıkmayız yardımda etmeyiz dediler.Yani insan düşünüyor Ulusal Kongre sonuç bildirisin de neler talep edilir neler yazılır? Ben şahsen kongre delegesi olsam ilk talebim bağımsız Kürdistan olacak. Peki devlet istemiyoruz diyenlerle Ulusal bağımsızlık özlemi olanlarla böylesi önemli bir kongre nasıl uyumlu olur ki?
İmralı/KCK dışında hiçbir Kürt örgütü Kürdistan’ın bağımsızlığını istemeyiz asla diyemez.
Yine geçen günlerde BDP Milletvekili Sebahat TUNCEL biz ulus devlete karşıyız yüksek sesle dile getirdi.Ondan sonra Türk basını bir çok BDP ‘lı Milletvekili isimlerini sayarak işte bunlarda ulus devlet istemiyorlar diye söylendi.
İlginçtir devlet istemiyoruz diyenlerin genellikle Kemalist devlet patenlidirler.Bunların çokları ulusal sevgi ve bağlılıktan yoksun kişilerdir.Onlara göre kurulacak devlet SUNNİ Kürt olacak dolayısıyla alevleri de Sünnileştirecek anlayışı hakim.Hep söylüyoruz ve yazıyoruz hangi dinden ve mezhepten olalım önce Kürtleşelim.Ondan sonra kim neye inanır taparsa özgürdür. Kürtler için Siyasi İslam ne kadar tehlikeli ise siyasi mezhepte o kadar tehlikelidir.Şahsen benim için dinden mezhepten önce gelen ulusal kimliğimdir.Örneğin; BDP Başkanı Demirtaş’ın; Başkan Barzani bizi temsil etmez, sorunumuza katkısı olmaz gibi sözler gerçekten yakışık olmayan saygısız ifadelerdir. BDP Başkanı Demirtaş’ın Kürdistan bağımsızlığını istememesi ayrıca bir talihsizliktir. Devleti olmayan halk, halk değildir. Halk tabiri ile insan yerine koymazlar. Kürtler için hem sağda, hem solda ortak paydaları Ulusalcı Yurtsever olmalardır.
Türkiye de Ulus devletleri Mustafa Kemal’inde bahsettiği ve uyguladığı gibi Ulus devlet en güçlü devletidir.
Yani tek Irk,tek Bayrak,Tek Dil ve tek Toprak. Örneğin deniliyor ki; TC gönül bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür Peki gönül bağından ne anlıyoruz ?.Eğer bir halk iradesi dışında tüm ulusal değerleri yasak edilmiş ise buna gönüllü bağlılık denilir mi? Burada Ulus devlet kavramı/anlayışı ayni zamanda hakim Ulus ayrıcalığı olduğu gibi Uniter devlet anlayışında beraberinde getirir.
Çünkü çoğulculuğu ret eder ve izin vermez.Örneğin, bazı Kemalistlere göre Uniter Devlet Türkçe dışında okul,Radyo ve TV açamaz.Bu anlayış Ulus devlet sadece kendi dinini, dilini, tarihini Kültürünü ve resmi ideolojisini aşılar/öğretir ve asimile eder.Burada ezilen bir halkın Özgürlüğü bağımsızlığı ile hakim ulus otoritesi ayni kefeye konuluyor.Çok bilinçli bir çarpıtmadır.İlginç olan Kürt devleti istemiyoruz dillendiren kamu oyunda Kürt Partisi mensubu ve Kürt asıllı olmalarıdır. Ama görünen o ki bu Ulus Devlet safsatası daha çok gündemde kalıp Türk resmi ideolojiyi bir süre daha ayakta tutmaya çalışacaktır. Kim ne derse desinler bundan böyle, Güney Kürdistan’da elde edilen kazanımlar ve bu kazanımların geliştirilerek ‘Bağımsız Kürdistan’a doğru yol alması, ciddi şekilde Kuzey Kürtleri hem motive ediyor hem de yeni istem ve talepleri almayı zorunlu kılıyor. Öcalan/KCK /BDP bunun farkındadır.
Sonuç olarak Ulusların kendi kaderlerini tayin etmelerine, siyasal kaderi tayininden, yani ayrılma ve ayrı bir devlet kurma hakkından başka anlama gelecek biçimde yorumlanamaz.
Biz Kürtlerde kendi kaderimizi belirleme hakkını savunmak, Ulusların kaderlerinin belirleme hakkı, Uluslararası kabul görmüş insani bir haktan başka ne anlama gelebilir bilir ki? O halde özgür ve bağımsızlığımız için birlik ve beraberlikten geçer.Koşuların bize dayattığı zorunlu ve önemli gerçek budur.