İngiltere, bağımsızlık referandumu sonrası Kürdistan’a yönelik izlenen politikayı tartışıyor. İngiltere Parlamentosu’na da taşınan tartışmada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Alistair Burt’a ülkenin Kürdistan politikasına yönelik sorular sorulacak.
İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Alistair Burt, Kürdistan’a dair izlenen politika konusunda Dış İlişkiler Komitesi\'ne yarın ifade verecek. Kürdistan’a yakınlığı ile bilinen eski üst düzey İngiliz yetkili Tom Hardie-Forsyth’un hükümete yönelik eleştirileri ile başlayan tartışmada, Kürdistan’ın yalnız bırakıldığı ve Haşdi Şabi’ye karşı sessiz kalındığı belirtildi. Oturum öncesine, İngiliz hükümetinin ve NATO’nun eski bir yetkilisi olan, bugün Kürdistan’a da danışmanlık yapan Tom Hardie-Forsyth’in kaleme aldığı bir uyarı mektubu damga vurdu.
‘BAĞDAT’A KOŞULSUZ DESTEK GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’
The Guardian gazetesinin özel haberine göre, Hardie-Forsyth Dış İlişkiler Komitesi’ne yazdığı notta Londra’nın Kürtlerin Irak’ta güç kaybetmesine göz yumduğu, Haşdi Şabi ile İran arasındaki bağlantıya rağmen ayrıntılı istihbarata sahip olmasına rağmen bu konuda bir şey yapmadığı ve bu şekilde de İran’ın çıkarlarını ilerletmesine yardımcı olduğu eleştirisi yer alıyor. Hardie-Forsyth, İngiliz hükümetinin resmi tepkisinin yaşananlar karşısında sessiz kalmak olduğunu belirtiyor; Fransa ile Almanya’nın ise çok daha güçlü bir tepki gösterdiğine dikkat çekiyor. Hardie-Forsyth, Haşdi Şabi’nin insan hakları ihlallerini görmezden gelmesi nedeniyle, Bağdat’a verilen koşulsuz desteğin gözden geçirilmesi çağrısı da yapıyor.
‘HAŞDİ ŞABİ’NİN BASKISI İNGİLTERE’DE BİLİNİYORDU’
Eski yetkili, şu iddialarda bulunuyor:
Irak ordusunun Kürdistan referandumu sonrası tartışmalı bölgeleri ele geçirmesinin ardından, Haşdi Şabi Bağdat’ı, Kürtlere karşı sert ve cezalandırıcı bir yaklaşım izlemeye teşvik etti; böylece Tahran’ın amaçlarını Irak-Suriye sınırına ilerletmesine yardımcı oldu.
İngiliz hükümetinin resmi kurumları arasında en azından Şubat 2016’dan bu yana dolaşımda olan istihbarat belgelerinde, İran’ın Irak ve Suriye üzerinden kesintisiz bir koridor oluşturup İsrail ve Lübnan’ı tehdit etme girişimi ortaya konulmuştu.
Hardie-Forsyth, Bağdat’ın Haşdi Şabi’ye gösterdiği toleransın Iraklı Sünniler arasında da öfke yarattığına da dikkat çekiyor. Eski yetkili, Irak hükümeti ile Haşdi Şabi’nin Kürt, Hristiyan ve Ezidi çoğunluklu bölgelerin yanı sıra özellikle İran sınırı yakınında Diyala vilayetinde Sünni bölgelerin nüfus yapısını değiştirdiğini belirtiyor.
Mezhepsel temizliğin DAİŞ’in üç buçuk yıl önce halifeliğini ilan ettiği koşullarını bir benzerini yaratacağı uyarısında bulunan Hardie-Forsyth, şu ifadeleri kullanıyor: “Durum şu an 2014 öncesinden çok daha kötü. Sünni yerleşimlerinin büyük bir kısmı yıkılmış durumda, binlerce kişi öldü ve Kürt bölgesinde 1 milyondan fazla Sünni Arap evlerinden oldu. Bu kişilerin büyük çoğunluğu, şimdi DAİŞ kadar Haşdi Şabi’den de korktukları için evlerine dönmeye isteksiz.”
LONDRA NEYİ SAVUNUYOR?
İngiliz parlamentosunda yarın düzenlenecek oturumda, Dışişleri Bakan Yardımcısı Alistair Burt’e, Dış İlişkiler Komitesi tarafından Irak politikası sorulacak. Burt’ten, referandum sonrası Kürdistan’daki tartışmalı bölgelerin geri alınmasında Haşdi Şabi’nin rolüne ilişkin soruları yanıtlaması da istenecek.
İngiliz Dışişleri, bağımsızlık referandumu sonrasında izlediği politikaya dair eleştirileri kabul etmiyor. Londra, tek taraflı referandumun düzenlenmemesi gerektiğini, oylamadan iki gün önce bir anlaşma sağlanabilecekken Kürtlerin bunu reddettiğini ve Irak hükümetine de Haşdi Şabi’nin çekilmesi için baskı yapıldığını savunuyor.