Andersson, İsveç'in NATO üyesi olmasının Türkiye'nin de güvenliğine katkıda bulunacağını dile getirerek, "Terörizme karşı tüm biçimleri ve tezahürleriyle mücadeleye bağlıyız. NATO'nun terörle mücadele politikasına tamamen bağlı kalacağız ve bu çabalarda aktif rol alacağız. PKK'ye karşı duruşumuz çok net. Avrupa Birliği'nde terör örgütü olarak listeleniyor ve İsveç tarafından da öyle kabul ediliyor" diye konuştu.
Ülkesinin son dönemde terörle mücadelede önemli adımlar attığını söyleyen Andersson, şunları söyledi: "Son yıllarda, teröristlerin finanse edilmesine karşı yasaları birkaç kez kuvvetlendirdik. İsveç'in terör yasası 30 yıldaki en büyük revizyonundan geçiyor. Yeni ve daha sert Terör Suçları Yasası, daha geniş bir kapsam ve en yüksek cezalarla temmuzun ilk günü yürürlüğe girecek."
Ayrıca, anayasa değişikliği üzerinde çalışıldığını ifade eden Andersson, şöyle devam etti: "Türkiye'nin gündeme getirdiği konulardan biri de İsveç'in Türkiye'nin iade talebine verdiği yanıtla ilgili. Bu konular, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca hukuk sistemimiz tarafından hızlı ve dikkatli bir şekilde ele alınıyor. İsveç teröristler için güvenli bir liman değil ve olmayacak. Güvenlik tehdidi oluşturabilecek kişileri sınır dışı etmek için ilgili makamlar yoğun bir şekilde çalışıyor. Şu anda işlenmekte olan önemli sayıda vaka var."