Mardin’in Nusaybin ilçesinde 1960 yılında dünyaya gelen Hasan Hüseyin Deniz, Avrupa’ya göç etmeden önce Türkiye’de 8 yıl siyasi tutuklu olarak yatmış.
Uzun yıllar basın çalışmalarında bulunan Deniz, Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılında anlaşmanın imzalandığı kentte Kürt parti, kurum ve şahsiyetler tarafından düzenlenen organizasyonlar esnasında Rûdaw'a konuştu.
Nusaybinli Deniz, “İsviçre’de 28 ayrı dilde okullarda eğitim görüldüğünü öğrendim. “Anadili ve Ülkenin Kültürü” adlı yasa çerçevesinde ülke resmi bir şekilde analidilinde eğitim verilebildiğini fark ettim. Bu amaçla 2014’de Zürih Kantonunda Kürtçe’nin kurmanci lehçesinde derslerin resmi hale gelmesini sağladık. Aynı yıl Sorani lehçesi de resmileşti” diye anlatıyor.
İsviçre’de 25 kanton bulunuyor. Bunlardan 5’inde çocuklar resmen Kürtçe eğitim alabiliyor.
Hasan Hüseyin Deniz, “Beş kantonda Kürtçe derslerimiz var. Bern, Basel, Aargau, Zürih ve Zug kantonlarında Kürtçe dersler veriliyor. Toplam 11 sınıfta yaklaşık 80 öğrenci ders görüyor. Biz dil derneği olarak siyasi ve inançsal anlamda tarafsız duruyoruz. Annesi veya babası Kürt olmayan çocuklar da geliyor. Sınıflarımız çok renkli. 5 yaşından 16 yaşına kadar öğrencileri alıyoruz” diyor.
Bir grup eğitim uzmanıyla birlikte 1’inci sınıftan 9’uncu sınıfa kadar Kürtçe öğrenimi üzerine 21 kitap hazırladıklarını anlatan Deniz, Kürtçe bilmeyenler için bir, okul çağına gelmemişler için de iki kitap yayınladıklarını belirtiyor. Kitapların basım masrafları ise büyük ölçüde kendilerine ait.
Deniz, "Bu projede İsviçre Kültür Bakanlığı, uzmanların gelip burada çalışmaya katılması için masrafları aldı ancak biz kitapların basımı için kendi cebimizden para ödedik" diye belirtiyor.
Kürt aktivist Deniz ve dokuz meslektaşı hiçbir maaş almadan İsviçre'deki Kürt çocuklara haftada iki saat Kürtçe öğretiyor.
Deniz, “Herkes gönüllüce çalışıyor. Biz dernek olarak sadece yol masraflarını karşılayabiliyoruz. Çünkü aileler yıllık sadece küçük bir miktar ödeme yapıyor. Bunu da öğretmenlerin yol masraflarına ödüyoruz” diyor ve Kürt ebeveynlere, “Kürt diline önem vermelerini istiyoruz. Biz peşlerinden gitmeden kendileri çocuklarını anadillerini öğrenmeleri için okula göndermeli” diye çağrıda bulundu.