İran, geçtiğimiz ay Tahran’daki Evin Cezaevi’ne düzenlenen İsrail saldırılarından sağ kurtulan Fransız vatandaşları Cécile Kohler ve Jacques Paris’i bilinmeyen bir yere nakletti. Aileleri, çiftin durumuyla ilgili bilgi vermeyen İranlı yetkililerin, onları ağır suçlamalarla yargıladığını ve psikolojik işkence uyguladığını söyledi.
Çiftin yakınları, İran International’a yaptıkları açıklamada, Kohler ve Paris’in 23 Haziran’daki patlamalar sırasında sağ kaldıklarını ancak hemen ardından başka yerlere götürüldüklerini belirtti. Cécile’in kız kardeşi Noémie, yetkililerin aileye çiftin nerede tutulduğunu söylemediğini ifade etti.
Fransız çift, 2022 yılının Mayıs ayında İran’a turistik bir seyahat sırasında tutuklanmıştı. Aile, İsrail saldırısından bu yana yalnızca 1 Temmuz’da bir konsolosluk görüşmesi yapılabildiğini ve bu görüşmede çiftin hâlâ hayatta olduğunu öğrenerek rahatladıklarını açıkladı.
Noémie, çiftin üç yıldan fazla bir süre İran İstihbarat Bakanlığı’nın denetimindeki Evin Cezaevi’ndeki 209. Koğuş’ta tutulduğunu, aylarca tek kişilik hücrede kaldıklarını söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün “cezaevinin içinde cezaevi” olarak tanımladığı 209. Koğuş’ta tutukluların uzun süre tecrit edildiği, avukatlarına erişemediği ve işkence sayılabilecek ağır sorgulamalara maruz kaldıkları biliniyor.
Patlamalardan sonra Cécile’in önce kısa süreliğine Qarchak Cezaevi’ne götürüldüğünü, ardından gözleri bağlı olarak bilinmeyen bir yere nakledildiğini belirten Noémie, Jacques’in de aynı şekilde patlamaların hemen ardından kaybolduğunu söyledi. Aile, 28 Mayıs’tan bu yana çiftle doğrudan temas kuramadı.
Noémie, çiftin “İsrail adına casusluk”, “rejimi devirmek için komplo kurmak” ve “yeryüzünde fesat çıkarmak” suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu, bu suçlamaların İran yasalarına göre idam cezası gerektirdiğini söyledi. Çiftin bağımsız avukat tutmasına izin verilmediğini, dava dosyasına erişemediklerini belirtti.
Son doğrudan görüşmede Cécile’in, bir hakimin kendilerine “çok ağır” bir kararın yakında açıklanacağını söylediğini aktaran Noémie, bunun da altı aydır sürdüğünü ve psikolojik işkencenin bir parçası olduğunu dile getirdi.
İranlı yetkililerin, Fransa’ya baskı yapmak için çifti hedef aldığını düşündüğünü belirten Noémie, “İranlı yetkililer üç yılı aşkın insanlık dışı koşulların, bombalamalardan sağ kurtulmalarının ardından şimdi de idamla yargılayarak psikolojik işkenceye devam ediyor” dedi. Aile, çiftin derhal Fransız yetkililere teslim edilmesi çağrısında bulundu.
Fransa ise suçlamaları “siyasi” ve “temelsiz” olarak niteleyerek çiftin serbest bırakılmasını talep etmeyi sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, suçlamaları “haksız ve dayanaksız” olarak tanımlarken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Kohler ve Paris’i “devlet rehineleri” olarak nitelendirdi.
Fransa ve Avrupa Birliği ülkeleri, İran’ı “rehine diplomasisi” yürütmekle suçlarken, Tahran yönetimi bu suçlamaları reddediyor ve tutuklamaların yasal prosedürlere uygun olduğunu savunuyor.
