Mikati konuya ilişkin açıklamasında, Lübnan’ın güneyinden roketlerin atılması ve ardından İsrail’in karşılık vermesi üzerine sınırda yaşanan yüksek askeri tansiyonun ilk saatlerinden itibaren ülkedeki tüm ilgili taraflarla temasa geçtiğini bildirdi.
Başbakan ayrıca, “Roketleri fırlatanlar, örgütlü bir taraf değil. Lübnanlı olmayan unsurlar, taraflardır. Meselenin sebebi de İsrail’in Filistin ve Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına bir yanıtı olarak ortaya çıktı” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Lübnan’a yönelik sürekli saldırganlığının ve Lübnan egemenliğinin ısrarlı ihlalinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Mikati, “İsrail’in Mescid-i Aksa’da ibadet edenlere saldırması ve kutsallığının ihlali kesinlikle kabul edilemez. Bu apaçık saldırganlığı durdurmak için kapsamlı bir Arap ve uluslararası duruş gerekiyor” dedi.
Güneyden füzelerin ateşlenmesi ve İsrail’in Lübnan’ı hedef alması karşısında hükümetin yokluğu ve yetersizliği hakkında söylenenlere değinen Mikati şu ifadeleri kullandı;
“Hükümetin ortada olmadığı ve aciz davrandığı gibi söylemler, medya üzerindeki propagandadan ibarettir. Güneyde olayların başladığı ilk andan itibaren tüm ilgililerle ve uluslararası aktörlerle gerekli temasları kurduk.”
Dışişleri Bakanlığı’na ‘paralel bir hat üzerinde hareket etmesi ve uygun temaslar kurması’ yönünde talimat verdiğini söyleyen Mikati açıklamasına şöyle devam etti;
“Kriz sırasında İtalya Savunma Bakanı ile bir toplantı yapıyordum ve ondan güneyde daha fazla gerginliğe yol açacak her türlü operasyonu durdurması için İsrail’e baskı yapmasını istedik. Lübnan’'ın topraklarından herhangi bir askeri tırmanışı ve Lübnan topraklarının mevcut istikrarı bozacak operasyonlar için kullanılmasını kesinlikle reddettiğini vurguladık.”
Mikati bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) yeni bir şikayette bulunulduğunu sözlerine ekledi.
