Lübnan iç savaşı sırasında İran devlet haber ajansının Beyrut'taki Orta Doğu bürosunu yöneten ve daha sonra 1990'larda İran'ın Beyrut'taki büyükelçiliğinde diplomatik ataşe olarak görev yapan Muhammed Ali Mehtadi, Ettalaat haber sitesinde devam eden Gazze savaşını konu edinen bir analiz yayınladı.
Gazze Şeridi'nde savaşın tüm şiddetiyle devam ettiği bir süreçte, ABD'nin, Gazze limanına yüzer iskele kurma çalışmalarının tamamlandığını ve insani yardımların devam edeceğini duyurduğunu dile getiren Mehtadi, bunun bir aldatmaca olduğunu vurgulayarak şöyle devam ediyor:
Bir süre önce ABD'nin Gazze limanına insani yardım ulaştırmak amacıyla böyle bir iskele kurmaya karar verdiği söylendiğinde, bazı analistler bunu bir propaganda hamlesi olarak değerlendirmişti çünkü onların Gazze halkına saldıracaklarını hayal etmek mümkün değildi. Gazze'de çeşitli silahlarla mesela bu insanları aç bırakıyorlar, katlediyorlar, insani yardım istiyorlar.
Ancak artık bu eylemin ABD ile Siyonist rejimin Hamas'ı izole etme ve ortadan kaldırma yönündeki ortak planının bir parçası olduğu ortaya çıktı. Bu planın üç aşamalı olduğu görülüyor. Refah'a yönelik saldırının ilk aşaması, sakinleri doğudan batıya taşımak, Gazze Şeridi'nin Mısır sınırına hakim olmak ve dolayısıyla Sina çölünden Gazze Şeridi'ne her türlü gıdanın girişini engellemektir.
İkinci aşama ise yüzer havuzun kurulumu ve bölgeye yiyecek girişinin başlamasıdır. Bu aşamada, aylardır Mısır'ın Ariş limanında depolanan ve Şeride'ye girişine izin verilmeyen tüm insani yardımlar, yüzer iskele kullanılarak deniz yoluyla Şeride'ye girecek.
Kamuoyunun baskısı altında olan Joe Biden hükümeti, yoğun reklamlarla seçim kampanyası koşullarında imajını iyileştirebilir. Aynı zamanda Amerika ve işgalci rejim, direniş için askeri amaçlı kullanılan malzemelerin şeride girmemesini sağlamak için bu yardımların türü ve malzemeleri üzerinde tam denetim ve kontrole sahip olabilir.
Ama üçüncü aşama, yani asıl aşama, bu yardımların vatandaşlar arasında dağıtılmasıdır. Hamas'ın yardım dağıtımında rol almasının engellenmesi gerekiyor. Daha önce bu gibi durumlarda her şehir ve mahalledeki halkın güvendiği ve saygı duyduğu şahsiyetler, aynı şehir ve mahallelerin gençlerini bu görevi üstlenmek için kullanıyordu. Şimdi ise Amerika ve rejimin amacı halka yardım etmek ve Savaşın mağdurlarını bu çözümden uzaklaştırmaktır.
Ama görünen o ki amaç başka ve bu bahaneyle Gazze Şeridi'nin kontrolünü Mahmud Abbas'ın özyönetim örgütüne devretmek istiyorlar. Örgütün, Tuğgeneral Mecit Faraj'ın komutası altında, güvenlik koordinasyonu çerçevesinde İsrail'e hizmet eden birkaç bin aktif üyeden oluşan bir güvenlik departmanı bulunuyor ve bu kişilerin maaşları, Siyonist rejim tarafından Filistin mallarının İsrail'den ihracatından elde edilen gümrük vergilerinden ödeniyor. Hayfa limanı ve diğer limanlarda rejim, bu güçlerin haklarını keserek görevlerini tam olarak yerine getirmelerini sağlıyor; bunların en önemlisi direnişi araştırmak ve insanları tutuklamak.
Plan, Mecit Faraj'ın güçlerini insani yardım dağıtma bahanesiyle Gazze Şeridi'ne getirmek ve artık Hamas'ın elinde olan Gazze Şeridi'nin yönetimini yavaş yavaş özyönetim örgütlerine devrederek Hamas'ı silahsızlandırmak. 2007 yılına kadar Gazze Şeridi'nin özyönetim örgütünün kontrolünde olduğunu ve El Fetih hareketinin simalarından biri olan ve Siyonist rejimle işbirliği yapma eğiliminde olan Muhammed Dahlan'ın Önleyici Güvenlik başlığı altında bölgeyi yönettiğini hatırlayalım. Komuta ancak o yıl Hamas ile bu güçler arasında çatışmalar yaşanmış ve Hamas tüm güvenlik merkezlerini ele geçirerek bu güçleri Şerit'ten çıkarmış ve o tarihten itibaren Gazze Şeridi'nin işlerinin idaresini eline almıştır.
Artık deliller, ABD ve Siyonist rejimin insani yardım dağıtma hilesiyle Hamas'ı yeraltına kilitleme ve Gazze Şeridi'ndeki toprakları Mahmud Abbas'ın güçlerine bırakma niyetinde olduğunu gösteriyor. Birkaç ay önce, Tuğgeneral Majid Faraj'ın bazı adamları deneme amaçlı ve güvenlik durumunu kontrol etmek amacıyla kuzey geçişinden Gazze Şeridi'ne girdiler; Hamas bunu hemen fark edip tutukladı.
Joe Biden hükümetinin İsrail'in Refah saldırısına karşı çıkmasının yalandan başka bir şey olmadığı, askeri savaşta direnişi kıramayan ve insanları öldüremeyenlerin şimdi ortaklaşa başka bir ülkeden gelmeyi planladıkları açıktır. Yumuşak operasyonlarla Hamas'ı olay yerinden uzaklaştırın. Bu komploda başarılı olabilecekler mi? Kuşkusuz bu komplonun ayrıntılarını bilen direnişin bununla baş etmek için kendi planı vardır ve bu planın boyutlarını önümüzdeki haftalarda belirleyecektir.
