<i>Dünya genelinde sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyeli mültecilerin yaklaşık üçte biri Türkiye’ye sığınmış durumda.
\"Suriye’de iken iki kızım üniversiteye gidiyordu, burada yaklaşık iki aydır tekstil atölyesinde 11-12 saat ayakta çalışıyorlar. Daha önce Suriye’de hiç çalışmadılar, şimdi akşam ayakları şişmiş hâlde eve geliyorlar. Biri aylık 500 TL alıyor, diğeri 400 TL alıyor. Pazarlık yapma şansımız yok, kaç para verirlerse razı olmak durumundayız.”
Bu sözler, Mazlum-Der\'in “Türkiye’deki Suriyeli Mülteciler” raporunda İstanbul’daki yeni yaşamını anlatan Halepli bir babaya ait. Ancak Mart 2011’den beri Türkiye’ye göç eden Suriyeliler içinde çok daha ağır şartlarda yaşayanların sayısı giderek artıyor.
Mülteci sayısı 4 milyonu aşacak
Suriye’de son üç yıldır süren çatışmalı ortamdan kaçan 4 milyondan fazla insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda bırakıldı ve 2,5 milyona yakın insan komşu ülkelere sığındı. Sığınılan bu ülkelerin başında Suriye ile 877 km. sınırı olan Türkiye geliyor. Suriye’den Türkiye’ye kaçanların sayısının sınırdan yasadışı girenler de hesap edildiğinde 1 milyon 200 bini aştığı tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Temsilcisi Carol Batchelor, 2014 sonuna kadar dünya genelindeki Suriyeli mülteci sayısının 4 milyon 100 bine ulaşacağını belirtirken, “Gelecek yıl Türkiye\'deki Suriyeli mülteci sayısının 1,5 milyonu bulacağını düşünüyoruz” diyor.
Türkiye 3,5 milyar dolar harcadı
Birleşmiş Milletler Enformasyon Merkezi verilerine göre, 2 Temmuz 2014 itibariyle yakın coğrafyadaki Suriyeli mültecilerin yüzde 28’i Türkiye’de ikame ediyor. Türkiye 10 ilde yaklaşık 220 bin Suriyeliye ev sahipliği yapan 22 kamp kurmuş durumda. Son 2,5 yılda hem kamplarda hem de kamp dışında yaşayan Suriyeliler için sağlanan sağlık hizmetlerine ücretsiz erişimin yanı sıra Türkiye gıda, barınma, eğitim ve kamplarda mesleki eğitimler de sağlıyor. BM verilerine göre, Türkiye\'nin Suriyeli mülteciler için bugüne kadar harcadığı para miktarı 3,5 milyar dolara ulaşmış durumda. Ancak bu önlemlerin hiçbiri akın akın ülkelerini terk etmeye devam eden Suriye vatandaşlarının insani ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.
Dilencilik yaygınlaşıyor
Kamplar dışında yaşayan yüz binlerce Suriyeli İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi metropollerde işsizlik ve barınacak yer ihtiyacı nedeniyle dilenciliğe başlıyor. Birçokları otobüs duraklarında, parklarda ve metruk binalarda yaşamaya çalışıyor. İş bulabilecek kadar şanslı olanlar ise çok düşük ücretlere inşaat, tekstil, makine gibi sektörlerde güvencesiz olarak ve yarı yevmiyeye çalıştırılıyor. Uzmanlar Türkiye\'nin sığınmacıların ihtiyaçlarını daha fazla kamp kurarak halletmesinin mümkün olmadığını belirterek, Suriye krizinin daha da uzayacağı ve sığınmacıların geri dönüş ihtimallerinin azalacağı öngörüsüyle konuya ilişkin kalıcı çözümler üretilmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydediyor.
Resmi yardımlar kısıtlı
Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul\'daki Suriyeli mülteci sayısının 50-100 bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Özellikle kentin Avrupa Yakası’ndaki çeperinde yer alan Fatih, Bağcılar, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Başakşehir gibi ilçeler, mültecilerin yoğunlaştığı yerler olarak biliniyor. Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne konuşan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, ilçelerine gelen Suriyeli mülteci sayısının her geçen gün arttığını ancak ellerinde kesin bir rakam bulunmadığını belirtiyor. Akgün, buna karşın Büyükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine gelerek kayıt yaptıran Suriyeli mülteci sayısının sadece 14 kişi olduğuna dikkat çekiyor.
‘Belediyelere bütçe ayrılmalı\'
Bölgedeki Suriyelilerin birçoğunun geçimini aileleri ile birlikte dilenerek sağlamaya çalıştığını anlatan Akgün, “Hem mevzuat hem de maddi yetersizlik nedeniyle yapılan resmi yardımlar çok kısıtlı. İlçemizde Kaymakamlık ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı mültecilere gıda ve nakdi yardım yapamıyor. Ancak talep gelmesi durumunda, Suriyeli mülteciler için Pendik ve Tuzla’da kurulan kamplara ulaşımları sağlanıyor” diye konuşuyor. Mültecilere yapılacak yardımların hayırseverlik ve halk dayanışmasına havale edilmemesi gerektiğinin altını çizen Akgün, “Sosyal devlet olmanın gereği mültecilere de birinci sınıf yaşam sağlamaktır. Yasal düzenleme içinde belediyelere de bu konularda mutlaka ödenek ve bütçe ayrılmalı” şeklinde konuşuyor.
‘Uluslararası yardıma ihtiyaç var\'
Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne konuşan Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, Suriyeli mültecilerin yaşadığı sıkıntıların giderek bir kangren haline geldiğini söylüyor. Suriye’deki politik istikrarın yakın zamanda sağlanamayacağının büyük ölçüde netleştiğini dile getiren Ünsal, “Görünen o ki, Suriye mülteci üretmeye devam edecek. Bu insanların büyük çoğunluğu da Türkiye’ye gelecek. Şikâyet etmeden önce bunun insani bir zorunluluk olduğunu anlamalıyız” diye konuşuyor. Türkiye’nin mevcut kaynakları bakımından gelen mültecilerin ancak beşte birini kamplarda barındırabildiğini ifade eden Ünsal, “Geriye kalanlar temel ihtiyaçlarını giderebilmek için metropol kentlere akın ediyor. Bu da ciddi sorunlara yol açıyor. Türkiye’nin bu sorun ile uluslararası destek olmadan baş etmesi mümkün değil” diye konuşuyor. Türkiye’nin Suriyeli mültecileri “geçici sığınma” statüsünde ağırladığına işaret eden Ünsal, “Bu tanım uluslararası hukuka uygun bir tanım değil. Mültecilerin insani haklarını elde edebilmesi için daha doğru bir statü tanımlamasına da ihtiyaç var” diyor.