Van’da ikinci bir deprem yaşandı.
BABA KIZ İŞSİZ KALDI
İŞKUR işçilerinden olan Süleyman Başaran, 7 çocuğuna bakmak zorunda olan bir baba. Hem kendisinin hem de kızının işsiz kaldığını anlatan Başaran, “Evimizde sadece kızım ve ben çalışıyorduk. Şimdi ne yapacağımızı bilemiyoruz” dedi. Deprem olduğunda sigortası olmadığı için çocuklarına eğitim yardımı veriliyormuş. İŞKUR işi başlayınca bu da kesilmiş. Çocuklarını okutmakta zorluk çektiğini anlatan Başaran, “Bazı aileler çocuklarına günde 5 TL harçlık verirken biz ayda 5 TL bile veremiyoruz. Çocuklarımızın kırtasiye parasını karşılayamıyoruz” dedi.
Depremden önce hayvancılıkla uğraşıyormuş. Artık o da yapılamaz hale gelmiş. Son 3 yıldır İŞKUR’un verdiği işle ayakta kalmışlar. Şimdi bunun da elinden alındığını söyleyen Başaran, “Depremden sonra evime yıkım kararı verildi. İşimden oldum. 3 yıldır İŞKUR’da kesintili olarak çalışıyoruz. Kalıcı çözüm istiyoruz” dedi. Yıkım kararı olmasına karşın mecburiyet nedeniyle hasarlı evde oturmaya devam ettiklerini dile getiren Başaran, “TOKİ için istenilen parayı da veremeyeceğim için başvuruda bulunmadım. Kiraya çıkacak durumumda yok. Bu nedenle hasarlı evimde kalıyoruz. Evimin önünde çadırım var, en ufak sarsıntıda çocuklarımı alıp çadıra geçiyorum.” dedi.
70 YAŞINDA İŞ İSTİYOR
Bir başka İŞKUR işçisi de 70 yaşındaki Abdülhamit Karakaya. 70 yaşında olmasına rağmen çalışmak zorunda olduğunu ve akciğer rahatsızlığının bulunduğuna dikkat çeken Karakaya şöyle devam etti: “Yaşımdan dolayı inşaatta artık çalışmıyorum, onun için 3 yıldır İŞKUR bünyesinde çalışıyorum. Ama geçici iş istemiyoruz. Sürekli olarak çalışabileceğimiz iş istiyoruz.” 7 kişilik ailesinde çalışan tek kişinin kendisi olduğunu anlatan Karakaya, “Oğlum geçici olarak çalışıyor. Ayda 700 lira alıyorum. Bu paranın 400 lirası kiraya gidiyor. Bir ay boyunca ne yiyeceğiz, ne içeceğiz diye düşünüyoruz. Geçinemiyoruz” dedi. 12 ay boyunca çalışmak istediklerini aktaran Karakaya, kalıcı çözüm bulunana kadar eyleme devam edeceklerini belirterek “Artık elimizde evimize götüreceğimiz ekmek olsun istiyoruz” dedi.
İŞKUR bünyesinde ilk çalışmaya başlayanlardan Mehmet Selim Cengiz’ de her toplantıda her konuşmada çeşitli vaatlerin verildiğini ancak hiçbirin gerçekleşmediğini kaydetti. Açlık sınırının altında bir ücretle 5 kişiye bakmak zorunda olduğunu söyleyen Cengiz, “Onurumuzla yaşayacak bir ücret istiyoruz. Ailemizden biri bir şey istediğinde başımızı öne eğmek istemiyoruz. 9 ay çalıştırılmak için alındık ancak 6 ya da 7 ay çalıştırılıyoruz. Kalıcı iş istiyoruz” dedi. Depremden önce esnaflık yaptığını ve depremden dolayı iflas ettiğini belirten Cengiz şunları söyledi: “Depremden sonra Van’ da hiçbir iyileşme olmadı. Durumumuz daha da kötüye gitti. Deprem dönemi gece yarılarına kadar en ağır şartlarda çalıştık. Bize istihdam sağlanmasını istiyoruz.” Cengiz, “Bizim buradaki başkaldırımız ekmek meselesidir. Hükümetten kalıcı çözüm bekliyoruz. Taleplerimiz karşılanana kadar burada olacağız. Açlık grevi ve ölüm orucuna gitmeyi de düşünüyoruz” dedi.
VALİ İLE GÖRÜŞEMEDİLER
Van’da depremin ardından İŞKUR tarafından işe alınan ve geçtiğimiz Cuma günü işten çıkartılan 7 bin 286 işçinin direnişi sürüyor. Şehir merkezinde bulunan Feqiye Teyran Parkını direniş alanına çeviren işçiler işe dönme taleplerini iletmek için görüşmek istedikleri Van Valisi A.Nezih Doğan ile bugün de görüşemedi.
Vali Doğan, işçilerin görüşme taleplerini toplantıda olduğunu iddia ederek reddetti. Bunun üzerine işçiler şehrin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesini trafiğe kapatarak oturma eylemi yaptı. İşçilerin oturma eylemine başlamasına üzerine bölgeye çok sayıda çevik kuvvet polisi ve 2 TOMA gelerek işçileri ablukaya aldı.
Polis, işçilerin görüşme taleplerini Valinin reddettiğini ve içlerinde provokatörlerin olduğu, eylemlerinin barışçıl bir eylem olmadığı iddiasında bulunarak müdahale tehdidinde bulundu. İşçiler yaklaşık 1 saat yolu trafiğe kapattıktan sonra direniş alanlarına geçtiler.
Direnişleri boyunca halktan da destek alan işçiler, işe geri alınmaları talebini içeren imza kampanyası başlattılar. Kısa süre içerisinde işlerine dönemezlerse oturma eylemini açlık grevine, daha sonra da ölüm orucuna çevireceklerini söylediler.