Türkiye’nin Rojava’ya operasyonu sonrası Rusya ivedilikle Suriye yönetimi ile Demokratik Suriye Demokratik Güçlerini (DSG) bir araya getirerek anlaşmalarını sağladı. Böylelikle DSG’nin kontrolündeki bazı bölgeler Esad yönetimine devredildi. Rakka’da bulunan petrol kuyuları söz konusu bölgelerin başında yer alıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 22 Ekim\'de Soçi’de bir araya gelerek 10 maddelik bir mutabakat imzaladı. Mutabakat sonrası DSG, Türkiye sınırlarından 30 km geri çekilmeyi kabul etti. DSG’nin çekilmesini bir fırsat olarak değerlendiren Suriye Hükümeti ülkenin güney doğusunda bulunan petrol kuyularında hâkimiyetini artırmaya başladı.
Esad güçleri 19 Ekim’den itibaren Humus, Hama ve Rakka’dan başlayarak Irak-Suriye sınırına kadar devam eden bölümün tamamında hâkimiyet sağladı.
Bölgede üçgen olarak tanına petrol kuyuları Suriye Petrol Bakanlığı tarafından kontrol edilmeye başlandı.
ABD’nin Çekilmesinden Sonraki Süreç
IŞİD savaşı ve uluslararası güçlerin hava saldırıları nedeniyle bölgede bulunan petrol kuyularında büyük tahribatlar meydana geldi. Bu sebeple yeni tarımların yapılmasına ihtiyaç duyuluyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rojava’dan çekilme kararı sonrası Suriye’deki dengeler beklenmedik bir hızla değişti. Beyaz Saray Trump’ın çekilme kararından pişman olarak ABD askerlerine yeni misyon yükledi. Trump ve Beyaz Saray “Suriye’deki petrol kuyularının korunması” gerektiği yönünde peş peşe açıklama yaptı. Suriye hükümeti de bu kararların kapsamında olabilir.
Fırat’ın doğusunda bulunan petrol kuyularının çoğu DSG’nin hakimiyetinde bulunuyor. Bölgenin en büyük petrol kuyuları olan Rımelan, EL Ömer ve Suveydiye DSG ve ABD güçleri tarafından kontrol ediliyor. Dolayısıyla Suriye hükümetinin DSG ve ABD’nin hâkimiyetinde bulunan petrol kuyularında yatırım yapma olasılığı düşük olması nedeniyle ülkenin Rakka’ın çeversi ile güney ve orta kesimlerinde bulunan petrol yataklarında yatırım yapmayı amaçlıyor.
\"Suriye’de Günlük Petrol Üretimi 24 Bin Varile Geriledi\"
Muhalefetin kurduğu geçici hükümette bir süre Enerji Bakanı olan Abdülkadir Allaf AL-Monitor’a verdiği demeçte, “Suriye rejiminin kontrolünü sağladığı bölgelerdeki petrol kuyularını onarıp yeniden yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekerse bile yine de petrolü dışarıdan almaya ihtiyacı vardır. Rejim kontrolündeki doğalgaz sahaları elektrik santrallerindeki doğalgaz ihtiyacıyla iç ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor” dedi.
British Petroleum’ün verilerine göre, 2008 yılında, Suriye’nin günlük petrol üretimi kapasitesi 406 bin varile ulaşıyordu. 2011 yılında ise 353 bin varile geriledi. İç savaşın devam ettiği 2018 yılında ise günlük 24 bin varile geriledi. Suriye’nin 2011 yılında doğalgaz üretim kapasitesi 4.7 Milyar Sm3 ulaştı. Ancak son yıllarda doğalgaz üretiminden ciddi düşüş yaşanarak, 3.6 Milyar Sm3’e geriledi.
Suriye Petrol Bakanı, Ali Ghanim El Khabariye ile yaptığı röportajda, “Suriye günlük 100 bin varil petrole ihtiyacı vardır. Günlük petrol ithalatının gideri 8.8 milyon dolardır. İran ile Suriye 2013 yılında petrol ithalatına ilişkin bir anlaşma imzaladı” diye konuştu.
Suriye’nin Günlük Petrol İhtiyacı Ne Kadar?
Al – Monitor’e konuşan Ekonomi Uzmanı Nasır Temmimi, İran’ın Suriye’ye sevkiyatını gerçekleştirdiği günlük petrol kapasitesinin 110 bin varil olduğunu söyledi.
Abdülkadir Allaf, Suriye’nin genelinde bulunan petrol kuyularının yüzde 10’nun Esad yönetiminin hâkimiyetinde olduğunun bilgisini paylaştı.
Suriye hükümeti yerli yabancı 50 şirketin katılımıyla geçtiğimiz ay Şam’da uluslararası petrol fuarı düzenledi. Fuarda ülkenin petrol yatırımıyla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli planlarına dikkat çekildiği belirtildi.
ABD ve Avrupa Birliği 2011’den bu yana Suriye hükümetine karşı bir takım yaptırım uyguladı. Söz konusu yaptırımlar kapsamında Suriye hükümeti petrol ihracat ve satışı yapamadığı gibi yabancı petrol şirketlerinin de ülkede yatırım yapmaları askıya alındı. Batılı ülkeler ülkede demokratik bir sürecin başlamasıyla yaptırımların kaldırılacağını belirtiyor. Anayasada yapılacak reformlar ve nezih bir seçim bu şartların arasında yerini alıyor.
\"Suriye, İran’ı Sömürüyor\"
Yaptırımlardan ziyade Suriye’nin petrol altyapısı yabancı yatırımcılar için çok da dikkat çekçi bir Pazar değil. Nasır Temmimi, Suriye’nin en randımanlı döneminde bile petrol üretimi günlük 100 bin varile ulaşabilir. Bu üretimin yapılması için de Rusya ve Çin gibi şirketlerin ülkede yatırım yapmalı. Özellikle de Çin şirketleri savaşın yaşandığı bölgelerde yatırım yapama tecrübesine sahip.
Tahran yönetimi Suriye’nin kendi ayakları üzerinde durmasını istediğini söyleyen Abdülkadir Allaf, “Çünkü Suriye hâlihazırda İran’ı bir nevi sağıyor (Sömürüyor). Dolaysıyla petrolle ilgili kendine yetebilen bir Suriye hem rejimin hem de müttefikleri için kazançlı olacaktır” diye konuştu.