31 Mart yerel seçiminde AKP oldukça ağır kayıplar yaşadı.
31 Mart yerel seçiminde AKP oldukça ağır kayıplar yaşadı.
İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyelerini elinde tutmayı başaran CHP, AKP’nin elinden 3 büyükşehir ve 7 il merkez belediyesini daha aldı.
MHP, Yeniden Refah Partisi (YRP) ile DEM Parti de AKP’den 2’şer il alırken AKP'den İYİ Parti ile Büyük Birlik Partisi'ne de birer il geçti.
2019 yerel seçiminde Türkiye genelinde oyların yüzde 44,33’ünü alan AKP’nin 2024 mahalli idareler seçimindeki toplam oy oranı 35,48’e düştü.
Seçim sonuçlarını BBC’ye değerlendiren uzmanlar, AKP’ye destekte görülen düşüşün ekonomik krizin yanı sıra parti kadrolarındaki değişim ile yerelde seçmenden kopuştan kaynaklandığını söylüyor.
Ancak uzmanlar, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve iktidar bloğuna desteğin sürdüğüne, AKP’ye oy vermeyen seçmenin YRP ve MHP’ye yöneldiğine veya sandığa gitmediğine dikkat çekiyor.
Peki AKP’yi önümüzdeki 4 yılda neler bekliyor? Erdoğan’ın 2028’de yeniden cumhurbaşkanı adayı olmaması partiyi nasıl etkileyebilir?
Erdoğan-AKP ilişkisi
Uzmanlar seçim sonuçlarını analiz ederken ekonomik krize rağmen Erdoğan’ı ve AKP’yi desteklemeye devam eden yaklaşık yüzde 35,5’lik bir seçmen kitlesi olduğuna dikkat çekiyor.
ABD'deki Middlebury College'da Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şebnem Gümüşçü, "Çok büyük bir yoksullaşma var, gelir dağılımlarında uçurumlar oluşuyor, insanlar özellikle büyükşehirlerde faturalarını ve kiralarını ödeyemiyor, çocuklarını okula aç gönderiyorlar. Buna rağmen AKP’nin aldığı yüzde 35,5’lik oy azımsanacak bir oran değil. Oy kaybını AKP’de bir çöküş olarak görmemek lazım" diyor.
Ancak Gümüşçü, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişten bu yana Erdoğan ile AKP arasındaki mesafenin genişlediğini, bunun da seçmen tarafından görüldüğünü kaydediyor.
"AKP’nin kan kaybettiğini, Erdoğan’ın çevresindeki kadrolarda güç konsolidasyonu yaşandığını, kadroların ve örgütlerin zayıfladığını tespit ediyoruz" diyen Gümüşçü şöyle devam ediyor:
"Parti teşkilatlarının yolsuzluğa bulaşmış olması da yerelde çok net gözlemleniyor."
Ancak Gümüşçü, yerelde dertlerinin artık duyulmadığını düşünen seçmenin Erdoğan'ı suçlamadığını, bunun yerine AKP ile aralarına mesafe koymayı seçtiğini belirtiyor.
AKP’den uzaklaşan seçmen nereye gidiyor?
Uzmanlar AKP’den uzaklaşan seçmenlerin büyük kısmının muhalefete yönelmediğini, bir kısmı YRP ve MHP’ye kayarken diğer kısmın sandığa gitmediğini vurguluyor.
İktidar ve muhalefet bloklarının varlığını koruduğunu söyleyen Doç. Dr. Şebnem Gümüşçü, "AKP, YRP ve MHP'nin birlikte yüzde 47-48’lik bir bloğu var. Seçmen bunun içinde partilerini değiştirdi. Bloğun dışına taşma durumu çok istisnai durumlarda gerçekleşti" diyor.
Diğer taraftan YRP’nin seçime kendi adaylarıyla girmesiyle bu bloğun içinde bir parçalanma yaşandığına dikkat çeken Gümüşçü, "AKP artık teveccühünü alabildiği yüzde 51’lik seçmeni bir arada tutamamaya başladı. Oradaki parçalanma ile muhalefetteki konsolidasyon aynı anda olduğu için seçim böyle sonuçlandı" diyor ve devam ediyor:
"Çok önemli bir dönüm noktası gibi görünüyor bu ama şu anda 'AKP’nin sonu' gibi yorumlar için erken olduğunu düşünüyorum."
AKP içinde nasıl bir değişim yaşandı?
Son yıllarda AKP’nin yereldeki örgütlenmesinin ve hizmet odaklı belediyecilik anlayışının değiştiğini, partinin seçmenden uzaklaştığını kaydeden uzmanlar bunun ağırlıklı olarak parti kadrolarındaki değişimden kaynaklandığını söylüyor.
Venedik Ca' Foscari Üniversitesi’nde siyaset bilimi, sosyoloji ve siyaset psikolojisi alanlarında çalışan Dr. Bilge Yabancı, AKP’nin geçmişte yereldeki örgütlenmesinin çok güçlü olduğunu hatırlatırken son yıllarda partiyi olduğu yere taşıyan kadroların tasfiye edildiğini söylüyor.
Yerlerine "partiye daha çok çıkar ilişkileriyle bağlı olan insanların" geldiğini kaydeden Yabancı, "Bu yüzden AKP’nin hizmet odaklı belediyeciliği artık insanlara çok inandırıcı gelmiyor" diyor ve devam ediyor:
"Son 5 senedir Ankara ve İstanbul’daki kampanyalarına bakarsak muhalefet adaylarının da hep dürüst, israfı ve rantçılığı önleyen, kent yoksulluğunun altını çizen, vatandaş odaklı belediyecilik anlayışıyla ortaya çıktığını görüyoruz. Bunun da sonuçlarda etkisi olduğunu düşünüyorum."
AKP'nin yerelde seçmenden uzaklaştığını söyleyen Dr. Bilge Yabancı, "Belki yerelde halkın savaştığı sorunlarla, enflasyon sıkıntısıyla, emeklilerin geçinme sorunlarıyla bağlarını kopardılar" diyor.
'Erdoğan, yerine gelebilecek isimleri tasfiye etti'
Uzmanlar pek çok seçmenin AKP'ye oy vererek aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı desteklediği konusunda hemfikir.
Ancak Erdoğan’ın 2028'de yeniden cumhurbaşkanı adayı olması için ya erken seçime gidilmesi, ya da anayasa değişikliği yapılması gerekiyor.
Şimdilik Erdoğan'ın yerini alabilecek bir ismin olduğu da düşünülmüyor.
AKP'nin son yıllardaki kadro kaybını hatırlatan Doç. Dr. Şebnem Gümüşçü, "AKP’yi AKP yapan kadrolar gitti. Geriye Erdoğan ve Erdoğa'nın etrafındaki birkaç kilit isim kaldı. Erdoğan, yerine gelebilecek isimleri tasfiye etti" diyor ve devam ediyor:
"AKP bir siyasi parti olarak çok büyük bir başarıdan ciddi yaralar alarak çıkıyor. Partili kimliği ve aidiyeti Erdoğan markasıyla sürüyor ama AKP teşkilatını, kaliteli kadrolarını, yükselip kadroları oluşturabilecek gençlerini, dinamizmini kaybetti."
Bundan sonraki süreçte parti içinden yeni bir ismin çıkmasının önemini vurgulayan Gümüşçü, "Erdoğan gücü elinde toplarken kendinden sonra güçlü bir adayın çıkabilme ihtimalini zayıflattı" diyor.
Gümüşçü önümüzdeki süreçte daha fazla parçalanan, seçimleri daha yüksek kayıplarla yaşayan bir AKP görebileceğimizi söylüyor.
Önümüzdeki 4 yılda neler olabilir?
Ekonomik krizin önümüzdeki süreçte Türkiye’nin karşısındaki en büyük sorun olduğunu söyleyen uzmanlar, enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadelede veya emekli maaşlarında atılan adımların Erdoğan ve AKP’nin geleceği için kritik olduğunu vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in birlikte yürüttüğü ekonomi politikasının AKP ve Erdoğan seçmeninin çıkarları doğrultusunda olmaması durumunda partiden kopuşun artabileceğini söyleyen Doç. Dr. Gümüşçü şöyle konuşuyor:
"Erdoğan’ın bu politikayı devam ettirip, başarılı olup daha sonra insanlara yeniden ekonomik genişleme ve refahla beraber eski günlerini hatırlatması gerekiyor. Ama Erdoğan aynı zamanda yorgun, eskisi kadar dinamik ve enerjik değil. Onu zor günler bekliyor."
Dr. Bilge Yardımcı ise parti kadrolarının yenilenmesi gerekeceğini, ancak bunun en az ekonomiyi düzeltmek kadar zor olabileceğini vurguluyor.
Öte yandan muhalefetin atacağı adımların da bu süreçte belirleyici olacağı düşünülüyor.
Önümüzdeki dönemde CHP’nin şimdiye kadar çok temasta olmadığı seçmenlerle belediyeler üzerinden ilişki kuracağını söyleyen Gümüşçü, bu seçmeni kendine çekebilmesi durumunda 2028 seçimlerini lehine çevirebileceğini belirtiyor.
Gümüşçü, "Bize 2028'in resmini verecek üç temel faktör var. Bunlar Erdoğan’ın yerine kimin geleceği, ekonomi politikalarının ne olacağı ve CHP’nin bu süreçte ne yapacağı" diyor. (BBC)