Akşener: Moskova'da kazanan Rusya ve Esad oldu

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısındaki konuşmasına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili konuşarak başladı. Akşener'in gündeminde Rusya ile İdlib görüşmesi ve tutuklanan gazeteciler vardı. Akşener, "Moskova'da kazanan Rusya ve Esad oldu" derken, Türkiye'yi mülteci politikaları ile insan kaçakçısına benzetti.

10.03.2020, Sal - 10:26

Akşener: Moskova'da kazanan Rusya ve Esad oldu
Haberi Paylaş

İdlib'te ateşekesle sonuçlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin arasındaki görüşmenin sonuçlarını değerlendiren Akşener ," Soçi'ye uymayan Ruısya ve Esad oldu, görüşme talebini yapan biz olduk" dedi.

Akşener, "Bu cahillik Putin ziyaretinde bir kez daha kendini gösterdi. Soçi'ye uymayan Rusya ve Esad oldu, görüşme talebini yapan biz olduk. Moskova'da kazanan Rusya ve Esad oldu geri adım atan biz olduk. Biz Türkler tarihimizde çok savaşlar kaybettik ama onurumuzu hiçbir kapıda bırakmadım. Altı yüz yıllık devletimizi kaybettik ama onurumuzu hiçbir kapıda bırakmadık. Tarih boyunca kaybettiklerimizin yerine yenilerini koyabildik, yeni bir cumhuriyet kurduk. Bu nedenle Rusya'ya giderken milletçe senden tek bir beklentimiz vardı, canını ortaya koyan mehmetçik kadar onurlu olmandı. Sense gittin o onurun onda birini masa başında gösteremedin. Gittik kapılarda bekletilmeye razı olup üstüne bir de kabul edildiğiniz için Putin'e teşekkür ettin. Dostun Putin kapıda beklemeni bütün herkese gösterip bizi rezil etti. Sayın Erdoğan hani itibardan tasarruf olmazdı. Onlar sana kapı önünde beklemeyi, layık gördün sen ayaklarına gidip onlara nasıl teşekkür edebildin? Yazıklar olsun."

'GÖZLEM NOKTALARIMIZ ALLAH'A EMANET'

"Suriye topraklarında operasyon yapmamıza neden olan PKK/YPG/PYD’den artık söz edilmiyor. Milletimizin gözüne baka baka zaferden söz edenler var. Esed rejimi bir anda Suriye Arap Cumhuriyeti oluverdi. Esad ile aracılarla görüşüldüğünü sayın Erdoğan’ın ağzından öğrendik. Biz bunu derken iktidar Emevi camisinde namaz kılacaklarını söyledi. Biz bunları derken iktidar taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmayacak diye ultimatom verdi. Gözlem noktalarımız ıssız adalar gibi Allah’a emanet kaldı. İktidar türkürdüğünü yaladı, kapı önlerinde süründürüldü. Sayın Erdoğan sık sık Lozan Anlaşması’nı eleştirir. Lozan’da böyle ciddiyetsiz bir ekiple gitseydik ne olacaktı? Soçi mutabakatını koruyamayanlar Sevr’i yırtıp atanlara dil uzatamazlar."

'MOSKOVA PROTOKOLÜ ARA ÇÖZÜMDÜR'

"Moskova protokolü bir ara çözümdür. Bunu kalıcı hale getirmek için devlet aklıyla hareket etmek gerekir. Bu kadar önemli kararları sarayından tek başına alma, Suriye meselesi milli bir meseledir. Adımlar atmadan önce muhalefet partileri ile istişare et. Bu kadar hata yaptıktan sonra muhalefetten detaylarını bilmediğin politikalara destek vermesini bekleme. Türkiye, batının da ortak olduğu Suriye meselesinden ötürü oluşan sığınmacı meselesini elbette tek başına taşımak zorunda değildir. Ama ergen siniriyle yapılan hareketler Türkiye’yi insan kaçakçısı ülke durumuna sokuyor."

'HABER YAPAN GAZETECİLERİ HAPSE GÖNDERMEK EN KOLAYI'

Libya'da yaşamını yitiren MİT mensubu ile ilgili tutuklanan gazetecilere de konuşmasında yer veren Akşener, "Meseleye sadece onların istediği pencereden bakmamızı istiyorlar Son günlerde gazetecilere yapılan operasyonların arkasında bunlar var. Libya'da şehit olan istihbaratçımızın haberini bahane edip FETÖ'nün hedefindeki gazeteciyi hapse gönderiyorlar. Madem şehit istihbaratçımızın cenazesi gizliyldi neden siyasi parti temsilcileri neden davet edildi. İlla ki soruşturacaksanız gizli kalması gerektiğine inandığınız o cenaze törenini ifşa edenleri soruşturun. Bu açıklara göz yumduktan sonra haberi yapan gazetecileri hapse göndermek en kolayı. Üstelik bunu FETÖ'cü yöntemiyle yapmak en kolayı. "

'ERDOĞAN BORÇLARDAN BAHSETMİYOR'

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, " torunlarımıza bırakacağımız ekonomi bu mudur" diye sordu. Akşener, "Son 6 yılda her bir vatandaşı 5 bin dolar zengin olabilecekken 3 bin 500 dolar fakirleşen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Damat beye göre ekonomi dengeleniyor ama işsizlik düşmüyor; esnaf, çiftçi, sanayici borç altında ezilmeye devam ediyor. 2002 yılından bu yana hane başına düşen borç 88 kat arttı. İktidara geldiklerinden çiftçilerin borcu 3 milyar liraydı, bugün 40 kat arttı. 2002’de kriz koşullarında ekonomideki tüm kesimlerin toplam borcu 386 milyar liraydı, bugün 5 trilyon 835 milyar lira… Milli gelirimizin yüzde 40 fazlası. Sayın Erdoğan Türkiye ekonomisini 3,5 kat büyüttük diyor ama borçlardan bahsetmiyor. Torunlarımıza bırakacağımız ekonomi bu mudur? Gitsinler Anadolu’da ekonominin şaha kalktığı masalını anlatsınlar. Oralarda anlatsınlar ki vatandaş onları süpürge sapıyla nasıl kovalıyor görsünler."

Nerina Azad
Bu haber toplam: 5376 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:23:57
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x