Ali Buran: Dörde Bölünmüş Sömürge Kürdistan

Bazı BDP ile DTK diyor ki ’’Türkiye ve Kürdistan\'ı ortak vatan olarak görmekteyiz.

10.04.2014, Per - 11:56

Ali Buran: Dörde Bölünmüş Sömürge Kürdistan
Haberi Paylaş
Bazı BDP ile DTK diyor ki ’’Türkiye ve Kürdistan\'ı ortak vatan olarak görmekteyiz. Hedef Demokratik Özerk Kürdistan’ın İnşası” olduğu belirtiliyor .Geçen yıl Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek, ortak vatan politikalarını dahil olacağı yer aldı.

Hemen tepkiler gecikmedi, Kızıl kıyamet koptu feryat figan vatan bölünüyor diye kalemşorlar ve özellikle devşirme Türk Milliyetçileri. Meclis Başkanı DTK bunların sonucuna katlanır diye tehdit etti.Buna ilave olarak Kürt asıllı olup ta beraber kardeşçe yaşayalım devşirmelerde az değiller. (Nasıl kardeşlik ise) Kürtlük ruhu duygusu algısı olmayan bu zevalilar gıdasını Kemalist Türk solundan almışlardır.Yoksa ortada ne Kürt ne Kürdistan nede dört devletler tarafından askeri ekonomik ve siyasi işgal edilen Kürdistan dan söz konusu edildi.

Kürt’lerde 1960’lı yılların ortalarından itibaren Dünyada gelişen ulusal ve sosyal gelişmelerle hızla ulusal bilinç gelişti, kimileri Türkiye Kemalist sosyalist solu içinde yer alıyordu, çoğunluğu da başta Devrimci Doğu Kültür Ocakları gibi Kürt Ulusal Demokratik örgütlerin içinde kendilerini ifade ettiler.Kürdistan sömürge kavramını çok belirgin olarak ayrı örgütlemeyi hedefleyen DDKO’de anlam buldu. Ama açıkça sömürge kavramını 1974 ten sonra başta DDKD, Komal ve Riya Azadî savundular. 1960’lerden 1969,1971 ve 1974 ile 1980 kadar en çok Kürt ve Kürdistan sorunu tartışılan dönemlerdir. 1980 Askeri darbeden sonra binlerce Kürt gençleri kimleri zindanlarda bedel ödemişler kimileri de yürtdışına çıkmak zorunda kalmışlardır.

Ortaya çıkışında dört parçanın bağımsızlığını savunan Öcalan/PKK dışındaki örgüt ve partiler Kürt ulusunun refahı mutluluğu yer altı ve yer üstü varlıklarını yine Kürtlerin kendi eliyle işlenmesi ve sahip olmasıyla, ulusal bağımsızlık talep edenler dışında eğer Kürtler birlikte yaşadığı ulusla federatif bir sistemde yaşamak isterlerse Güney\'deki federasyon bugünkü koşularda en uygun olanıdır diye ifade ediliyor..

Diğer en uygun çözümün yol ve yöntemi demokratik bir şekilde ayrılma hakkı için referandumla Kürt halının iradesine baş vurmaktır diye ifade edilmekte. Güney Kürdistan’da elde edilen kazanımlar ve bu kazanımların geliştirilerek ‘Bağımsız Kürdistan’a doğru yol alması, ciddi şekilde Kuzey Kürtleri hem motive ediyor hem de yeni istem ve talepleri almayı zorunlu kılıyor. Öcalan/DTP bunun farkındadır.

Oysaki, Kürtlerin ayrılma hakkı dahil, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin ve ilgili uluslararası sözleşmelerin insanlara ve halklara tanıdığı, doğuştan gelen, temel vazgeçilmez hak ve özgürlüklerdir. Biz Kürtler ne Türkiyeyi ne de başka bir ülkeyi bölmek gibi talebimiz yok, Kürdistan bize yetiyor. Aksine, bizim ülkemiz dört devlet arasında bölünmüş ve en büyük parçasına da Türk devleti el koymuştur.Kürtlerin önünde üç seçenek var.

BİR- Türkiye`den ayrılıp bağımsız bir Kürt devleti kurulmasını istemek;Yani kendi kaderlerinin tayin hakkını istemek;

İKİ- Duruma/koşulara göre Türkiye`de Kürtlerin kendilerini, Türklerin de kendilerini yönettiği ikili federal bir Türk-Kürt devleti, yani gevşek bir federasyonla;

ÜÇ- Asgari bir talepte yerel toprağa bağlı kültürel özerklik Kürtleri yaşadıkları bölgelerde bir yöntemin uygulanması. (Bu uygulama 11.Mart 1970 de Büyük Barzani ile Saddam arasında Özerklik antlaşması diye imzalanmıştı).Bu özerklik gerçekten Federasyon kadar yetkileri genişti. Bugün Kürtlerin önündeki en önemli mesele, Kürt politik alanının çoğulcu ve demokratik anlayışın önemsemesi ve gelişmesidir.

İran\'lı değerli Sosyolog Mansur HİKMET diyor ki, \'\'İran konusunda belirgin biçimde Kürt sorunu açıkça ortadadır. Kürt sorunuyla ilgili açık bir sloganımız vardır: Kürdistan halkının ayrılma ve bağımsız devlet kurma hakkının tanınmasıdır”. Demek ki milyonlarca Azeri İran\'da olmalarına rağmen değerli yazar, can yakıcı sorunu öncellikli Kürt sorununu görüyor ve ayrılma hakkını savunuyor.

Ancak garip olan o ki, Türkiye de devleti yönetenler hem kendilerini hem de devleti bireye karşı koruma istemleridir. Onun için Kürt sorunu olunca Ordu,devlet ve iktidar devreye giriyor.Türk Soluna gelince asla KKTH istemezler.Komünistim diyenler bile 60 yıldır süresiz savaşan Büyük BARZANİN emeği ile bu güne gelen Güney KÜRDİSTANIN bağımsızlığını istemezler.Dikkat edilirse bu güne dek sosyalistim diyen Türk Solu Barzani ile görüşmemişler.Bu gün oyun ise birkaç yıldır planan Kuzey de gelişen ulusal Kürt yurtseverliğini Türk Soluna tahvil ederek HDP kucağına atmak istiyorlar.Türk Solu beleşçidir yıllardır Türk Burjuvası gibi Kürtlerin sırtından geçiniyorlar.Kürt oylarını çantada keklik görüyorlar.Kürtler asla bunlara aldanmamalı ve uyanık olmalıdır.Dikkat edilirse BDP Kürt oyu ile seçilenler HDP ye geçtiler bunun hiç ettik yani var mı? Dün BDP sözcüsü BALUKEN diyor ki yerel seçimlerden sonra hepimiz HDP ye geçeceğiz.İşte niyet belli oldu .Bu anlamda ben HDP \'yi Kürtleri Türkiyelileşme projesi olarak görüyorum.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 13529 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:54:29
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x