Türkiye, 20 Ocak'ta Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan Afrin'e yönelik askeri operasyon başlatmış, Türk Silahlı Kuvvetleri, operasyonun bölgeyi kontrol eden YPG'nin yanı sıra IŞİD'i de hedeflediğini duyurmuştu.
Astana'da başlayan Suriye barış görüşmelerinin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki anlayış birliğine dayandığını ve bu sürece daha sonra İran'ın dahil olduğunu kaydeden yetkililer, Astana sürecinin, Cenevre'deki Suriye barış görüşmelerine ivme kazandırmayı amaçladığını belirtti.
Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne Rusya, Türkiye ve İran'ın üzerinde uzlaştığı gruplara mensup yaklaşık 1600 katılımcının katılacağını ifade eden yetkililer, Soçi'de Suriyeli Kürtler'in temsiliyle ilgili olarak "Biz baştan beri Suriye'deki Kürtleri YPG'nin temsil etmediğini söylüyoruz. Fakat Suriye'de Kürtleri temsil eden yapılar var, Suriye Kürt Ulusal Konseyi var, Cenevre'de görüşmelere bunlar katılıyor. Bunlar geniş bir Kürt tabanı temsil ediyorlar. Biz hem kendi önerilerimizi yaptık, hem de Rusya tarafı kendisi YPG dışında arazide aşiretlerden, sivil toplum kuruluşlarından Kürt temsilcileri listeye dâhil ediyorlar" ifadelerini kullandı. Yetkililer, Soçi'deki toplantıya BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın katılmasını istediklerini de bildirdi.
Yetkililer, Türkiye'nin Rusya ile Astana sürecinin başından beri ve Rusya ile düzenli istişare halinde olduğunu vurgulayarak "Rusya, arazide de Fırat Kalkanı'ndan dolayı sürekli koordiasyon halinde olduğumuz bir ülke. ABD ve diğer müttefik ülkelerle de istişare halindeyiz" dedi.
Türkiye'nin Afrin'e yönelik operasyonunun Suriye'deki siyasi süreci nasıl etkileyeceğiyle ilgili de konuşan yetkililer, "Bizim harekatımız Suriye'deki siyasi süreci hiçbir şekilde etkilemez. Harekât yapılan yapı terörist bir yapı. Bu yapı Suriye'nin barış ve istikrarını, toprak bütünlüğünü bozan bir yapı. Dolayısıyla bu operasyonun siyasi süreci etkilemesi söz konusu değil" ifadelerini kullandı.