ABD'nin Associated Press haber ajansı: 20 yıldır Türkiye'yi giderek daha sıkı yumrukla yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi erken saatlerde son oylar sayılırken, baş rakibine karşı -kazan ya da kaybet ikinci turu olasılığı eşliğinde- zorlu bir seçim yarışına kilitlendi.
New York'taki St. Lawrence Üniversitesi'nin Ortadoğu tarihi ve siyaseti doçenti Howard Eissenstat, Erdoğan'ın partisinin mecliste iyi sonuç elde etmesinden ötürü ikinci turda daha avantajlı olacağını öngörerek "Seçmenler bölünmüş hükümet istemeyeceklerdir" dedi.
Uluslararası arenada, seçimlere, birleşik muhalefetin, neredeyse tüm devlet gücünü elinde toplamış ve dünya sahnesinde daha fazla nüfuz sahibi olmaya çalışan bir lideri yerinden etmeyi becerip beceremeyeceğine dair sınav gözüyle bakıldı.
Ukrayna ile Rusya arasındaki tahıl koridoru anlaşmasına arabuluculuk eden, ama İsveç'in NATO üyesi olmasını engelleyen Erdoğan, muhalifleri tarafından despotluğuyla ıstırap verici hayat pahalılığı krizine neden olmakla suçlanıyor. Sebze fiyatlarını kampanya konusu yapan muhalefet soğanı sembol olarak kullandı.
Eissentat ise kişinin tuttuğu siyasi partiyle özdeşleşmesinin asgari ücret zammı ve gıda yardımlarından daha önemli olduğunu söyleyerek "Erdoğan'ın kutuplaştırma çabaları, muhalefeti hainler ve teröristler olarak şeytanlaştırması, kültür savaşlarını kullanması, ... bunların hepsi bu dinamiklerle oynamak için yapıldı" değerlendirmesini yaptı.
Fransız haber ajansı AFP: Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın laik rakibinin önüne geçtiği, ancak ilk turda galibiyet elde edemediği dramatik bir gecenin ardından, ilk kez ikinci tur seçime hazırlanıyor. Türkiye'nin Osmanlı sonrası döneminin en önemli seçiminin sonuçları, 2003'ten beri iktidarda olan ve bir düzineden fazla seçimde yenilmeyen Erdoğan'ın kazanmak için gereken yüzde 50 barajının hemen altında kaldığını gösterdi.
Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçime az süre kala düzenlenen anketlerde önde gözükmesinin ardından, yüzde 45 oyla Erdoğan'ın gerisinde kalması, hayal kırıklığı yaratan bir sonuç oldu. Kılıçdaroğlu cephesi başlangıçta oy sayımına itiraz edip önde olduğunu iddia etti. Ancak 74 yaşındaki lider, pazartesi günü erken saatlerde gazetecilerin karşısına geçtiğinde biraz umutsuzluğa düşmüş gözüktü ve ikinci turun kaçınılmaz göründüğünü kabul etti.
Bildirilen katılımın yüzde 90'a yaklaşmasıyla seçim, Türkiye'nin en uzun süre görev yapan lideri ve İslami kökenli partisi için referanduma dönüştü.
NATO üyesinin hem Avrupa hem de Ortadoğu'daki ayak izi, seçimin sonucunu, Şam ve Moskova için olduğu kadar Washington ve Brüksel için de kritik kılıyor.
İkinci tur için iki hafta, Erdoğan'a yeniden toparlanıp tartışmayı yeniden çerçevelendirmesi için zaman kazandırabilir.
Artık dikkatin çoğu, oyların yüzde 5'ini alarak kral yapıcıya dönüşen bağımsız aday Sinan Oğan'a odaklanacak. Daha sonra Erdoğan'la güçlerini birleştiren aşırı milliyetçi MHP'den ihraç edilen Oğan, seçimden sonra "Şu veya bu adayı destekleyip desteklemeyeceğimizi söylemeyeceğiz. Onların temsilcileriyle istişarelerde bulunacağız ve sonra karar vereceğiz" dedi.
Alman kamu yayıncısı ARD'ye bağlı Tagesschau (Uwe Lueb'in İstanbul'dan yazdığı yorum): Muhalefetin nafile çabaları... Türkiye'deki kafa kafaya yarış şunu gösteriyor: ekonomik krize, yolsuzluğa ve deprem bölgesindeki yetkililerin başarısızlığına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'la devam etmenin beklenmesi lazım. Bu da seçim kampanyasının adil olmamasından kaynaklanıyor.
AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'la 20 yıl geçirdikten sonra Türkiye halkının gına getirdiğine inananların hepsi, hayal kırıklığına uğradı. Giderek otokratikleşen hükümet tarzı, enflasyon, düşük ücretler, yolsuzluk iddiaları, depremden sonra devlet yardımlarının gecikmesi, Erdoğan tarafından tolere edilen kötü inşaatlar nedeniyle daha fazla binanın çökmesi: Bunların hiçbiri onu görevden almaya yetmedi.
Aynı şekilde, mükemmele yakın fırlatma rampası da muhalefet için yeterli olmadı. Hemen hemen tüm siyasi yelpazeden 6 parti, bir aday üzerinde anlaştı ve parlamenter sisteme dönme yönündeki ortak arzudan hareketle ortak seçim programı üzerinde çalıştı. Muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk oylamada salt çoğunlukla seçimi kazanmasını sağlamaya yetmemesi daha da şaşırtıcı. Özellikle de Kürtlerin çoğunluğu onu uzlaşmacı bulur ve HDP (Yeşil Sol) taraftarlarının büyük çoğunluğu ona oy verirken.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda az farkla sonuçlanmasının ana nedeninin tam da bu olması olması muhtemel. Korkuları ve kırgınlıkları körükleyen Erdoğan, kendi yoluna geri dönmeye istekli seçmenlere rehberlik etmede çevrilmemiş taş bırakmadı. Kamuoyu önünde yayımladığı şüpheli montaj videolarıyla Kılıçdaroğlu'nu PKK ile yakınlaştırdı. Mantığı basitti: 'HDP'ye sert mesafe koymayan PKK'ye yakındır. HDP'ye yakın olan PKK'ye yakındır. PKK'ye yakın olan herkes aslında teröristtir.'
Kılıçdaroğlu'nun yanlışlıkla seccadeye basmasını kullanan Erdoğan'a Aleviliğini ilan eden videoyla yanıt verip on milyonlarca izleme alarak sosyal medya başarısına imza atması da yetmedi. Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi de Kılıçdaroğlu'na yeterince yardımcı olmadı.
Geriye tutunacak, kampanyanın adil olmaması kalıyor. Büyük medyanın -özellikle elektronik medyanın- yüzde 90'ı Erdoğan'a sadıksa, bununla baş etmek zor.
En azından Kılıçdaroğlu, Boğaz'ın güçlü adamını ikinci tura mecbur bıraktı.
Birleşik muhalefetin onca çabası şimdilik bundan fazlasına yetmedi.(Kaynak)