MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği bir basın açıklaması yaptı.
Devlet Bahçeli yazılı açıklamada, "Üç ay süreyle görev yapacak geçiş hükümetinin şu ana kadar verdiği mesajlar, yaptığı açıklamalar, gösterdiği olgun yaklaşımlar sevindirici olduğu kadar ülkede yaşayan her kesim için makul, dengeli, dengeleyici ve rahatlatıcıdır" dedi.
MHP lideri, İsrail'in Suriye'deki işgalini genişletmesine ise "İsrail’in yayılmacı emellerini mütehakkim ve mütecaviz politikalarla devam ettirmesi halinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmesi, temas hattının sıfıra inmesi kaçınılmaz hale gelebilecektir" yorumunu yaptı.
Bahçeli'nin MHP'nin X hesabından yapılan açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
"2011 yılının Mart ayından itibaren derin ve denetimsiz çalkantılarla bocalayan, birbirine eklemlenerek büyüyüp genişleyen dev krizlerle boğulan Suriye’de 8 Aralık’tan geçerli olmak üzere bambaşka bir siyasi gerçeklik meydana gelmiştir.
Baştan ayağa çürüyen Esad rejimi bütün melanet ve musibetiyle nihayet çökmüştür.
Nitekim baskıcı ve totaliter Esad rejiminin zulüm ve zilletle iç içe geçen karanlık devri kapanmış, Baas ilkelliği zora ve geniş bir ittifaka dayalı şekilde tasfiye edilmiştir.
Suriye halkı pas tutmuş esaret zincirlerini kırarak özgürlüğe kavuşmuş ve yeni bir döneme kucak açmıştır.
Yaklaşımları olgun ve rahatlatıcı
( …)Üç ay süreyle görev yapacak geçiş hükümetinin şu ana kadar verdiği mesajlar, yaptığı açıklamalar, gösterdiği olgun yaklaşımlar sevindirici olduğu kadar ülkede yaşayan her kesim için makul, dengeli, dengeleyici ve rahatlatıcıdır.
Bu kapsamda dost ve kardeş Suriye halkının memnuniyeti, yeni yönetimi sahiplenmesi ayrıca şayan-ı dikkatimizi celp etmektedir(…)
İsrail'in yaptığı alçak bir fırsatçılıktır
Diğer yandan Siyonist barbarlığın Suriye topraklarında yayılma politikası kabul edilemez bir istila girişimidir. İsrail’in, Golan Tepelerinde tesis edilen tampon bölge sınırını aşarak Şam’a doğru ilerleyiş kaydetmesi, farklı zamanlarda hava saldırıları düzenleyerek güç gösteri yapması, ısrarla ve sistematik ölçekte nüfuz alanları oluşturarak Suriye topraklarında hak iddiasında bulunması alçak bir fırsatçılıktır.
Toprak birliği tartışmaya kapalı bir konudur
Türkiye Suriye halkının yanındadır. Bu meşru ve dostane tutum hiç değişmeyecektir. Aynı fırsatçılığa bölücü terör örgütünün de teşne olması sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
İsrail’in sabır ve sinir eşiklerini tahrip ve taciz eden müdahalelerine karşı direniş hattı kurulmalıdır.
Suriye, Suriyelilerindir; Türkiye’de misafir olan geçici koruma statüsündeki kardeşlerimizin geri dönüşleri ise başlamıştır.
Bu ülkenin siyasi ve toprak birliği tartışmaya kapalı bir konudur.
Aynı zamanda Türkiye için kırmızıçizgidir.
Türkiye ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz hale gelecektir
İsrail’in yayılmacı emellerini mütehakkim ve mütecaviz politikalarla devam ettirmesi halinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmesi, temas hattının sıfıra inmesi kaçınılmaz hale gelebilecektir.
Şam’a göz dikenlerin Tel Aviv ile Kudüs’te sıkışıp bozgunla yüzleşme ihtimali yabana atılmamalıdır.
Suriye’de barış, huzur ve kardeşlik ikliminin filizlenmesine tahammül edemeyen mihrakların sürekli savaş ve çatışma ortamı için ikmal yapmasına, tehlikeli senaryoları devreye sokma arayışlarına Türkiye’nin yanında ümit ederim ki, bölge halkları da müsaade etmeyecektir(…)
Doğusundan da temizlenmeli
PKK/YPG’nin Fırat’ın batısından çıkarılmasından sonra doğusundan da temizlenmesi mukadder bir sorumluluktur.
Suriye’yi vatanı ve varlığının onur eşiği kabul eden, etnik kökeni ve mezhebi ne olursa olsun bütün Suriyelilerin bir ve beraber ülkelerine sahip çıkmalarıyla geçiş döneminin risk ve sancıları kısa zamanda atlatılacaktır.
Siyasi sürecin canlandırılmasıyla yarım kalan anayasa hazırlığının tamamlanıp demokrasinin işler ve işlevsel hale gelmesi Suriye’nin gücüne güç katacaktır.
Türk milleti Suriyeli kardeşlerinin destekçisidir.
Demokrasiye hızla geçilmesi için yardıma hazırdır.
Ülkemizden doğup sınır aşan sular mahiyetindeki Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan “Bereketli Hilal”, komşu coğrafyaların huzur, sükûnet ve refahını takviye ve tahkim edecektir.
Bizden doğup akan sular asil kardeşlerimize bereket taşıyacaktır.(…) "