İnternette önceki akşam yayımlanan yeni ses kaydı tartışma yarattı.
YouTube’da açılan ‘Başçalan’ hesabı üzerinden yayımlanan ve iki ayrı görüşmeden oluşan ses kaydının ilkinde, Erdoğan, dönemin Adalet Bakanı Ergin’e, Aydın Doğan hakkında SPK Yasası’na muhalefetten açılan davanın duruşmasının salı günü olabileceğini hatırlatıyor. SPK’daki bağlantıların dikkate alınmasını söylüyor. Bakanın davayı yakın takibe almasını isteyerek, “İhmale uğramasın, yazık olur” diyor.
‘Hâkim Alevi’
İkinci görüşmede ise Erdoğan, “Geçenlerde bakanlar kuruluna da getirdin” diyerek hatırlattığı davada verilen beraat kararından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Ergin, söz konusu yargıcın ‘Alevi’ olduğunu belirterek, “Orada münferit bir hâkim geleceğini buna adamıştır. O şekilde bir yaklaşım sergiliyordur. Olumsuz birisi olduğunu da söylediler” diyor. Erdoğan buna karşılık 2 Temmuz’da çıkan karar üzerine SPK’nın şoke olduğunu vurguluyor.
Konuşmanın devamında Sadullah Ergin, dosyanın Yargıtay Genel Kurulu’na gideceğini söylerken, Erdoğan, “Oradaki durum ne olacak” sorusunu yöneltiyor. Ergin orada sorun olmayacağını, Genel Kurul’un kalabalık bir yapı olduğunu, bu işin sökmeyeceğini belirtiyor. SPK’nın bu konuda çok hassas olduğunu, Bakan’ın işi yakın takibe almasını tekrar isteyen Erdoğan’ın “Bunların mahkûm olması lazım” sözü dikkat çekiyor. Ardından Sadullah Ergin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı ile görüşeceğini, gerekli hassasiyeti sağlayacağını ifade ediyor. Yargıtay’daki son düzenlemelere ilişkin çarpıcı bilgiler de veriyor.
Eski Adalet Bakanı Ergin, konuştu
Tapeler GDO’lu, kaale almıyorum
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında olduğu öne sürülen ses kayıtları gündeme bomba gibi düştü. Yargıya açık müdahale cümleleri içeren tapelerle ilgili eski Bakan ve AK Parti Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Sadullah Ergin Radikal’e konuştu. Söze, “GDO’lu tapeler üzerinden yorum yapmak istemiyorum” cümlesi ile başlayan Ergin, şöyle devam etti: “İllegal bir faaliyetin ürünü olan bu olayın içeriğini tartışarak ona meşruiyet kazandırmak istemiyorum. Kaale de almıyorum.” Sadullah Ergin, yayımlanan tapelerle ilgili hukuk mücadelesi vereceklerini ve olayın takipçisi olduklarını da söyledi. {ÖMER ŞAHİN/ANKARA}
Doğan Grubu açıklaması
Önceki akşam internete düşen ve yasadışı olduğu muhakkak bir ses kaydında, Sayın Başbakan ile eski Adalet Bakanı arasında geçtiği iddia edilen bir telefon görüşmesi yayımlanmıştır. Gerçek olduğuna inanmak istemediğimiz bu kayıtta, Sayın Başbakan, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan hakkında defalarca takipsizlik veya beraat kararı verilmiş olan bir yargı süreci ile ilgili olarak, eski Adalet Bakanı ile görüşmektedir. Böyle bir görüşme yargı sürecine açık bir müdahale anlamı taşımaktadır. Bu konuşmada ayrıca, bağımsız ve tarafsız olması gereken Sermaye Piyasası Kurulu’nun da davayı etkilemek için harekete geçmesinden bahsedilmektedir.
Anayasamız, yargı ve yürütme erklerinin birbirlerinden bağımsız olmalarını öngörür. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir düzenin temelidir. Eğer doğru ise böyle bir konuşma, kişisel bir mağduriyet yaratmanın ötesinde Türkiye’de hukuk sisteminin daha da sarsılmasına yol açabilecek niteliktedir.
Biz bu konuşmanın yapılmadığının ve gerçek olmadığının bir an önce kanıtlanmasını bekliyoruz. Hepimizin anayasal düzene ve adalete sahip çıkarak, gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olması ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur.
Yargıçtan özür dilesinler
Başbakan Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Ergin arasında geçtiği öne sürülen ve bir davaya etkilmeye yönelik konuşmaya yargı çevreleri ve STK’lardan da tepki geldi. İşte o tepkiler:
Yargıçlar Sendikası: Söz konusu konuşmada adı geçen ve dini inanç ve mezhep üzerinden yapılan değerlendirme nedeniyle Başbakan ve eski Bakan Ergin konuşmada adı geçen yargıçtan özür dilemelidir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ise Erdoğan ve Ergin’e ‘yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs’ suçundan soruşturma açmalıdır. Yargıçlık mesleğine geçen ve ‘sisteme transfer edildiği’ söylenen, gelecekteki ve şu ana kadarki verdikleri bütün kararları ile tarafsızlıkları şaibeli hale gelen yargıç ve savcıları istifaya, davet ediyoruz.
Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy: Yasal bir dinleme sonucu bu konuşmalar elde edilmişse, dinleme içeriğine göre ortada yargıyı etkileme, kişisel verilerin kaydedilmesi gibi tespit edilmiş suçlar olduğu görünüyor. Bu bakımdan savcıların gereken soruşturmayı yapıp sorumluları ortaya çıkarması gerekir. İkinci halde, eğer yasal bir dinleme değilse o zaman bu dinlemeyi yapanları savcıların derhal bulup cezalandırması gerekir.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel: Başbakan’ın Alevilerle ilgili bugüne kadar sürekli nefret suçu işlemesi, kindar davranması, ötekileştirmesi, yer yer hakaret etmesi Alevilerce bilinen bir gerçek. Bu kişiler fişlendiklerini de biliyorlar. Bizim için yeni değil ancak Türkiye ve dünya kamuoyu açısından bir ibretlik vesikası oldu.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Alevi kelimesini duyduğumda koltuktan zıpladım. Madımak’ı çağrıştırdı, korktum. Hiçbir anlamı ve gereği yok böyle söylemlerin. Böyle işlerle devleti yöneten kişinin uğraşması çok yanlış. Yargıya müdahaleyi de kabul etmemiz mümkün değil. İnsanların dinsel, etnik kimlikleri üzerinden politika yapılması hiç kabul edemeyiz.
ÇGD Başkanı Ahmet Abakay: Bu zaten Başbakan’ın ilk sabıkası değil. Dindar devlet, Sünni devlet, mezhebe dayalı devlet, bu iktidarın oldum olası ayrışmacı anlayışı. Burada da suç üstü yakalanma durumu bir kez daha ortaya çıktı. Bunlar medyayı, basını, iktidarın yan kuruluşu, kendi basın büroları gibi görmek istiyorlar. Gazetecileri de kendi memurları gibi görmek istiyorlar. Alevilik üzerinden hep halkı ayrıştıran bir algı anlayışı öne çıktı. Bunlar dindarlık sömürüsü yapıyorlar, demokrat olamıyorlar.