Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır bir TV’de katıldığı bir canlı yayında Türkiye'nin siyasi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Meclis’in bu sürece dahil olması şarttır”
PKK’nin kendini feshetme kararına da değinen Başarır, “Bu ülke 40 yıldır terörle mücadele ediyor. Şimdi silahların susması, kanın durması elbette önemlidir. Ancak sürecin meşruiyeti için Meclis’in bu sürece dahil olması şarttır” ifadelerini kullandı.
Sürecin şeffaf yönetilmemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Başarır, “Bu süreci Şamil Tayyar’dan duymamalıyız. Parlamentoda temsil edilen partilerle şeffaf biçimde yürütülmelidir. Kimse bize, gazetecilerden, kulislerden bilgi vermesin. Meclis dışlanırsa, toplumsal uzlaşı sağlanamaz” dedi.
“Sürecin sahibi ben değilim, biziz”
Başarır, çözüm sürecinin ancak ‘biz’ diliyle yönetilebileceğini vurgulayarak, “Bugün bitmesi kıymetli. Ama bu süreci ‘ben başardım’ diyerek değil, ‘biz birlikte başardık’ diyerek yürütmeliyiz. Toplumsal uzlaşı bununla sağlanır” ifadelerini kullandı.
“İnfaz yasası gölgeyle tartışılıyor”
Başarır, olası infaz düzenlemelerinin kamuoyunda tartışılmasına rağmen Meclis’te hiçbir bilginin paylaşılmadığını vurgulayarak, “CHP Grup Başkanvekili olarak infaz düzenlemesiyle ilgili en küçük maddeyi bilmiyorum. Binlerce yurttaş bize sorular yöneltiyor ama hiçbir resmi bilgi paylaşılmıyor. Bu kabul edilemez” dedi.
“Bu süreci toplumsal yaralarımıza saygı göstererek yönetmeliyiz”
CHP’nin sürece destek verirken temel kaygısının şehit aileleri ve gazilerin manevi haklarına saygı olduğunu belirten Başarır, “Türkiye bu süreçte adım atacaksa, 50 bine yakın şehidin ailesinin onurunu koruyacak, onları rencide etmeyecek adımlar atılmalı. Toplumsal uzlaşı dediğimiz tam olarak budur” diye konuştu.
“Toplumun bilgisi olmadan bu süreç yürütülemez”
Programın sonunda “CHP olarak sürecin karşısında değiliz ama kör bir destek de değiliz” diyen Başarır, tüm detayların Meclis’te tartışılması ve halkın bilgisine sunulması gerektiğini yineledi. “Bu ülke 40 yıldır kan ağlıyor. Artık bir uzlaşma süreci gerekiyorsa, bu süreci sahiplenelim. Ama bunu herkesle, toplumla ve Meclis’le birlikte yapalım” çağrısında bulundu.