Erdoğan: Babacan'a 'Yeni parti için fazla geç kalmayın' dedim

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül'e karşı kırgın olup olmadığına dair bir soru üzerine, "Bu soru sorulur mu Allah aşkına… Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak?" dedi.

10.07.2019, Çar - 06:15

Erdoğan: Babacan'a 'Yeni parti için fazla geç kalmayın' dedim
Haberi Paylaş

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek'teki temaslarının ardından Ankara'ya dönüşü sırasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ali Babacan'ın kuracağı yeni parti ile ilgili soru üzerine Erdoğan şunları söyledi:

Benimle randevu talebi neticesinde bir görüşmesi oldu. Bu görüşmesinde de kendisi “Şu seçimden sonra istifamı vereceğim. Çünkü partiye karşı olan aidiyet duygularımı kaybetmeye başladım” dedi. “Nedir aidiyet duygularınızı kaybetme gerekçeleriniz?” deyince de “Ülkedeki ekonomik durumlar gibi şeyler söyledi. Şu an tabi istifa mektubunu görmediğim için bilemiyorum ama bana da o gün bir mektup vermişti. O mektuptaki metin bu. İşte “Kurucu üyesi olduğum AK Parti’den bu safhada aidiyet duygularımın kaybolmaya başladığını görüyorum ve bundan dolayı da ayrılma kararı veriyorum” şeklindeydi. Tabi kendisiyle bir çok şey konuştuk. Birçok insanla görüştüklerini, çeşitli görüşmelerle bazı adımlar attıklarını anlattı. Ben kendisine “Parti mi kuracaksınız?” dedim. “Şu anda düşünmüyoruz ama bir platform olarak çalışıyoruz” dedi. Dedim ki ‘Bak Ali Bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz. Malum ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin.”

"Ali Bey'le Faiz Meselesi Konusunda Hiçbir Zaman Anlaşamadık"

Daha ileri gidiyorum; Özbekistan Başkanı benden orada devletin yapılanmasında eleman istedi. Ali Bey’i teklif ettim. Kendisine de söyledim. Maalesef oraya da evet demedi. Bizim dava arkadaşlığımızda bir şey var. Dava terk edilmez. Burada sonuna kadar hizmet söz konusudur. Ali Bey, AK Parti içinde belki de Türkiye’de en genç yaşta bakanlık görevlerine gelen birisidir. Ondan sonraki her dönemde de kendisini bakan yaptık. Anlaştığımız anlaşamadığımız birçok konu olmuştur. Bunlardan en önemlisi de faiz meselesidir. Faiz konusunda hiçbir zaman anlaşamadık kendisiyle. Çünkü faizin bizden ne denli götürüsü olduğunu hep kendilerine söylemişimdir. Uyulduğu zaman enflasyon nerelere kadar inmiştir. 4,6’ya kadar faiz düştü. Enflasyon da 7 civarındaydı. Hatırlayın ondan sonra bize hemen ciddi darbe olayı yapıldı. Bu darbe olayında da bir anda Taksim Gezi olaylarını yaşadık ve faizde, enflasyonda çift haneli rakamlara çıkmış olduk. Burada arkadaşlarımızın duruşları ciddi sıkıntılar oluşturdu. Bu sıkıntıları ben yaşadım, milletimiz yaşadı. Dolayısıyla da ilanihaye bu insanlar burada kalacak diye bir şey yok.

"Ali Bey'e 'Fazla Geç Kalmayın' Dedim"

Aynı şekilde Başbakanlık koltuğuna gelip oturan arkadaşlarımızın nereden nereye nasıl geldikleri malum. Cumhurbaşkanlığı makamına gelip oturanların nereden nereye nasıl geldikleri malum. Bütün bunlarla beraber, yola çıkarken her şey iyi, güzel ama Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldıktan sonra mensubu olduğu partisine üye dahi olmamıştır. Şimdi Ali Bey de hemen rahatlıkla istifasını vermiştir, hayırlısı olsun. Partimizden bu şekilde ayrılanlar daha önce de olmuştu. Hatta grup kuracak milletvekiliyle ayrılanlar olmuştu. Bu isimler kimlerdi diye sorsam acaba hatırlar mısınız? 17-18 kişi başkalarını da kattılar ve grubu kurdular. Olsa olsa bir Erkan Bey’i hatırlarsınız ama diğerlerini herhalde hatırlamazsınız. Aynı şekilde ondan sonra da yine ayrılanlar oldu. Mesela bir tanesi şu anda Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber. Çok büyük bir aşkla ayrılmıştı, partisini kurmuştu. O da ayrıldı ama yürümedi, tutmadı. Bir başkası daha yine aynı şekilde ayrıldı, o da tutmadı. En sonunda tutmayınca Ordu’dan belediye başkanı adayı oldu. Ama Ordu’da bizim aday yaptığımız Hilmi Bey açık ara belediye başkanlığını aldı. Şimdi bu gerçekler ortada. Şunu çok ve açık samimi söylüyorum; bizim partimizin oturmuş, yerleşmiş bir altyapısı var. Ben Ali Bey’in kendisine de söyledim; “Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz” dedim. Şunu da söyledim, “Fazla da geç kalmayın” dedim. Bir an önce kursun ki daha seçime dört sene var.

"Babacan, Davutoğlu ve Gül'e kırgınlığınız var mı?" sorusu üzerine "Bu soru sorulur mu Allah aşkına… Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak?" diyen Erdoğan, "Bu tür yaklaşımların olmasıyla başlayan bir süreç… Ama biz baldıran zehrini içerek hep sabrettik ve aleyhte herhangi bir şey konuşmadık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bakın şu son belediye başkanlığı seçiminde İstanbul’da olanlar çıkıp da Binali Bey’le ilgili bir tane olumlu ifade kullanmadılar. Siz nefsinizle bir muhasebe yapın. “Bu kim? Benim arkadaşım. Bununla ilgili bir ufak ifade kullanmayayım mı? Daha önce yine mesela referandumda bakıyorsunuz hayır oyu kullandılar. Ama biz bir şey konuştuk mu? Konuşmadık. Herkesin yaptığı yanına. Başka hiçbir şey yok." dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından diğer satır başları şu şekilde;

"Sayın Trump S-400 Konusunda Haklılığımızı Teslim Etti"

Bir gazetecinin "S-400 sadece acil durumlarda mı kullanılacak? Teknoloji transferi konusunda Rusya ile tam bir işbirliği yapılıyor mu?" sorusuna yanıt veren Erdoğan şöyle konuştu:

Öncelikle bir defa ortak üretim noktasında bizim Rusya ile sıkıntımız yok ve Sayın Putin ile bu işi ilk görüşmeye başladığımız andan itibaren bu konuda mutabakatımız var. Ortak üretime de inşallah geçeceğiz. Herhangi bir sıkıntı yok. Bu spekülasyonlar maalesef bizim S-400 alımından vazgeçmemizi isteyenlerin ileri sürdüğü bir tezdir. Bundan vazgeçin diyorlar, böyle bir şey söz konusu değil.

Diğer soruya gelince; böyle bir alım veya böyle bir yatırım niye yapılır? Bize nerede, nasıl gerekli olursa biz de bunu tabi ki aynı şekilde kullanma imkanına, hakkına sahip olacağız. Bu bir hava savunma sistemi. Böyle olduğuna göre, eğer birileri bize bir saldırı yaparsa bu saldırı karşısında biz de bu savunma sistemimizi devreye sokacağız. Böyle bir yatırıma bunun için giriyoruz. Biz şu ana kadar en idealini yakalayabilmek için -kendimiz bir defa çalışmalarımızı yapıyoruz o ayrı- ama bir de Patriotlarla ilgili çalışmamızı Obama döneminde başlattık. Fakat Sayın Obama maalesef bize hep “Kongre izin vermiyor” dedi. “Kongre izin vermiyor” diye diye bu döneme geldik. Şimdi Sayın Trump bunu bildiği için buradan hareketle haklılığımızı teslim etti ve “Bunların hepsi Obama’nın yanlışları” dedi. Çok da ağır ifadeler kullanıyor ve "Haklısın" dedi. En sonunda hakkımızı teslim etti ve bütün medyanın önünde de kendi mesai arkadaşlarına da bunu söyledi. Patriot olayı bundan dolayı ilerlemedi ki Sayın Trump'ın döneminde de bu iş sarktı. Burada da yine “tamam verdik, veriyoruz” diyemedi. Bize mesela şimdi de uygun şartlarda böyle bir şeyi vermeye kalksaydılar biz Patriot da alabiliriz, çeşitlendirebiliriz ama burada kazan-kazan esasına göre hareket edeceksek…

Tabi ki Türkiye de kendi ülkesinin güvenliği ve ülkemizin güvenliğinin ötesinde hele hele bir de bunu pazar olmak anlayışıyla değil, üretir hale gelebilmek anlayışıyla da başından beri adımlarımızı attık. Şu anda da S400 konusunu Sayın Putin ile her görüştüğümüzde "Başından itibaren nasıl anlaştıysak öyle devam edecektir” demiştir.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6409 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:14:07:44
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x