Şenyaşar Meclis'teki nöbetinin dördüncü gününde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la randevu ayarlanacağı söylendi.
Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre; Ferit Şenyaşar'a Meclis yönetiminden verilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'la randevu ayarlanması için Cumhurbaşkanı Danışmanı Yalçın Akdoğan'la bir görüşme yapıldı.
Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre; Meclis Başkanı özel kaleminin dün Cumhurbaşkanı ile randevu talebine ilişkin kendilerine dönüş yaptığını söyleyen Şenyaşar, "Cumhurbaşkanı Danışmanı Yalçın Akdoğan ile görüştüklerini, anne ile bir randevu ayarlanacağını söylediler” dedi.
Cumhurbaşkanı’yla görüşmek istediklerini kaydeden Şenyaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kendisinden bir randevu talebinde bulunduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece kendi milletvekilini dinledi, ailemiz hakkındaki iftiraları veri kabul etti ve ailemiz aleyhinde miting meydanlarında propaganda yaptı. Bu davada adalet sağlanmamasının en büyük sebebi olaydan sonra yaptığı açıklamalarıdır. Çünkü o açıklamalarıyla yargıyı tahakküm altına aldı. Bizim Cumhurbaşkanı ile görüşmek istememizin en önemli sebebi olayın yargı zemininde ilerlemesini sağlamak istemememiz ve adalet istememiz. Benimle görüşmesin, anneyle görüşsün, anneden helallik istesin, bir açıklama yapsın, biz eylemimizi sonlandıracağız. Yuvası yıkılmış, evlatları katledilmiş, 6 yıldır gözyaşı dinmeyen bir anne var.
Halk TV'de yer alan habere göre ise Emine Şenyaşar şöyle konuştu:
Emine Şenyaşar da yaşadıklarını şöyle anlattı:
İş yerimizi taradılar, hastanede çocuklarımı katlettiler. Artık bu zulmü kaldıramıyorum. Daha önce de Urfa Adliyesi önünde nöbet tuttuk. Her gün bize zulmediyorlardı. Bizi nezarete koydular, darbettiler. 6 yıldır zulüm altında yaşıyoruz. Dizlerimden ameliyat oldum, gözlerimden ameliyat oldum, boğazımdan ameliyat edecekler. Oğlumun serbest kalmasını istiyorum. Yeter artık bu zulüm bitsin, ben de evime gideyim.
Çocuklarımın hastane içinde nasıl katledildiğini görsünler. Neden bu zulme hala sessiz kalıyorlar? Onların da çocukları var, evlatları var. Beni anlasınlar. Hiç sebepsiz yere çocuklarımı hastanede öldürdüler. Ben ve eşim çocuklarımızın durumunu öğrenmek için hastaneye gittik, eşimi de benim gözümün önünde linç ederek öldürdüler. Katliamdan sonra hastanedeki tüm delilleri yok ettiler, kamera kayıtlarını sakladılar.
