Basın toplantısında ilk sözü alan Macron, Avrupa Birliği'yle müzakerelerde ilerleme konusunda kapıları kapatarak, “Fransa adına hedefimiz, Türkiye’nin ve Türk halkının Avrupa’nın içinde kalmasını sağlamak. Türkiye için Avrupa ile birlikte Avrupa’da bir gelecek istiyorum. İki yüzlülük içinde olmamak lazım. Açıkça konuşmak lazım. AB ile ilişkilerde bir gelişme sağlayamadık. Türkiye'yle yeni bir başlık açılması mümkün görünmüyor” dedi.
Erdoğan da, “Türkiye’nin 54 yıldır AB kapısında bekletildiğini, bu konuda Türkiye gibi başka bir ülke olmadığını söyledi ve bunun için bir gerekçe sunulmadığını" belirtti. Cumhurbaşkanı, “Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Bizi belki de bir karara doğru sürükleyecektir. ‘Ne olur artık bizi de alıverin’ diyecek halimiz yok” dedi.
Erdoğan, AB'yle ilişkiler konusunda beklediği sonucu elde edip etmediğinin sorulması üzerine, “Ben beklediklerimi almış değilim. 35 fasıldan 16 fasıl açıldı ama kapanmış değil. Ne zamanki bunlar aç kapa yapılır ve ‘Üye oldunuz’ denir, o zaman bu sorunuza çok daha rahat cevap vereceğim. Bakanlarımız burada, çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“Yeni başlık açılacak dersem vakit kaybına yol açarım”
Macron da, “Türkiye'yle AB konusunda, Fransa’nın somut olarak pozisyonunun” ne olduğu yönündeki soruya, “AB’nin de bu süreçte hataları olduğunu ve artık Türkiye'yle açık konuşulması gerektiği yanıtını verdi. Macron, “Bazı şeylerin mümkün olduğu hissettirildi fakat bazı sinsi yaklaşımlar beslendi. 35 başlıktan 16’sı açıldı ve son dönemde Türkiye tarafında da bazı değişiklikler oldu. Herkesin egemenliğine saygım var. Ama başlıkların açılması için koşullar bunlar değildi. AİHM konusunda da bazı endişeler dile getirildi. Dolayısıyla yeni başlıklar açacağız dersem, vakit kaybına yol açmış olurum. Bu konuda Avrupa Konseyi adına konuşmak istemiyorum ama bu kurumlara güveniyorum. Tıkanıklık yaşanan konuları konuşsak, zaman kazanılır diye düşünülüyorum. Belki bir işbirliği ve ortaklık çerçevesinde çalışılır. Türkiye’nin ve Türk halkının Avrupa’nın içerisinde, Avrupa’da kalmasını istiyoruz. Bu sürecin belli bir ikiyüzlülüğü oldu, bunun açıkça konuşulması lazım. Geçmişte açık konuşulmadı ama bunun bir faydası da olmadı. Sorumluluklar iki taraflı. Türkiye’nin çıpasının Avrupa’da olması gerekiyor” diye konuştu.
Erdoğan'dan PYD/YPG uyarısı
Cumhurbaşkanı Macron ve Erdoğan, basın toplantısında iki ülke arasında terörle mücadele konusunda tam bir uyum yaşandığını dile getirdi. Ancak Macron'un "PKK'yı terör örgütü olarak tanıyoruz" sözlerine karşılık Erdoğan, "YPG ve PYD'nin de terör örgütü olduğunu" belirtti.
Macron, terörle mücadelede bütün bölgede Türkiye’yle iyi bir işbirliği içinde çalıştıklarını belirterek, "Terör konusunda gerçekten iyi bir işbirliği var. Bu kaliteli bir işbirliğidir. Çıkarlarımız aynı, Suriye’de kesin bir barış süreci oluşturmak" dedi.
Erdoğan ise PYD ve YPG konusunda ısrar ederek, "Türkiye’nin Suriye ile 900 km sınırı var. Şu anda kuzeyde belirli bir bölge kontrolümüz altındadır. Ama burada bir terör koridoru oluşturulmak isteniyor, buna izin vermeyeceğiz. Zira sınırda tamamıyla yerleşim bölgemiz olduğu gibi 260 bin mülteci de bu sınırda yaşıyor. Şu anda bütün mesele YPG ve PYD, PKK’nın kolları olarak, kuzeyden Akdeniz’e girmenin yolunu arıyor. Buna asla müsaade etmeyiz. Bu anlamda dostlarımızın da bizimle birlikte hareket etmesini bekliyoruz. Ama NATO müttefikimiz ABD hala tırlarla bunlara silah veriyor. Müttefiksek gereğini yapmamız lazım. Ve bir terör örgütünü, iki terör örgütüyle yok etme anlayışı, terörle mücadele değildir" dedi.
Suriye ve Astana süreci
Suriye'de politik çözüm için yürütülen Astana sürecine dahil olmayacaklarını dile getiren Macron, bu konuya ilişkin bir soruya, "Bizim bugün tek bir hedefimiz var. Suriye’de kalıcı barışın oluşturulması, tüm azınlıkların dahil edilmesi, tek bir Suriye içinde kalınmasıdır. Bu Türkiye’nin de çıkarınadır. Ancak Astana sürecinde herkes Sayın Erdoğan gibi düşünmüyor, onlar Suriye'de nasıl etkili olabileceklerini düşünüyor. Astana süreci, IŞİD'e karşı askeri bir yapılanma aşamasında önemli idi. Ancak bugün IŞİD'in tümüyle yenilmesine birkaç hafta kaldı. Ve Astana süreci barışı inşa edemez" diye konuştu.
Erdoğan da "Suriye krizine yönelik Astana süreciyle alakalı olarak, 8'inci bölümdeki çalışmalar devam ediyor. Astana sadece Rusya ve İran'ın katıldığı bir süreç değil. Bu sürecin devamında Soçi çalışmaları başlatıldı. Bu süreçler Cenevre sürecine alternatif değil tamamlayıcı çalışmalardır. Bizim hedefimiz Esad'li bir çözüm değildir. Bizim hedefimiz Esad'siz ve Suriye halkının kendi demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir. Bizim buna yardımcı olmamız lazım" dedi.
“FETÖ ağzıyla konuşuyorsun”
Erdoğan bir Fransız bir gazetecinin, MİT TIR’ları iddialarını gündeme getirerek Türkiye’nin Suriye’ye silah gönderdiği yolunda sorduğu soruya sert tepki gösterdi: “Sen şimdi FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ’nün savcılarıydı. Şu anda içerideler… ABD’nin 4 bin TIR Suriye’ye getirmiş olduğu silahları neden sormuyorsun. Gazetecisin ya, bunların üzerinde de dursana? Bunları yazın. Sorularınızı sorarken, bu noktada hassas olun ve başkasının ağzıyla konuşmayın. Karşınızda da bunları da kolay kolay yutacak bir insan yok. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da öğrenin.”
Basın özgürlüğü ve Kavala da gündemdeydi
Macron basın toplantısında, Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü konusunu da görüştüklerini belirterek, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütüyle insan hakları örgütlerinin kendilerine sundukları tutuklu kişilerle ilgili bir listeyi Erdoğan’a ilettiğini, her kişinin dosyasının ayrı ayrı ele alınması konusunda anlaştıklarını söyledi.
Bir başka Fransız gazetecinin ifade özgürlüğü ve Türkiye’de tutuklu işadamı Osman Kavala’yla ilgili sorusuna da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kavala'nın avukatları var, iyi. Burada da bu avukatlar bayağı iş görüyorlar, çalışıyorlar. Ama İstanbul'daki 2013 Gezi olaylarının bunlar perde arkası, geri planındaki aktörleri olduğunu ben hanımefendiye hatırlatayım da onun üzerinde de bir çalışma yapsın” yanıtını verdi.
Macron da, Erdoğan’a verdiği listede Osman Kavala ve Galatasaray Üniversitesi’nde yaşananlarla birlikte birçok isim olduğunu, ancak sürecin sağlığı için bu isimleri açıklamayacağını söyledi.